Reha Muhtar’ın Merdivenlerden Düşmesinin Ardından Ortaya Çıkan İddialar
Geçtiğimiz günlerde merdivenlerden düşen gazeteci Reha Muhtar’ın yoğun bakıma kaldırılmasının ardından, olayla ilgili çok sayıda iddia ortaya atıldı. Muhtar’ın yanında olan oğlunun, kendisi ve şarkıcı Nilüfer ile kızı Ayşe Nazlı Yumlu tarafından kaçırıldığı öne sürüldü. Bunun üzerine Reha Muhtar’ın eski eşi Deniz Uğur’un avukatı Feyza Altun, Ayşe Nazlı Yumlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Nilüfer Sessizliğini Bozdu: “Çocuk Kaçırma Değil, İğrenç Bir İftiradır”
İddiaların ardından sosyal medyada bir video yayınlayan şarkıcı Nilüfer Yumlu, olayı şöyle anlattı:
“Çocuk kaçırma ya da alıkoyma gibi bir şey söz konusu değildir. Hepsi maalesef iğrenç bir iftiradır. Dün sabah kızım aradı ve babasının düştüğünü, yoğun bakıma kaldırıldığını söyledi. Poyraz aramış onu. Çok üzüldüm ve ‘Ayşe Nazlı hemen hastaneye git’ dedim. Poyraz oradaymış. Çünkü gece Reha Bey yalısında merdivenden düşüyor ve solunumu duruyor.
Poyraz 14-15 yaşında. Evde başka kimse yok, Poyraz komşuya koşuyor. Ambulans geliyor ve hastaneye kaldırılıyor Reha Muhtar. Poyraz gece saat 1:30’dan itibaren hastanede tek başına. Poyraz, Ayşe Nazlı’yı aramış ancak gece ulaşamamış. Sabah aradığında ulaşmış. Annesini aramamış, sabah da annesini aramamış. Çünkü Poyraz bir süre önce mahkeme kararıyla babasıyla yaşamaya karar verdi. Poyraz, annesine gitmek istemiyor. Bunun nedenlerini ben açıklayamam. Benim haddim değil, onların ailevi ilişkileri ben karışamam. Ayşe Nazlı hastanede ağlıyor, çünkü babası yoğun bakımda. Poyraz da onun kardeşi…. Kan bağları olmasa da kardeşi…
Bana dedi ki ‘Anne, Poyraz eve gitmek istiyor’ Çünkü Poyraz’ın kedisi ve köpeği var. Ayşe Nazlı, Poyraz’ı aldı, Reha Bey’in evine gittiler. O sırada bana bir telefon geldi ve ‘Ayşe Nazlı, Poyraz’ı hastaneye getirsin yoksa suç duyurusunda bulunacağız’ dediler. Ben de aradım kızıma hastaneye dönmelerini söyledim. Ve olayın tamamı budur. Ben dört gündür Bodrum’dayım. Ayşe Nazlı da ablası olarak onun dileğini yerine getirmiştir.
Bu iftirayı edenler hakkında bir şey söylemek istemiyorum ve mahkemeye vermek istemiyorum. Çünkü ben bu kötülüklerle uğraşamam. Onlara tek tavsiyem, iyi insan olmaya çalışsınlar. Lütfen iyi insan olmaya çalışın.”
Deniz Uğur Basın Toplantısı Düzenledi
Olayın yaşandığı gün kendisiyle irtibata geçilemediğini ve oğluna ulaşamadığını belirten Deniz Uğur, basın toplantısı düzenleyerek şunları söyledi:
“Çocuğumun nerede olduğunu 24 saatten fazladır öğrenmeye çalışıyorum. Çocuğum benimle konuşturulmuyor. Yanında çocuğum hakkında hiçbir yetkisi olmayan insanlarla nerede olduğunu bile bilmiyorum.
Bakın bu öyle bir olay ki, bunun asla magazin tarafı falan yok. Bu adli olay arkadaşlar, bu çocuk kaçırmadır. Zaten haklarında suç duyurusunda bulunuldu. Reha Bey’in avukatı kendisi konuşamayacak durumdayken, adamcağız komada mıdır nedir, detaylarını da bilmiyorum. Avukatı kendi kendine çıkıp, Deniz Hanım ayıp ediyor çocuk kaçırılmadı ablasının yanındadır falan diyor. Bu açıklamayı yapmaya kanunen hiçbir yetkisi yok. Kimsenin bu konuda 15 yaşında çocuğun kimin yanında kalacağına karar verme yetkisi yok. Devlet haricinde hastanenin bile zan altında kalması söz konusu. Çünkü, daha o insan ambulansla hastaneye kaldırıldığı anda 15 yaşındaki çocuğun annesini veya kolluk kuvvetlerini arayıp derhal teslim etmeleri gerekir.
Oğlumun sinir krizi geçirdiğini söylüyorlar. Kazanın olduğu gecenin daha erken saatlerinde, o akşam Reha Bey’in oğlumla birlikte bir restoranda olduğunu çok yüksek miktarda alkol tükettiğini, kendinde olmayan bir şekilde yere kapaklandığını, oğlumun orada sinir krizi geçirdiğini, yalvardığını, baba ne olur yapma arabayı sen kullanma dediğini bunu görgü tanıkları söylüyorlar. Bize de şahitlik edecekler. Bu herkesin gözünün önünde olmuş bir şey. Ardından da zorla çocuk arabaya bindirilmiş ve gidilmiş. Şimdi bu insan beyin kanaması geçirdiyse, yolda da geçirebilirdi. Arabayı kullanırken de geçirebilirdi ya da alkollü olduğu için de kaza yapabilirdi. Benim oğlum bugün hayatta olmayabilirdi. Bana kim bunların hesabını verecek?”