GÜNDEM – Müritler müşteri, şeyhler patron AKP’nin Fetullahçıları hem kamudan hem de ticaretten tasfiye etmesiyle oluşan boşluğu kısa süre Menzil doldurdu. Zaten Erdoğan’ın hem Sağlık Bakanlığı’nı hem de Enerji Bakanlığı’nı Recep Akdağ ve Taner Yıldız eliyle Menzil’e teslim etmesi de bunun ayan beyan göstergesiydi. Erdoğan, al gülüm ver gülüm ilişkisi kurduğu Menzil ile bir nevi anlaşma yaptı. Kamu kurumlarını, bakanlıkları teslim ettiği Menzil’in oylarıyla, desteğiyle güçlendi ve güçlenmeye de devam ediyor. Ayrıca toplumdaki gerici damarı beslemesi için de Menzil kullanışlı bir aparat, tıpkı diğer cemaatler gibi.
Cemaatin Emsey isimli hastanesini büyük bir coşkuyla Erdoğan açarken İstanbul’da Covid-19 testlerini de Menzil şirketine yaptırdılar. Yetmedi deprem felaketinin ardından Kızılay eliyle Menzil’den satın aldıkları gıda kolileri depremzedelere dağıttılar. Yani deprem felaketinde dahi Menzil’e milyonlarca lira aktarmayı ihmal etmediler. Menzil yeri geldi AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kalıp sabun sattı, yeri geldi AKP’li ilçe belediyeleri ramazan kolisi sattı. Ticaret dendiğinde onlar için akan sular durdu.
Müritlerini müşteri olarak görüyorlar. Köylerine müritlerin alışveriş yapması için marketler, yemek yemesi için restoranlar açarken, çocuklarını göndermesi için okullar, hastalandıklarında gitmeleri için hastaneler kurdular. Hatta müritlerini çiftliklerinde, köylerinde, vakıf ve derneklerinde bedava çalışmanın sevap olduğuna ikna edip onları bedava iş gücü olarak dahi kullanıyorlar.
Deyim yerindeyse müritlerinin etinden sütünden faydalanan Menzil ailesi, milyonlarca liralık lüks araçlarına binip koruma ordusuyla gezerken, saray görünümündeki lüks hastane odalarında da pozlar veriyor.
Müritleri “Şeyhim en güzel arabaya binsin, en pahalısı şeyhimin olsun” derken bu cümlelerin devamında da “Onlar Allah dostu” demeyi ihmal etmiyor. Oysa ki ellerini, eteklerini öpmek için bir birini ezdikleri şeyhler Muhammed Saki Elhüseyni resmi olarak sahibi olduğu kuyumcu dükkanında pırlanta altın satıp köşeyi dönüyor. Hatta neredeyse girmediği sektör kalmayan Menzil ailesi banyo malzemeleri dahi satmaya başladı.
Menzil köyüne giden müritler meşhur Menzil çorbasını içmek için birbirlerini ezip, sokaklarda, camide uyurken şeyhler lüks villalarında uyudu. İşin daha da garibi Diyanet’in meşhur cemaat ve tarikatlar raporunda Menzil’in görüşlerimin İslam ile bağdaşmadığı belirtilerek “Ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmektedir” denilirken Erdoğan Menzil şeyhi için taziye mesajı yayınlayıp gazetelere tam sayfa ilanlar verdi.
Hatta milletvekilleri ve yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı taziye için Adıyaman’a gönderdi. Hem de 15 Temmuz’un yıl dönümüne günler kala… İnsanların akıl sınırlarını zorlayan bu tabloya bakıldığında yeni bir felaketin iktidar eliyle yaratıldığı görmek, sınav sorularını çalacak, kumpas davaları ile insanları cezaevlerine tıkacak, operasyon manşetleri atabilecek bir cemaatin kuvvetlendirildiğini tespit etmek zor olmasa gerek.
Fetullahçılar Erdoğan’ın yanına yaveri ile sokulurken Menzil’in ise “sofi” korumlar ile sokuluyor. Fetullahçılar örgütlerini imamlar-abiler ile yönetirken Menzilciler ise vekiller-heyetler ile yönetiyor. İsimler değişse de hikaye yine aynı hikaye. İktidar eliyle büyütülen, bizim paralarımızın aktarıldığı, kamu kurumlarının teslim edildiği, daha da güçlenmesi için her olanağın sağlandığı Menzil ülke için ise büyük bir karanlığın simgesi. Kadınlara tahammülü dahi olmayan, çocukları gençleri dergahlara tıkan Menzil, İsmailağa, Süleyamancılar, İskenderpaşacılar ve türevleri ile mücadele etmekten başka şansımız yok. İktidar karanlık ittifakı ile “kız okulları” açıp zaten geriye götürdüğü ülkeyi daha da geriye götürmeye hazırlanırken laikliği yeniden inşa etmek için ayağa kalkmalı.
Kaynak: İsmail Arı- Birgün