Öztürk Yılmaz’dan Ali Erbaş hakkında sert açıklamalar: Siyasal İslam’ın Savunucusu Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında sert bir eleştiride bulundu.
Öztürk Yılmaz’dan Ali Erbaş hakkında sert açıklamalar: Siyasal İslam’ın Savunucusu
Öztürk Yılmaz’dan Ali Erbaş hakkında sert açıklamalar: Siyasal İslam’ın Savunucusu
GÜNDEM – Son zamanlarda siyasal İslamcıları hedef alan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın özgeçmişinin yer aldığı bir gazete haberini paylaşarak dikkat çeken açıklamalar yaptı.
SİYASAL İSLAMIN SAVUNUCUSU
Ali Erbaş’a, “Mübarek, hep Hristiyanlık okumuşsun.” diyen Öztürk Yılmaz, “İslam diniyle alakan verdiğin fetvalardan anlaşılıyor! Karışıyor tabii ister istemez! Dinin değil, Siyasal İslamın savunucusu Ali Erbaş!” İfadelerini kullandı.
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, daha önceki açıklamalarında;
Siyasal islamcılar rejimimizi yıktı!
Hepimizi mağdur etti! Hayata küstük!
Terörist İşid’cililer askerimizi yaktı,
botlarıyla bayrağımızı çiğnedi!
Göçmenler, çocuklarımıza tecavüz etti.
Gençlerimizi dövdü!
Cumhuriyetin bütün varlıkları tek tek peşkeş çekildi!
Hoca bozuntuları Türk yurdunu hedef aldı
Üniter yapımızı hedef alan bölücüler ve siyasal İslamcılarla doldu yüce MECLİSİMİZ.
Bayrağımıza Türk Bayrağı demeyenler ile vatanımızın bütünlüğünü kabul etmeyenlerin sesi daha gür çıkmaya başladı.
Ülke bir kaosa sürüklendi. Şimdi siyasal islamcılar koşar adımlarla karşı devrim yapıyor. Amaçları, anayasa değişikliğiyle tek adam diktatörlüğüne hilafet rejimini de eklemek. Bu, karşı devrimin son halkasıdır.
Kukla muhalefet, kendi içinde Bizans oyunlarıyla meşgul. Muhalefeti adam etmeye çalışanlar, boşuna zamanımızı çaldı ve bizleri de baskı altına aldı.
Hatta muhalefetteki statükocular bizim çıkış yapmamızın önünü kesmek için harcadıkları enerjinin milyonda birini, siyasal islamcıların ilerleyişini önlemek için harcamadılar. Sonuçta kendileri zaten kaybedecekti ve kaybettiler ama bize de engel oldular.
Gelinen aşamada, ya var olacağız ve Atatürk’ün halk egemenliğine dayalı kurduğu muhteşem cumhuriyet rejimimize ile dinimize ve bizi biz eden değerlerimize sahip çıkacağız veya siyasal islamcıların bizim için çizdiği yok oluş cehennemine razı olacağız.
Ben tercihimi biattan değil, bu düzene itirazdan yana kullanıyorum. Aslında, bu benim için bir tercih de olamaz. Yaşamsal zorunluktur. Gelin siz de artık karar verin! 5 yıl değil 5 dakika bile katlanacak halimiz kalmadı!
Birleşelim. Yenilik Partimiz bir çerçeve ve mücadele çatısı sunuyor. Katılın!
a) Siyasal islamcıları erken seçime zorlayıp düşürerek, rejimimizi kurtarmak.
b) Yüce dinimizin daha fazla tahrip edilmesini engellemek.
Bunu başarırsak herşey düzelir! İnanın! Göçmenleri de göndeririz! Ekonomiye de düzeltiriz! Satılıp savılanları da kamulaştırıp alırız. Ülkede üretim ve özgürlüğü zirve yaptırırız. Yeter ki inanalım. Takip edin! demişti.