Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan “2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”nda sağlık hizmetlerine yönelik hedefler sıralandı.
Vatandaşların yaşam kalitesi ve süresinin yükseltilmesi ile ekonomik, sosyal ve kültürel hayata bilinçli, aktif ve sağlıklı bir şekilde katılımlarının sağlanması, amaçlanan hedefler arasında yer aldı.
Programa göre, bu amaç doğrultusunda, veriye ve kanıta dayalı politikalarla desteklenen, erişilebilir, nitelikli, maliyet etkin ve sürdürülebilir bir sağlık hizmeti sunumu esas olacak.
Öncelikle koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinleştirilmesi, altyapı ve sağlık personeli ihtiyacının karşılanması ve ülke genelindeki dağılımlarının dengelenmesi sağlanacak.
Sağlık hizmetlerinin eşitlik ve hakkaniyet ilkesiyle, hasta haklarının saygılı, erişebilir, etkin ve kaliteli bir yapıya kavuşturulması, akılcı ilaç kullanım mekanizmaları oluşturulacak.
Sağlıklı hayat tarzı teşvik edilecek ve daha erişilebilir, uygun, etkili ve etkin bir sağlık hizmeti sunulması öncelikli politikalar arasında yer alacak.
İLKOKULLARDA OKUL YEMEĞİ PROGRAMI
Bulaşıcı olmayan hastalıklar ve bunların risk faktörlerine ilişkin koruyucu ve tedavi edici hizmet kapasitesi artırılacak, obezitenin önlenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik ilgili paydaşlarla koordineli bir şekilde mevcut programlar yaygınlaştırılacak ve ilave düzenlemeler yapılacak.
Bu kapsamda, bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik farkındalığın artırılması amacıyla eğitim materyalleri hazırlanacak, etkinlik ve faaliyetler gerçekleştirilecek.
Beslenme Dostu Okul Programı uygulamasına devam edilecek, bunun yanında ilkokullarda okul yemeği programına başlanacak. Tüketicilerin, besin içeriklerini sağlık açısından daha kolay değerlendirmesini sağlamak amacıyla gıda ambalajlarındaki renkli ön yüz etiketleme uygulamasına geçilecek.
Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bebek ve çocuk sağlığının geliştirilmesine yönelik olarak tamamlayıcı beslenme desteklenecek.
Tüm bebek ve çocukların hemoglobin ölçümleri planlanan zamanda yapılarak, demir ve D vitamini preparatlarının aile hekimleri aracılığıyla belirlenen program kriterleri dahilinde bebeklere ulaştırılması ve preparatların kullanımının izlenmesi sağlanarak kullanım düzeyi artırılacak.
GÜVENLİK HİZMETLERİNDE KASA TİPİ AMBULANS KULLANILACAK
Acil sağlık hizmet sunumu kapsam ve kapasitesi olarak güçlendirilecek, acil servis tedavi hizmetleri geliştirilecek.
Doğal afetlerde ve olağanüstü durumlarda hızlı ve etkin sağlık hizmetine erişim sağlanacak. Acil sağlık istasyonları nitelik ve nicelik açısından iyileştirilecek, acil sağlık istasyonlarının yenilenmesi ve yeni acil sağlık istasyonlarının yapılması sağlanacak, acil sağlık ambulans sayısı artırılacak.
Güvenlik hizmetlerinde, “kasa tipi” ambulans kullanımı sağlanacak.
Öte yandan evde sağlık hizmeti uygulamasının erişilebilir ve etkin olması sağlanacak. Evde Sağlık Hizmetleri personel, araç ve ekip standartları belirlenecek, ihtiyaçların tespit edilmesine yönelik saha çalışması yapılacak, başta yaşlı ve kronik hastalığı olan vatandaşlar olmak üzere evde sağlık hizmetlerine erişimin artırılması amacıyla hizmeti sunum kapasitesi fiziksel altyapı ve insan kaynağı sayısı genişletilecek.
“ÖZELLİKLİ SAĞLIK HİZMETLERİNDE TESCİL MEVZUATI HAZIRLANACAK”
Özellikli sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir ve sürdürülebilir olması sağlanacak. Başta diyaliz hizmetleri olmak üzere özellikli sağlık hizmetlerine yönelik kapasite, cihaz ve personel altyapısı göz önünde bulundurularak artırılacak.
Özellikli sağlık hizmetlerinde tescil mevzuatı hazırlanacak. Erişkin kalp-damar cerrahi merkezleri ve yoğun bakım servislerinde hizmet esaslı seviyelendirmeye geçilecek. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp merkezi sayısı ve kamu hastanelerindeki geleneksel ve tamamlayıcı tıp ünite sayısı artırılacak.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliği artırılacak, sağlık harcamalarının azaltılması amacıyla koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri geliştirilecek.
Aile hekimliği uygulaması kapsamında verilen hizmet sunumunun geliştirilmesi amacıyla aile hekimliği birimi sayısı artırılarak aile hekimi başına düşen nüfus azaltılacak
Başta tarama programları olmak üzere kronik hastalıkların takibi aile hekimliği uygulamasına entegre edilecek. Aile Hekimliği sisteminin bilinirliğinin artırılmasına yönelik kampanya ve etkinlikler düzenlenecek, birinci basamak sağlık hizmet sunum sürecinde kağıt ortamında yürütülen işlemlerin kaydı, Halk Sağlığı Bilgi Yönetim Sistemi’nde (HSYS) elektronik ortama aktarılacak
Sarf malzemesi ve ilaç satın alımı yapamayan illerde stok kopması ve bu sebeple sağlık hizmeti sunumunun aksamasını önlemek için tedarik paylaşım platformu ile stok gün düzeyi 60 gün üzerinde olan sağlık kuruluşlarındaki tüm miktarların mecburi paylaşılması sağlanacak. Alternatif alım yöntemleri ve lojistik iş birlikleri ile stok seviyeleri düşürülecek, satın alma süreçleri hızlandırılacak.
“ANTİBİYOTİK KULLANIMI DÜŞÜRÜLECEK”
İlaç sektörüne yönelik Ar-Ge çalışmaları kapsamında, klinik araştırma merkezleri ve birimlerinin sayıları artırılacak, altyapıları geliştirilecek. Eğitim ve araştırma rolü olan hastanelerde klinik araştırma merkezi sayısı artırılacak, Ar-Ge altyapıları geliştirilecek.
Sağlık hizmetlerinde klinik kalite geliştirilecek, kamu hastanelerinde sağlık hizmetinden duyulan memnuniyet oranı ve operasyonel verimlilik artırılacak.
Sağlık hizmeti sunumuna yönelik kalite standartları geliştirilecek ve bu standartlar doğrultusunda kurum ve kuruluşlar düzenli olarak yerinde değerlendirilecek ve sağlık tesislerinin verimlilik düzeyi artırılacak.
Akılcı ilaç kullanımı için sağlık personelinin ve halkın bilinçlendirilmesi sağlanacak, ilaç ve tıbbi cihazların kalitesi, kullanımı ve bunlara yönelik harcamaların etkinliği kontrol edilecek.
İlaç maliyetlerinin azaltılması ve akılcı ilaç kullanımının geliştirilmesi sağlanacak. Akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla, antibiyotik bulunduran reçete yüzdesi yüksek olan iller öncelikli olmak üzere, halka ve sağlık çalışanlarına yönelik bilinçlendirme, eğitim, izleme ve değerlendirme faaliyetleri yürütülecek. Geçen yıl 35,3 olan bin kişiye düşen günlük antibiyotik tüketim miktarının 2019 yılında 34’e düşürülmesi hedefleniyor.
Veri ve kanıta dayalı sağlık politikalarını geliştirmek amacıyla da uluslararası karşılaştırmalara imkan verecek standart ve kalitede verilerin üretilmesi sağlanacak. Sağlık veri setleri yeniden yapılandırılacak ve uluslararası mukayeseye imkan veren bir veri yapısı oluşturulacak.
“TÜRKİYE’NİN SAĞLIK TURİZMİNDE TANINIRLIĞI ARTIRILACAK”
Sağlık turizminin geliştirilmesi programı kapsamında ise Türkiye’nin sağlık turizmi alanında tanınırlığının artırılması sağlanacak, sağlık turizmine yönelik hizmet sunum kapasitesi geliştirilecek.
Sağlık turizmi yetki belgesine sahip sağlık tesisi ve aracı kuruluşların akreditasyonları sağlanacak. Ayrıca yabancılara yönelik çağrı merkezinin tanıtımı yapılacak ve aktif kullanım sağlanacak.
Sağlıklı Yaşam ve Hareketlilik Programı kapsamında ise madde bağımlılarına yönelik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri güçlendirilecek.
Madde bağımlılığının tedavisini sağlayan AMATEM ve ÇEMATEM’ler nicelik ve nitelik olarak geliştirilecek. Bağımlı Hastalara Rehabilitasyon (BAHAR) merkezlerine ilişkin mevzuat faaliyetleri tamamlanacak, söz konusu merkezlerin sayısı ve hizmet sunum kapasitesi artırılacak.
Ruh sağlığı hizmetleri nitelik ve nicelik açısından geliştirilecek. 0-6 Yaş Çocuğun Psikososyal Gelişiminin Desteklenmesi Programı, tüm yurda yaygınlaştırılacak, çocukluk çağı nörogelişimsel bozukluklar, çocuk ve ergenlere yönelik ruhsal travma tedavisi ve kanser hastalarının psikolojisi konularında personele yönelik hizmet içi eğitim verilecek. Ayrıca çocuk izlem merkezleri (ÇİM) personeline Çocukla Adli Görüşmeci Eğitimi verilecek.
Meme, serviks, kolorektal kanser taramaları yaygınlaştırılacak ve kanser hastalığının izlenmesi ve yönetimi için kanser kayıt sistemi geliştirilecek. Vatandaşların taramalara katılmaları için farkındalığı artıracak kampanyalar düzenlenecek ve aile hekimlerinin kanser taramalarına katılımı artırılacak. Ulusal web tabanlı Kanser Kayıtçılığı programı geliştirilecek, Kanser Taramaları Çağrı Merkezi Pilot uygulaması yaygınlaştırılacak, Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) sayısı artırılacak.
“SEZARYEN DOĞUMLARIN TÜM DOĞUMLAR İÇİNDEKİ PAYI 2017’DE YÜZDE 53,1’E YÜKSELDİ”
Bu arada sağlık alanında yapılan yatırımlara da yer verildi. Sağlık alanındaki gelişmelere ilişkin paylaşılan verilere göre, 2016 yılında bin canlı doğumda 7,2 olan bebek ölümünün, 2017 yılında 6,8’e gerilemiş olmakla birlikte bölgesel farklılıkların önemini koruduğuna dikkat çekildi. Bebek ölüm hızı İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS-1) düzeyinde 2017 yılında Doğu Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde bin canlı doğumda 4,9 iken, OrtadoğuAnadolu Bölgesi’nde 9,6 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 10,2 oldu.
Yüz bin canlı doğumda gerçekleşen anne ölüm oranlarına bakıldığında ise 2007 yılında 21,2 olarak gerçekleşen oran 2017 yılında 14,6’ya düştü.
Anne ve bebek sağlığı açısından önemli olan doğum öncesi bakım alma ve doğumun bir sağlık kuruluşunda yapılma oranları 2017 yılında sırasıyla yüzde 99,7’ye ve yüzde 98’e ulaştı. 2012’de yüzde 48,0 olan sezaryen doğumların tüm doğumlar içindeki payı 2017 yılında yüzde 53,1’e yükseldi.
Kalp-damar hastalıkları ve kanser başta olmak üzere bulaşıcı olmayan hastalıklara neden olan temel faktörler, tütün kullanımı, fiziksel aktivite eksikliği ve dengesiz beslenme olarak sıralandı.
“34 ŞEHİR HASTANESİ PROJESİNİN YAPIMI PLANLANDI”
Sağlıkta Dönüşüm Programı sonrasında 2002 yılında 18 bin 934 olan toplam nitelikli yatak sayısı, 2016 yılında 113 bin 166’ya yükseldi. 2017 yılında nitelikli yatak sayısı daha da artırılarak toplam 127 bin 347’ye ulaştırıldı.
Sağlık yatırımlarında kamu-özel iş birliği (KÖİ) yönteminden de önemli ölçüde faydalanıldı. Bu yöntemle birçok ilde toplam 45 bin 488 yatak kapasitesine sahip 34 Şehir Hastanesi projesinin yapımı planlanlandı. 2018 yılı ekim ayı itibarıyla söz konusu projelerden toplam 6 bin 651 yatak kapasiteli Yozgat, Mersin, Isparta, Adana, Kayseri ve Elazığ şehir hastaneleri hizmete alındı.
“HASTANELERE YAPILAN TOPLAM MÜRACAAT SAYISI YÜZDE 86,6 ARTTI”
2007-2017 döneminde hastanelere yapılan toplam müracaat sayısı yüzde 86,6 artarken, özel sektörde bu artış yüzde 194,9 olarak gerçekleşti.
Özel sektörün toplam hastane müracaatları içerisindeki payı 2007 yılında yüzde 9,8 iken 2017 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Toplam hastane müracaat sayısının artışında sağlık altyapısının iyileştirilmesi ve hizmete erişimin kolaylaştırılması etkili oldu. 2017 yılında Türkiye’deki hastanelerin yatak doluluk oranı yüzde 68,1 olarak gerçekleşti.
“5 BİN 253 OLAN TIP FAKÜLTESİ KONTENJANI 14 BİN 616’YA YÜKSELTİLDİ”
Türkiye’de 2017 yılı itibarıyla hekim sayısı 149 bin 997, diş hekimi sayısı 27 bin 889 ve hemşire sayısı 166 bin 142 oldu. Yüz bin kişiye düşen hekim sayısı 186 ve hemşire sayısı 206 iken AB’de 2016 yılı için bu sayılar sırasıyla 378 ve 839, OECD’de ise yine 2016 yılı için 351 ve 955 olarak belirtildi.
Hekim açığını azaltmak amacıyla 2007-2008 öğretim döneminde 5 bin 253 olan tıp fakültesi kontenjanı, 2018-2019 öğretim döneminde 14 bin 616’ya yükseltildi ve yüzde 178 artış gerçekleştirildi. Aynı dönemde hemşire kontenjanı ise yüzde 157 artırılarak 5 bin 824’ten 14 bin 966’ya çıkarıldı.
AB’de 2,4, OECD ortalamasında ise 2,9 olan doktor başına hemşire sayısı Türkiye’de 1,1 olarak tespit edildi. Uluslararası mukayeselere göre, Türkiye’de düşük olan 100 bin kişiye düşen hekim sayısının, mevcut kontenjanlarla 10 yıl içerisinde OECD ortalamasına yaklaşarak ABD ve Japonya’daki oranlarla benzer seviyeye ulaşacağı belirtildi.
“ÇEMATEM VE AMATEM SAYILARI ARTIRILDI”
Madde bağımlılığıyla mücadelenin artırılması amacıyla, 2014 yılında üç olan Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Merkezi (ÇEMATEM) sayısı 2018 yılı itibarıyla 8’e, 24 olan Alkol-Madde Bağımlılığı Araştırma Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) sayısı 39’a ve bu kurumlardaki toplam yatak sayısı 710’dan bin 62’ye yükseltildi.
Başta antibiyotik olmak üzere gereksiz ilaç kullanımının azaltılması ve akılcı ilaç kullanımının geliştirilmesine yönelik ihtiyacın devam ettiği vurgulandı. OECD ülkelerinde 2016 yılında ortalama 20,7 olan bin kişi başına düşen günlük antibiyotik tüketim miktarı, Türkiye’de aynı yılda 40,5 iken 2017 yılında 35,3’e düştü ve hedeflenen 37 seviyesinin altında gerçekleşti.