BURSA – Bir şehit yakınının evini “kaçak” diye yıkmaya çalışan, dönemin İçişleri Bakanı’nın “yenisini yapacaksan yıkabilirsin” uyarısı üzerine geri adım atmak zorunda kalan Önder Tanır’da “nasıl bir milli görüş ruhu” gördünüz acaba?
Bursa kamuoyunda uzun süre “Türk soylu Alman vatandaşı bir iş insanının” gündeme getirdiği “kaçak yapı, rüşvet ve bağış” iddialarıyla gündeme gelen Önder Tanır’ın nasıl bir imanı varmış da imkânı olsun!
Söz konusu iş insanının savcılığa yaptığı suç duyurusunun ardından açılan davanın akıbeti merakla beklenirken, olay patlak verdiğinde İçişleri Bakanlığı izin vermeyince iddialar idari yönden soruşturulmadığı gerçeği ortadayken, Önder Tanır’ın “belediyeden cebine para atan değil, cebindeki parayı belediye kasasına atan türden” bir ruha sahip olduğuna emin misiniz, emin miyiz?
Davalık olduğu iş insanına plaket takdim eden, kendisini Almanya’da ağırlatan Önder Tanır’dan Kestel halkı da emin olmak istemez mi?
Bir şehit yakınının evini “kaçak” diye yıkmaya çalışan, dönemin İçişleri Bakanı’nın “yenisini yapacaksan yıkabilirsin” uyarısı üzerine geri adım atmak zorunda kalan Önder Tanır’da “nasıl bir milli görüş ruhu” gördünüz acaba!
“Sayın Fatih Erbakan, 2014-2019 Yener Acar’ın Kestel Belediye Başkanlığı döneminde yerel yönetimin hesaplarında 250 bin lira olarak kayıtlara geçen bağış tutarı, Önder Tanır’ın görevdeki ilk üç yılında yani 2019-2022 yılları arasında nasıl olmuş da 11 milyon TL’yi geçmiş. Sonraki iki yılında bağış miktarlarını da siz öğrenin ve kendisine bu kadar bağışı kimlerden, neden ve ne karşılığı aldığını bi zahmet sorabilir misiniz?
Yine bu başlıkta yerel yönetimin envanterine hibe ve bağış adı altında giren 16 AHL 780, 16 AGC 719, 16 IAZ 087, 16 AIG 297, 16 ALJ 493, 16 AHL 664, 16 AIR 464, 16 ANN 772, 16 BZP 17 ve 16 AAC 769 plakalı araçları kimden, hangi firmalardan neden ve ne karşılığı alındığını sordunuz mu?”
Sayın Fatih Erbakan, 2019 Yerel Seçimlerini Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının yanına sığınarak kazanan, 5 yılın sonunda bir belediye başkanının Kestel’de yeniden aday gösterilmemesinin nedeni hiç araştırdınız mı?
5 yıllık belediye başkanlığı döneminde parayla haber yaptıran, Kendisini uyaran/eleştiren gazetecilere yönelik iftira dolu yazıların kaleme alınmasında azmettiricilik rolü üstlenen,
İlçesine 5 yılda doğru dürüst bir eser kazandıramayan ve en nihayetinde “bu kadar koltukta oturduğun yeter” denilen düşük profilli veya besleme yazılarla balon misali şişirilen bir siyasetçiyi neden hiç araştırmadınız?
Kestel Belediyesi’nin resmi internet sitesindeki “kısacık öz geçmiş”inde nasıl bir vurgu veya algı yapmış ve yapmaya devam ediyor:
“… Üniversiteyi Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde okudu. 1999 yılında kurduğu şirketinde mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürmektedir…”
Nedir bu ısrarlı mimarlık vurgusunun sebebi acaba?
Yine; özgeçmişinde belediye başkanı olmasına rağmen mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürdüğünü bizatihi kendi öz geçmişinde itiraf eden adayınıza sorar mısınız;
Kestel’de zat-ı aileleri belediye başkanlığı yaptığı 5 yıllık dönemde kaç inşaat projesine imza atmış, kaç mimari proje hazırlamış, Kendi firmasıyla ilişikli devam eden kaç proje varmış?
Kestel ve civarındaki hazır beton firmalarıyla 5 yılda ne kadarlık bir ticaret gerçekleştirmiş?
Beyefendi dükkanını nereye açmış, şirketinin bu yöndeki faaliyetlerini belediye başkanı olmadan önce ve sonraki haliyle sizinle veya kamuoyuyla paylaşabilir mi?
Sonra ahlaklı belediyeciliğin adayı Önder Tanır efendinin, kıymetli eşleri ne işle uğraşıyormuş, hangi şirketin başındaymış?
Almanya’da yaşayan bir gurbetçinin Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ve Yardımcısı Haluk Kürel ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’na şikayetiyle ortaya çıkan skandala rağmen Tanır’ın koltuğunu koruması yeni tartışmalara neden olmuştu!
Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’ın “Mübadele Göçenleri” döneminde atalarına bırakılan Osmangazi’ye bağlı İsmetiye köyündeki araziyi yakın zamanda kardeşiyle birlikte 44-45 milyona sattığı, iddia edildi.
Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ve yardımcılarının kaçak yapılardan bağış adı altında paralar topladıklarını ve haksız imtiyaz sandıklarını daha önce eleştirmiştik. Şikayet dilekçesinde daha önceden Önder Tanır’la ilişkisi bulunup belediyeye bağışlar yapan ve yardımcısına paralar yatıran Yakup Yamaç‘ın, Önder Tanır ve yardımcısı hakkında suç durusunda bulunduğu Bursa basınında yansımıştı. Gelen süreçte soruşturma izni verilmesine rağmen hala bir davaya dönüşmüşte değil. Aslında örtülmeye çalışılan bu olayla ilgili muhalefet partilerin ilçe başkanlıkları da müdahil olmuş, dava sürecinde dahil olacaklarını açıkça belirtmişti.
Geçmiş dönem CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, CHP ilçe başkanlığında düzenlenen ortak basın toplantısında şu görüşlere yer verdi:
“Almanya’da yaşayan bir vatandaşın sit alanına inşaat yapmak istemesiyle başlıyor her şey, aslında kaçak inşaat yapmaya yönlendiriliyor. Buraya geliyor, bir akrabası aracılığıyla belediye başkanıyla tanıştırılıyor. Sonra birtakım yönlendirmelerde bulunuluyor, çok bariz, vatandaşın savcılık dilekçesi, ifadeleri ortada. Mevcut binayı restore etmek istiyor ama biz onu uydururuz diyerek yeni bina yapmaya yönlendiriliyor. Arkasından da zorunlu bağışlar. Belediye başkan yardımcısına gönderilen paralardan söz ediliyor, iki kere 10 bin Euro, onun dışında erzak dağıtımı için bir markete ödeme yaptırılıyor. Birçok defa görüşülüyor, kendi ifadesine göre son gelişinde bu kez 100 bin Euro para isteniyor, şahıs bu parayı vermeyeceğini söyleyince de imar kanununa aykırı olarak yaptığı ve kendi ifadesiyle 150 bin Euro harcadığı inşaatın ki içinden birçok malzeme kurtarılabilirdi, onları almasına bile müsaade verilmeden, tebligat muhtarlığa bırakılıp apar topar orası yıkılıyor. Kestel’de kendi ifadelerine göre yıkılacak 400-450 tane bina olduğunu söylüyorlar. Sıraya konuluyor bunlar biliyorsunuz. Hiçbir uygulama yapılmadan bu şahıs 100 bin euroyu kendilerine vermediği için apar topar yıkıyorlar.”
“Belediye başkanı o kişiyle Almanya’da tanıştığını söyledi. Halbuki daha Almanya’ya gitmeden uçak biletinin fotoğrafını çekip gönderiyor ve bizi karşıla diyor. Başkanın ifadesi çelişkili. Bu fuar sırasında havaalanında karşılanması, giderlerin karşılanması, mihmandar verilmesi, kimse bir yakınlık olmadan kimseden böyle bir şey talep edemez. Anlamadığımız konu şu. AKP’li belediyelerin kendi yaşam tarzları ve ideolojileriyle tezat bir algıları var. Koca Avrupa’da yüzlerce şehir var ama bu şahıslar ne istiyorlar, biz Amsterdam’a gideceğiz. Almanya’dan kalkıp, 250 km Amsterdam’a gidip geri dönmek soru işareti. Amsterdam’ın pırıltılı gece yaşamı cezbediyor onları, yoksa orada çok önemli ressamlar var, sergileri var… Bu bir tezattır.”
“Kestel Belediye Başkanı pir-ü pak ama durup dururken Kestel Belediye Yardımcısı istifa ettiriliyor. Ortada bir suç yoksa, neden belediye başkan yardımcısı istifa ettiriliyor? Neden soruşturma açmıyorsunuz? Çağrım İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yadır, çağrım Cumhurbaşkanı’nadır, Saray’adır. Bu kadar bariz bile olmayan bir örneği Yalova’da yaşıyoruz. Dün mahkemede duruşma vardı. Sayıştay raporunda aynen şöyle diyor, ‘Yalova Belediye Başkanı üzerine düşeni yapmıştır, orada bir usulsüzlük tespit eden Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman kendi iradesiyle Savcılığa gidiyor, diyor ki burada bir usulsüzlük var. Ardından da Yalova Belediye Başkanı yardımcısıyla birlikte açığa alınıyor. İade edilmesi gerekirken 2 yıldır iade edilmiyor. Bu siyasi bir karardır. Çünkü orada AKP’nin belediye meclisinde sayısal üstünlüğü vardır. Eğer CHP’nin üstün durumda olsaydı, benzer bir adımı atmayacakları ortada. Çoktan göreve iade olması gerekiyordu. Usulsüzlüğü saptayıp Yalova’da Savcılığa başvuran belediye başkanını açığa alıyorsunuz ama Kestel’de soruşturma bile yok. Kestel belediye başkanı istifa etmelidir, istifa etmiyorsa da, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınıp soruşturma açılmalıdır. Talebimiz budur, bu soruşturmayı takip ediyoruz. Bu sürecin şeffaflaşması ve aydınlanması için CHP olarak ne gerekiyorsa yapacağız.”
CHP Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan’ın açıklamalarından satır başları da şöyle:
“Kestel bugünlerde doğasıyla, güzellikleriyle, sanayisiyle ve Türkiye ekonomisine katkılarıyla değil… Maalesef rüşvet-irtikap gibi, yüz kızartıcı suçlamalarla gündemde. Kestel’in AKP’li Belediyesi ve Belediye Başkanı ile belediye başkan yardımcısı da maalesef bu suçlamaların odağında bulunuyor. Ortada acayip bir siyasi oyun var… Olayın gelişimini kısaca özetlersek… Bol paralı görüntü veren gurbetçi işadamını, Kestel’de satın almış olduğu araziye yasa dışı yöntemlerle ev yapmaya teşvik eden bir belediye başkanı ve belediye başkan yardımcısı var. Bu yönlendirmelere inanıp kaçak inşaat yapan gurbetçi işadamından bağış adı altında alınan paralar var. Muhalefetin “ne oluyor burada” diye inceden konunun üzerine yürümesi var. Bağışın devamı gelmeyince, işadamının yasalara aykırı olarak yaptığı villanın yasaların gerektirdiği şekilde tebligat bile yapılmadan ve belli süreler beklenmeden apar topar yıkılması var… Yıkımdan canı yanan ve yüzbinlerce euro zararla feryat eden gurbetçinin Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet dilekçesi var, tabii bütün işlerin ortalığa saçılacağı anlaşılınca, apar topar istifa ettirilen belediye başkan yardımcısı var… İşin içine istifa da girince, konunun üzerine üzerine giden kimi yayın organları da var tabii…”
“Ortada çok şey var ama birkaç şey de yok…Örneğin; gurbetçi işadamıyla müteaddit görüşmelerde başından sonuna kadar yanlarında olan, taleplerde bulunan, bizi Almanya’da gezdir diyen, sanki babasının oğlundan arabasını ödünç ister rahatlığıyla “Amsterdam’a gezmelere gideceğiz, bize araba kirala-mihmandar bul” dediği ortaya çıkan, o gurbetçi işadamına kendisini Almanya’da Hollanda’da paşalar gibi ağırlattığı fotoğraflarla ispatlı belediye başkanının istifası yok… Belediye başkanıyla ilgili kamuoyuna açıklanmış bir adli-idari soruşturma da yok… Gurbetçiden defalarca paralar aldığı dekontlarla ispatlı olan, bu nedenle belediye başkan yardımcılığından istifa ettirilen kişiyle ilgili suç duyurusu da yok iyi mi? Soruşturma da yok… Madem ki ortada bir suç yok, suç duyurusu yok, soruşturma da yok, niye istifa ettirdiniz adamcağızı?”
“Kestel Belediye Başkanı bir basın toplantısı düzenledi, sonradan Almanya vatandaşı olan Yakup Yamaç adlı gurbetçi ile Almanya’daki fuarda tanıştığını söyledi. Peki Yakup Yamaç’tan talep ettiği VİP ağırlama ve ödettiği gezi masraflarıyla ilgili iddiaları cevapladı mı? Hayır!
Yakup Yamaç diyor ki, Belediye Başkanı bizi havaalanından alın dedi, araç gönderdim, aldırttım. Benden fuar süresince araç tahsis etmemi istedi, lüks BMW araç verdim. Hatta aracın deposunu doldurup da teslim ettim. Ertesi gün geldi, Hollanda’ya geçmek istiyorlarmış, araç ve şoför istedi. Araç verdim, şoför olarak da kardeşimi verdim, yeme-içme dahil, her türlü masraflarını da karşıladım. Türkiye’ye dönüşte, havaalanına bizim şirketin arabasıyla gönderdim. Belediye Başkanı’na bakın hele! Ye-iç-eğlen, gez-toz, cebinden beş kuruş harcama… Devletin verdiği harcırahı bir kenara istifle, binlerce euroluk bütün masrafları emrivakilerle başkalarına yık… Bütün bunları soran olmadı sanıyoruz ki, Belediye Başkanı basın toplantısında bu konulara hiç girmemiş ama fena halde gürlemiş: “Allah’tan başka korkum yok.”
“Kaçak inşaatı da, kaçak inşaat yapanı da savunmak durumunda değiliz. Asla da savunmayacağız. Ancak bir gurbetçi işadamının kaçak inşaata teşvik edilmesini hoş görmek de asla mümkün değildir. Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ile aynı siyasi görüşte olduğunu Savcılık şikâyet dilekçesinde kendi açıklayan AKP’li işadamı Yakup Yamaç, kaçak inşaat yapmasının bedelini villasının yıkılmasıyla ödemiş bulunmaktadır. Ancak burada hesap ödemesi gereken tek kişinin gurbetçi Yakup Yamaç olmadığının altını çizmek istiyoruz. AKP’li Belediye Başkanı Önder Tanır ile istifa ettirdiği yardımcısı Haluk Kürel’in yakınlıkları Kestel’de bilinmeyen bir konu değil. Para-pul işlerine sadece Haluk Kürel bulaşmıyor. İşadamı Yakup Yamaç ile defalarca görüşen Belediye Başkanı Önder Tanır’ın da “bağış” adı altında para istediği Cumhuriyet Savcılığı’na verilen şikayet dilekçesine ve Yakup Yamaç’ın adliyedeki beyanlarına yansımış durumdadır. Kısacası Belediye Başkanı Önder Tanır, sadece kankası Haluk Kürel’i istifa ettirerek bu işten kendini sıyıramaz. Kim ne aldı, ne verdi, suç var mı, suçlu var mı, ortada rüşvet mi var, irtikâp mı var, yoksa her şey sadece kuru iftiradan mı ibaret? Bunları bizim bilmemiz imkân dâhilinde değil. Yargılamalar yapılır, ilgili mahkemeler kararını verir, kim ceza alır, kim beraat eder, adalet yerini bulur.”
“Ama işin yargı ayağının dışında, bir de siyasi etik tarafı var… Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır derhal istifa etmelidir. Çünkü bize göre, adli olarak değil, siyasi etik olarak, Kestel Belediye Başkanı’nın görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanıp kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına bir kimseyi mecbur etmek suretiyle irtikâp suçunu işlediği sabittir. Belediye başkan yardımcısı Haluk Kürel hem görüşmelere aracılık etmiş ve hem de suçu işlemiştir. Haluk Kürel istifasıyla kendi üzerine düşeni yapmıştır. Kestel Belediye Başkanı’ndan da aynı şeyi bekliyoruz.
Bir çağrımız da, İçişleri Bakanlığı’na ve Saray’a… Yolsuzluğu tespit edip Savcılığa suç duyurusunda bulunan Yalova Belediye Başkanımız Vefa Salman’ı suça konu eyleme hiçbir dahli olmadığı halde açığa alıyorsunuz da, Kestel’i neden hiç değilse ciddi bir soruşturma konusu bile yapmıyorsunuz? Herkes adalet bekliyor. Hiç değilse bu konuda çifte standart olmasın!