Birinci Dünya Savaşı Sonrası ve Kurtuluş Savaşı
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından parçalandı ve ordusu dağıldı. Silahlar İngilizlere teslim edildi ve Anadolu’nun her bölgesi düşman güçleri tarafından işgal edildi. “Hürriyet” çağrıları yapanlar idam edildi veya kurşuna dizildi.
Bu zor şartlarda Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, vatanı kurtarmak için harekete geçti. Silahları, mühimmatları, erzakları yoktu. “Çılgın Türkler” olarak anılmaya başlayan bu kahramanlar, bir kurtuluş mücadelesi başlattı. Halk da Mustafa Kemal’in yanında yer aldı ve sadece erkekler değil, kadınlar da direnişin ön saflarında savaştılar.
100 Yıllık Saygı
Fatma Seher Erden (Kara Fatma), İzmir’in kurtuluş mücadelesinin başlatıcılarından biri oldu. Hafız Selman İzbeli, askerlere çorap ve fanila ördü ve “Ben bir Cumhuriyet kadınıyım” dedi. Gördesli Makbule, Yunan kuvvetleriyle çatışarak şehit oldu. Nezahat Onbaşı, 9 yaşındayken cepheye gitti ve 70. Alay’ın simgesi haline geldi.
Mustafa Kemal ve askerleri, 7 düvele meydan okuyarak düşmanı denize döktü. Bize özgür, bağımsız, laik ve demokratik bir hukuk devleti bıraktılar.
Genç Teğmenlerin Saygısının Cezalandırılması
Ancak yakın zamanda, Harp Okulu mezuniyet töreninde 100 yıl önce kazanılan zafere saygı duruşu gösteren genç teğmenlerin “disiplinsizlik” bahanesiyle cezalandırılması tartışmalara yol açtı.
Vatandaşların Desteği
Vatandaşlar, Ebru Eroğlu’na yönelik hedef göstermelerin ve genç teğmenlerin cezalandırılmalarının karşısında durdu. “Ebru Teğmen görevine dönmeli” imza kampanyası 50 bin imzaya yaklaştı.
Kemalist Aydınlanma Derneği, “Atatürk’ün askeri olmanın onurunu yaşatan teğmenlerimizin cezalandırılmaları asla kabul edilemez” açıklamasını yaptı.
Sonuç
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında, Kurtuluş Savaşı’nın kahraman kadınları ve bugün onun mirasını yaşatan genç teğmenler, toplumun takdirini ve desteğini hak ediyor.