Özlem Yağmur yazdı: “CHP Bursa Örgütü Tahsin İzmir’in “Şüpheli Ölümünü” neden gizledi? İzmir, sahte içki yüzünden mi hayatını kaybetti?” Tüm CHP Bursa Örgütü’nün sorduğu soruların aslını araştırdım. “Altında, Bursa Cumhuriyet Savcısı ve adli tabibinin de imzasının yer aldığı “Ölü Muayene Tutanağı”na Tahsin İzmir’in ölümü “Şüpheli Ölüm” olarak geçti mi? Ve yine o ölü muayene raporunda “Metil Alkol zehirlenmesi” ifadesi yer aldı mı?
BURSA – CHP Bursa örgütü geçtiğimiz günlerde acı bir kayıp yaşadı. Nilüfer İlçe Üyesi, partinin sevilen, sayılan isimlerinden olan Tahsin İzmir (CHP’lilerin iddiasına göre ani bir kalp krizi neticesinde) hayatını kaybetti.
Öncelikle Tahsin İzmir’e rahmet, ailesi ve tüm sevenlerine de baş sağlığı diliyor, olayın adli ve toplumsal boyutu olduğu için kendimi bu yazıyı yazmak zorunda hissediyorum.
Kıymetli CHP’liler…
Tahsin İzmir’in ölümünde “Sahte içki” boyutuna ilişkin son derece ciddi iddialar bahse konu iken neden gizlediniz? Neyi gizlediniz?..
CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, ısrar ve inatla Tahsin İzmir’in ölümünün kalp krizi sonucunda olduğunu söylüyor.
CHP İl Yönetimi ona keza…
İzmir için Nilüfer İlçe Başkanlığı önünde yapılan uğurlama töreninde yer alan, konuşma yapan CHP Bursa milletvekilleri Orhan Sarıbal, Erkan Aydın ve Yüksel Özkan, neden bu “ŞÜPHELİ ÖLÜM”e ilişkin tek satır etmiyor?
Neden iddiaları gündeme getirmiyor?
Neden sormuyor, sorgulamıyor?
Oysa, başta milletvekilleri olmak üzere tüm siyasetçilerin bu topluma gerçekleri söyleme, toplum karşısında dürüst olma zorunluluğu var. (Unutmayın ki, çıkıp kürsülerden yemin ettiniz.)
Tahsin İzmir’in ölümüne ilişkin korkunç iddialar neden sümen altı ediliyor?
Neden, insanlar susturuluyor?
Neden tüm sorular yalanlanıyor?
Bu ülkede sahte içki yüzünden yüzlerce insan öldü! Hala ölüyor!
Korkarım ki, daha da ölecekken, CHP Bursa Örgütü içinde yer alan bir Allah’ın kulu neden çıkıp konuşmuyor-konuşamıyor?
Sizlerin bu topluma karşı hiçbir sorumluluğunuz yok mu?
Burada, ortalama bir konuda dahi olması farz olan siyasetçi dürüstlüğünden bahsetmiyorum.
Kaçak içki diyorum. Sahte alkol diyorum. Şüpheli ölüm diyorum…
Toplum sağlığı diyorum, yaşama hakkı diyorum, başka insanların da aldığı-alabileceği risklerden bahsediyorum.
Sahte içki insanları öldürüyor! Diyorum.
Nitekim, bir üyeniz öldü ve iddialar vahim diyorum.
Hala, hepiniz susuyor ve tüm iddiaları reddediyorsunuz.
***
O vakit, başta CHP Bursa Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Yüksel Özkan ve Erkan Aydın’ı muhatap alarak, onların ardından da CHP İl Başkanı İsmet Karaca ve Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz’a seslenerek tek tek soralım.
Tahsin İzmir, üç gün yoğun bakımda tedavi gördükten sonra hayatını kaybettiği Bursa Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne hangi şikayetlerle, ne şekilde getirildi?
Tedavisi sürecine dair hazırlanan epikriz raporunda, “Metil Alkol zehirlenmesi olan hasta” ifadesi yer alıyor!
Yine aynı raporda, “hasta etil alkol infizyonu aldı” yazılmış.
Hiç duymadınız mı? Hiç biriniz öğrenmediniz mi?
Ne dersiniz?..
Tahsin İzmir’in hayatını kaybetmesi, üzerine hastane polisi nöbetçi savcıyı aradı mı?
Altında, Bursa Cumhuriyet Savcısı ve adli tabibin de imzasının yer aldığı “Ölü Muayene Tutanağı”na Tahsin İzmir’in ölümü “Şüpheli Ölüm” olarak geçti mi?
Ve yine o ölü muayene raporunda “Metil Alkol zehirlenmesi” ifadesi yer aldı mı?
Ve bu tutanakta, İzmir’in kesin ölüm sebebinin belli olması için otopsi istendi mi?..
Bunların bilinmesini, konuşulmasını neden istemiyorsunuz?
Konuşanları, duyum ve şüpheleri olanları, soru soranları neden susturuyorsunuz?
***
Amacım, ölmüş bir insanın ardından onun anısına saygısızlık yapmak değil, yakınlarını ve sevenlerini üzmek hiç değil.
Ancak, ortada toplum sağlığını ilgilendiren vahim iddialar var.
Resmi kayıtlara “Şüpheli” olarak geçmiş bir ölüm var.
Yiine resmi kayıtların hepsinde “Metil Alkol zehirlenmesi” ifadesi var.
Siz bir partilinizin neden öldüğünü gerçekten hiç mi merak etmiyorsunuz?
Partilinizin, birilerinin ürettiği sahte içki yüzünden ölmüş olabileceği sizi hiç mi enterese etmiyor?
Bu durum hiç mi üzmüyor?
Üstelik, şayet iddialar doğru ise ortada çok daha büyük bir sorun var.
Şayet, Tahsin İzmir metil alkol, yani zahte içki zehirmenmesi yüzünden hayatını kaybettiyse, ortada bir “Sahte içki” gerçeği ve büyük bir suç var.
O sahte içki nereden temin edildi? Nasıl temin edildi?
Hayatını kaybeden Tahsin İzmir’e nasıl ve ne şekilde ulaştı?
Ya başka insanlar?
Onlar da risk altında mı?
O sahte içki onlara da ulaştı mı? Ulaşır mı?
Bunlar toplumdan gizlenebilecek, üzeri örtülebilecek türden iddia ve endişeler değil.
Buna hiç birinizin hakkı yok.
Ölüm şüpheli, iddialar ciddi, vaziyet adli!
İken, neyi, neden saklamak istiyorsunuz?
Tüm CHP örgütünün konuştukları ortadayken, benim öğrendiklerim (Anlayan elbette anladı) bu denli barizken…
İddialar doğrultusunda gidersek, “taksirle adam öldürme” gibi son derece ciddi bir suç dahi bahse konu iken…
Bu örtbas çabasını, halk sağlığını çok ciddi bir şekilde tehdit eden bir sorumsuzluk olarak görüyor, her birinizi, “yaşama hakkı” kavramına ilişkin bilinç durumunuzu bir kez daha gözden geçirmeye ve topluma karşı dürüst olmaya çağırıyorum.
Arkadaşlar…
Bu iş, “tacizci ilçe başkanı” meselesini örtbas etmeye benzemez!
Hatta iddialar doğruysa “taksirle ölüme sebebiyet verme” gibi çok ciddi bir suç var.
Ve siz hepiniz hem susuyor, hem de susturuyorsunuz!
Akıl alır gibi değil.
Yazarın notu:
1) Böyle hassas bir konuda, bir inan hayatını kaybetmişken ve böyle hazin bir olaya dair yazı yazarken, elimde belge ya da bilgi olmadan kalem oynatmam. Ve fakat, kesin ölüm sonucu, otopsi raporunda ortaya çıkacağından ifadelerimi “iddia” şeklinde yazdım.
2) Başından bu yana tüm iddialar vahim, belge ve bilgiler iddialardan da vahim, ancak yazmaktan imtina ettiğim bir korkunç iddia daha var ki, CHP Bursa Örgütü içinde bu olayın neden gizlendiğine ilişkin günlerdir konuşulan…
Tüm samimiyetimle yanlış olmasını istiyor ve umuyorum.