Nasıl akaryakıt kaçakçılığı yapıyorlar? Petrol, elektrik, doğal gaz ve LPG sektörlerini denetleyen, bu sektörlerde her türlü ihmali, usulsüzlüğü, kaçakçılığı, sahteciliği saptayıp, idari işlemlerin başlatılmasında etkili olan İbiş, “Petrol Piyasası Hukuku ve Uygulamaları” başlıklı bir kitap kaleme aldı.
Kitapta; diplomatik muafiyetten, çift konşimentoya, karayoluyla yapılanından ulusal marker biriktirmeye kadar uzanan akaryakıt kaçakçılığı çeşitleri tek tek sıralandı. 19 çeşit akaryakıt kaçakçılığı yöntemi saptandı. Akaryakıt kaçakçılığı ve terörün finansmanı konusuna da değinildi.
Kitapta, akaryakıt kaçakçılığı faaliyetlerine terör örgütlerinin dahil olduğuna ve kaçakçılık yapanların elde ettikleri kazançlar üzerinden terör örgütüne kaynak aktardığına işaret edilerek, “Kaçakçılık olayları incelendiğinde, terör ile kaçakçılığın iç içe geçtiği bölgelerde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu iller Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Gaziantep, Mardin, Kilis, Şanlıurfa ve Hatay’dır” denildi.
EPDK’da, uzun yıllar Denetim Dairesi Başkanı olarak görev yapan, halen Başkan Danışmanı unvanıyla görevini sürdüren Mehmet İbiş’in, “Petrol Piyasası Hukuku ve Uygulamaları” başlıklı kitabı kısa süre önce yayımlandı. 924 sayfalık hacimli kitapta, petrol sektörü mevzuattan uygulamaya uzanan geniş bir yelpazede ele alındı. Sektörün, tüm sorularına yanıt bulabileceği “başucu kitabı”nda, çok çarpıcı verilere ve bilgilere de yer verildi.
Türkiye’de akaryakıt kaçakçılığı, son yıllarda önemli ölçüde geriletildi. Türk ekonomisine her yıl milyarlarca dolarlık darbe vuran kaçakçılığın önüne geçmek için başta ulusal marker (işaretleyici) uygulaması olmak üzere bir dizi önlem yaşama geçirildi. Sektörde, denetimler hızlandırıldı.
Peki, Türkiye’de bugüne dek hangi yöntemlerle akaryakıt kaçakçılığı yapıldı? “Petrol Piyasası Hukuku ve Uygulamaları” başlıklı kitapta, bu soru ilk kez toplu biçimde yanıtını buldu. Kitapta yer alan ve bugüne dek saptanan 19 kaçakçılık yöntemi şöyle:
-Çift konşimento (fatura),
-Mahrece iade,
-Transit ticaret kapsamında yapılan kaçakçılık,
-Deniz yoluyla yapılan kaçakçılık,
-Gümrük beyannamesi ve eki belgelerde usulsüzlük yoluyla kaçakçılık,
-ÖTV oranlarındaki farklılıktan yararlanılarak yapılan kaçakçılık,
-ÖTV’siz ve ÖTV’si “sıfır” olan akaryakıt satışının suiistimal edilmesiyle gerçekleştirilen kaçakçılık,
-Sahte fatura bildirimi ile kaçakçılık,
-Dahili kabotaj kapsamında yapılan kaçakçılık,
-Ham petrol boru hattından yapılan kaçakçılık,
-Karayoluyla yapılan kaçakçılık,
-Standart depo muafiyetinin suiistimaliyle yapılan kaçakçılık,
-Diplomatik muafiyet kapsamında gerçekleştirilen kaçakçılık,
-On numara yağ uygulamaları ve bu uygulama üzerinden yapılan kaçakçılık,
-Ulusal marker biriktirmeyle kaçakçılık,
-Teminat karşılığı ÖTV ötelenmesiyle oluşan kaçakçılık,
-Teminat mektubu tutarının yüksek gösterilmesi ve teminat mektubunun idarenin teyidi olmadan çözülmesiyle ortaya çıkan kaçakçılık,
-Fatura ticareti yoluyla kaçakçılık,
-Dağıtım şirketleri arası ticaret yoluyla kaçakçılık.
Kitapta, söz konusu yöntemlerle yapılan kaçakçılığı engellemek için atılan adımlar, alınan önlemler de tek tek sıralandı.
Kitapta, “Akaryakıt kaçakçılığının sosyal etkileri” bölümünde, akaryakıt kaçakçılığı ve terörün finansmanı konusuna değinildi. Akaryakıt kaçakçılığı faaliyetlerine terör örgütlerinin dahil olduğunun ve kaçakçılık yapanların elde ettikleri kazançlar üzerinden terör örgütüne sözde vergi verdiğinin bilinen bir gerçek olduğu vurgulandı. Kitapta, şunlar kaydedildi:
“1984 yılından itibaren bölücü terör örgütü gerek finansman anlamında gerekse sınır geçişlerinde yasadışı akaryakıt ticaretinde önemli bir paya sahip olmuştur. Kaçakçılığın yoğun olarak yapıldığı yerler ile terör olaylarının sık görüldüğü bölgeler dikkate alındığında, buraların bir anlamda örtüştüğü ve eylemler noktasında paralellik oluşturduğu görülecektir. Kaçakçılık olayları incelendiğinde, terör ile kaçakçılığın iç içe geçtiği bölgelerde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu iller Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Gaziantep, Mardin, Kilis, Şanlıurfa ve Hatay’dır.”
“KAMU DÜZENİNİ BOZUYOR”
Kitapta, akaryakıt kaçakçılığının kamu düzenini bozucu etkisi hakkında da şunlar kaydedildi:
“Akaryakıt kaçakçılığının boyutları, mali büyüklüğü, organize suç örgütleriyle ilişkisi ve uluslararası yönü dikkate alındığında genelde ekonominin tümü, tüketici olarak araç kullanan ve akaryakıt satın alanlar, standart dışı kaçak ve katkılı akaryakıtın çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlar göz önüne alındığında bu faaliyetlerin kamu düzenini bozucu etkisinin olduğunu kabul etmek gerekir.
Toplumda bir kesimin kaçakçılık faaliyetleriyle uğraşıp vergi kaçırması, toplumsal barışın, adaletin ve eşitlik duygusunun zedelenmesine ve sosyal çatışmaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca hukuka ve ahlaka aykırı olarak elde edilen suç gelirleri, toplumda yasa dışı zenginleşmenin olağan kabul edilmesine de zemin hazırlamaktadır.”