Daha önce Y-CHP’nin İBB Başkan Adayı Müdafa’nın birkaç yüzünü yazmıştık…
Bir “devrimci Ekrem” vardı, bir “müteahhit Ekrem”, bir de “muhafazakâr Ekrem”…
Ahmet Hakan’ın programından beri onu göz önünden çekti birileri…
PKK sevici il başkanı Canan, Dersimli Kemal, HDPKK’lı Buldan ve kızıl Temelli de “sessiz”e alındı…
Ne çare, “mağdur Ekrem”, “mağrur Ekrem”e dönüşmeye devam ederken…
“Proje aday”ın maskeleri birer birer düşüyor…
*
Ekrem Efendi’yi, medyadan çektiler ama…
Y-CHP/İP/HDPKK’nın “şımartılmış çocuğu”, İstanbul’da en çok hemşehrisi olan Anadolu şehirlerini geziyor…
Her gittiği yerde de bir skandalı patlıyor…
31 Mart öncesi kendine biçilen “sakin, hoşgörülü ve muhafazakâr rolü”nü terk etti…
“Hırçın, kibirli, hoşgörüsüz, saldırgan ve hatta küstahlığa varan tavırlar” sergiliyor…
Yanındakiler de ona tuz biber olmaya devam ediyor…
*
Son vakası Ordu Havalimanı’nda…
“Gezi’nin baş aktörlerinden Koçların” özel uçağıyla seyahat eden Müdafa…
Uçakta Y-CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun olduğu bildirilmesine…
“Aday olmaktan öte bir vasfı bulunmamasına” rağmen yanındakilerle VIP’den geçmeye çalışıyor…
Torun, geçmek isteyenlerin arasında yok, Müdafa izin vermeyen polislerle tartışıyor, “PKK’ya geçit vermeyen Ordu Valisi”ne hakaret ediyor…
Sonra gittiği içhatlardan da üst araması yaptırmadan geçmek istiyor…
Buna da izin verilmeyince bu defa Y-CHP’li vekil, polislere hakaret ediyor.
*
Herkesin bilmesi gereken iki husus var:
1- Millî Sivil Havacılık Güvenlik Programı gereğince, VIP’den sadece “VIP listesinde bulunan makam sahipleri” yararlanabiliyor. Vekil Torun dışında, Ekrem Müdafa ve yanındakiler bu listede bulunmuyor.
2- Aynı program gereğince dokunulmazlığı bulunan Torun dışında herkes üst araması yaptırmak ve dedektörlerden geçmek zorunda…
Ama “halkçı ve demokrasi havarisi” Müdafa, kural mural tanımadığı gibi ilin valisine hakaret ediyor…
Tilki’nin Portakal’ı bile olayı kınarken, Ekrem Efendi, “VIP’den korsan uçmak” istiyor!
*
“Müteahhit devrimci proje aday” Müdafa, “millî kimlik”ten uzak olduğunu bir ABD gazetesine yazdığı yazıda “Bazı grupların siyaseten önlerinin kesildiğini” yazarak ifşa ediyor!
Bunun üzerine VP’nin adayı Yücel, “Müdafa’nın, PKK ve FETÖ’yü kurtarma sözü verdiğini” iddia ediyor…
Yunan basınının “İstanbul’u fetheden adam” diye yere göğe sığdıramadığı Müdafa Bey, “Tanımam görmem, kıytırık, uyduruk yerel gazete, birisi haber yaptırmış”demişti ya…
Boyası çabuk dökülüyor, “kıytırık” dediği gazetenin muhabiri, kendisi ile İstanbul’da özel bir röportaj yaptığını Yunan gazeteci Ioanna Kleftogianni fotoğrafıyla açıklıyor…
“Pontuslu” lafı bu Yunan’a ait… Sözcü’nün Uğur Dündar’ı ise Ekrem Efendi’nin Karadeniz gezisindeki kalabalığı “İzzeti nefisleri ile oynanan Karadenizli yurttaşlar” olarak niteliyor… Kafaya bakar mısınız?
Dilim varmıyor ama…
Bunlara göre “Vali bilmem ne, YSK çete, Erdoğan diktatör, TSK katil, Yıldırım’ın seçmeni cahil, HSK da sarayın kuklası”…
Ümitsizlik diz boyu… Zemin hazır… Seçimi kazanırlarsa demokratik, kaybederlerse faşizan bir seçimin sonucu diyecekler.
Hani önümüzdeki günlerde Binali Bey ve Müdafa Bey televizyonda birlikte canlı yayına çıkacaklar ya…
Müdafa’nın yeni yalakası “Önü Kibar” denen Karanlık OdaTv yazarı telaşa kapılmış…
“Programda İmamoğlu’na tuzak kuracaklar!” diye yırtınıyor!
“Kişi kendinden bilir işi” ya, kazansaydı İstanbul’u bu kafalarla mı yönetecekti Bay Müdafa?
Telaş, hırçınlık, yalan, hakaret, saldırganlık, kibir hastalığı bünyeyi sardı…
Aman Binali Bey, sakın “gaf” yapma, az kaldı, mutlaka kaybedecekler!