enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4837
EURO
36,4414
ALTIN
2.956,37
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
21°C
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cuma Karla Karışık Yağmurlu
18°C
Cumartesi Çok Bulutlu
6°C
Pazar Az Bulutlu
8°C
Pazartesi Açık
9°C
Advert

Leyla’nın amcası kendini böyle savundu

Leyla’nın amcası kendini böyle savundu
03.07.2020 17:18
385
A+
A-

Leyla’nın amcası kendini böyle savundu. Bayram ziyaretleri esnasında kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan minik Leyla’nın amcası, “O benim canım” ifadesini kullandı. 

Leyla’nın amcası kendini böyle savundu. Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Nihat ve Şükran Aydemir çiftinin kızları Leyla’nın ölümüne ilişkin tutuklanan amca Yusuf Aydemir, Elazığ’daki cezaevinden Ses ve Görüntü Bilim Sistemi (SEGBİS) aracığıyla katıldı.

Duruşmada tutuklandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Nihat Aydemir’in kuzeni M.A. Aydemir ve kardeşi M. Aydemir, Y.A. ve eşi A.A. ile B.D. ve eşi H.D, taraf avukatları ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkan Danışmanı avukat Ayşegül Aydoğan ve tanıklar da hazır bulundu.

Anne ve babası duruşmaya katılmadı

Duruşmaya katılmayan küçük kızın babası ve annesi adliyenin önünde bekledi. Aile büyüğü tanık Z.A, beyanında kendisini aile büyüğü olarak görmediğini söyledi.

İddia edildiği gibi A.A. ve D.A. ile toplantı yapmadıklarını öne süren Z.A, “Babam 1969’da öldü. Bilsem ki bu işin içinde babamın parmağı var, gelip söylerim.” dedi.

Z.A, mahkeme başkanının “Leyla’nın bulunması için 300 bin liralık ödül vereceğiniz doğru muydu?” sorusu üzerine şunları ifade etti:

“Leyla’nın taziyesine katılmadım çünkü içim yanıyordu. Bana başsağlığında bulunmalarını istemiyordum. O yüzden evimde oturdum. 300 bin lira ödül vaadinde bulundum. Baba Nihat’a cenaze geldiğinde hastanede ‘Cenazeyi öğleden sonra kaldıralım.’ dedim, o da ‘Yok’ dedi. 300 bin liralık ödüle ben ve baba Nihat karar verdik. Leyla’nın bulunmasını istiyorduk. Eğer gizli tanık Bezirhaneli yani bizim köylüyse suçlu ve katil odur.”

“Kimseye bir şey anlatmadık”

Mahkeme başkanının “Gazetecilere küfür oldu mu?” sorusu üzerine ise Z.A, “Gelen medyacılara tek yanlışım çay ve kahve ısmarlamak oldu. Bölük komutanına ‘Köydeki tüm evleri arayalım.’ dedim. Komutan bana sadece bir evi arama haklarının olduğunu ve köyün tamamında arama olması için Bakanlar Kurulu kararı olması gerektiğini söyledi.” diye konuştu.

Mahkeme başkanının “Aile büyükleri arasında toplantı olmuş. Meclis toplantısı yapmışsınız doğru mu?” sorusu üzerine diğer tanık A.A, “Toplantı olmadı, kimseye bir şey anlatmadık. Toplantıyı bilen kişi faili de bilmelidir. Merkezde yaşıyorum, köye gidip geliyordum. Tarlada çalışırken Leyla’nın cenazesinin bulunduğunu bana arayarak söylediler.” dedi.

“Suçsuz yatıyorum”

Tutuklu sanık Yusuf Aydemir, esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptığı savunmada hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Leyla’nın, ağabeyinin çocuğu olduğunu söyleyen sanık Aydemir, “Nihat ile aramızda miras davası yok. O sıralarda ben de ev yapıyordum, Nihat ev için bana 10-15 bin lira para yardımında bulundu. Eve gittiğimde kahvaltı yapıyorlardı. Evden dışarı çıktığımda oğlum peşimden çıktı, sonra Leyla çıktı ve başka bir evin önüne gitti. Ben kaybolacağını bilsem peşinden giderdim. Leyla benim ciğerim, ağabeyimin çocuğu, nasıl öyle bir şey yaparım. Katili bulmak istiyoruz ama ortada yok. Leyla’nın kanı ortada kalmaz inşallah. Suçsuz, günahsız yatıyorum.” diye konuştu.

“Bana iftira atıldı”

Tutuksuz sanıklardan A.A. ise 3 Temmuz’da doğum yaptığını ve sanık M.A. Aydemir’in kendisini aramadığını öne sürerek, “Doğumdan sonra Leyla’yı televizyon ve gazetelerde gördüm. Leyla benim evime gelmedi. Sizin adaletinize güveniyorum. Her şeyi Allah’a bırakıyorum. Sesim Allah’a gitsin, bana iftira atıldı.” dedi.

Sanık Y.A. da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Evimin yanında okulun kameraları var. Emniyete de söyledim. ‘Yakınımızda karakol var, kameralara bakın.’ dedik. Ben ve eşim A.A’nın konuyla alakası yok. Ben başka bir ilden eşimin doğumuna yakın buraya geldim. Bunları tanımıyorum. İddialar iftiradır, beraatimi istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Diğer sanıklar da suçlamaları reddederek beraatlerini istedi.

Duruşmada bazı avukatlar, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapabilmek amacıyla süre talep etti.

Mahkeme heyeti, sanık Yusuf Aydemir’in tutukluluk halinin devamına, duruşmaya gelmeyen 4 tanığın dinlenmesi amacıyla zorla getirilmelerine ve avukatlara savunma için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

İddianame ve mütalaa

Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Leyla Aydemir’in ölümünden sorumlu tutulan baba Nihat Aydemir’in kuzeni M. A. Aydemir’in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında “çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan da 14’er yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.

Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında Yusuf Aydemir, M.A. Aydemir ve B.D’nin fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek “çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme” ve “iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istemiş, Y.A. ve eşi A.A. hakkında da “aynı suçlara yardım etme iradesiyle hareket etmekten” müebbet hapis ve 2 yıldan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.

Baba Nihat ve anne Şükran’ın yargılama aşamasında şikayetlerinden vazgeçmelerine rağmen 5 sanığın üzerilerine atılı suçların şikayete bağlı olmadığı, resen harekete geçilerek soruşturulan ve kovuşturulan suçlardan olduğuna işaret edilen mütalaada, amca M.A. ve H.D’nin atılı suçu her türlü şüpheden uzak şekilde somut verilerle işlediklerini gösteren kesin deliller bulunmadığından beraatlerine karar verilmesini talep etmişti.

Savcı, ayrıca mütalaasında sanık Yusuf Aydemir’in tutuklanmasını, diğer sanıklar M.A. Aydemir, B.D, A.A. ve Y.A’nın hükmen tutuklanmalarını istemişti.

Olay

Ağrı’da 15 Haziran 2018’de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesine ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in bulunması için çalışma başlatılmıştı.

Çalışmalar kapsamında ekiplerce bölgedeki dere yatakları, sazlık alanlar, otla kaplı araziler, köydeki metruk yapılar, tandır evleri, ahır ve çocuğun gidebileceği bütün alanlar, kadavra köpekleri de kullanılarak aranmıştı.

Leyla Aydemir’in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan Aydemir’in cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.