MÜSİAD ve UTESAV tarafından hazırlanan ‘Kumar ve Türevleri Raporu’nda dikkat çekici konulara temas edildi
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından 27 Aralık 2018 Perşembe günü, , MÜSİAD Genel Merkez’de “Kumar ve Türevleri Raporu Basın Lansmanı” gerçekleştirildi. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Develioğlu, ve Mütevelli Heyeti Üyeleri Yusuf Cevahir ile Doğan Alperen’in katılımlarıyla düzenlenen lansmanda, toplumsal tabana hızla yayılan ve eylemsel bir bağımlılık olan kumar ve türevlerine karşı mücadele yöntemleri, somut tespitler ve öneriler konuşuldu.
“Özellikle Gençler Hedef Alınıyor”
Basın toplantısında konuşma gerçekleştiren Genel Başkan Abdurrahman Kaan, özellikle genç nesil üzerinde yoğun bir kumar kampanyası yürütüldüğüne dikkat çekti. Kaan; “ Gençler hedef alınarak, tabiri caizse nokta atışıyla, onları can evinden vuracak pazarlama yöntemleri kullanılarak sunulan bahis ve şans oyunları, her geçen gün gözünü daha yükseğe dikiyor. Bu çoğu gizli ve üstü kapalı pazarlama teknikleriyle, gençlerin çok para kazanmayı ya da zengin olmayı, hayallerinin ipoteği olarak görmesi sağlanıyor. Empoze edilen şu: Eğer hayallerin varsa ve onların gerçek olmasını istiyorsan, zengin olmak zorundasın; bunun en kısa yolu da kumardır. Çünkü hayatın boyunca çalışsan, kazanacağın para seni o hayallere ulaştırmaz! Maalesef üzülerek görüyoruz ki, insanlarımız da bu düşünceyi benimsemeye çok yatkın. Kurulan hayallere baktığımızda da tam olarak bu stratejinin işleyeceği bir düşünce yapısının ürünleriyle karşılaşıyoruz: Lüks bir ev, spor araba hatta bir değil birkaç araba, hayat boyu çalışmamak ve benzeri, tamamen maddeye dayalı istekler. Bizim önce, gençlerimizin hayallerini bir gözden geçirmelerini sağlamamız gerekiyor.” dedi.
“Kumar Psikolojik Rahatsızlıkları da Beraberinde Getiriyor”
Kumarın birçok ağır psikolojik hasarı da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Kaan; “Masum bir alışkanlık gibi görülen oyunlara bağımlılık, zaman içinde mutlaka bir psikiyatrik hastalığa da kapı aralıyor. Bakınız, kumar oynama yaşının, ülkemizde 15 yaşa kadar düştüğü ve artık kadın erkek ayrımının da kalmadığı ortaya konuyor. Yeşilay tarafından İstanbul özelinde yapılan bir araştırmada, lise öğrencileri arasında online kumar bağımlılığının oranı yüzde 7 olarak belirlenmiştir. Bunlar çok vahim ve tedirgin olmamız için yeterli rakamlar. Zekâsının, hayat enerjisinin en yüksek noktalarda olduğu çağda, 15 yaşındaki bir genç neden kumara meylediyor, bunu etraflıca düşünmemiz gerekiyor. Büyük bölümü Müslüman olan bir ülkede, İslam’ın kati suretle yasakladığı bir konu, nasıl oluyor da bu kadar kabul görüyor, ciddi anlamda tartışmamız lazım.” diye konuştu.
Lansmanda konuşma gerçekleştiren UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Develioğlu ise, kumar ve şans oyunlarının son dönemlerde masum gösterileme ve geniş kitlelerce kabul görmesi adına çalışıldığını kaydetti.
“Kumarın Yaygınlaşmasını Sağlayan Etmenler İyi Tespit Edilmeli”
Kumarın yaygınlaşması adına acil önlem alınması gerektiğine dikkat çeken Develioğlu; “Bunun önüne geçebilmemizin yolu, topluma empoze edilmeye çalışılan “kumar o kadar da kötü bir şey değildir”, “kumar bir eğlence aracıdır, zarar gelmez” düşüncesini, elimizdeki somut verilerle çürüterek, toplumun her kesimine bunu anlatmaktan geçiyor. Raporumuzda da detaylı biçimde ele aldığımız gibi, kişinin kumardan uzak durmasını sağlayacak meşguliyetlerin başında, güçlü bir iman gelmektedir. Köklü bir geçmişe ve sağlam temellere sahip Türk Toplumunda kumarın bu denli yükselişte olmasının sebeplerini, yalnızca bizim dışımızdaki etkenlerde aramamalıyız. Bu durumun ortaya çıkmasının nedenlerini ve o nedenleri tamamıyla ortadan kaldırmanın yollarını artık ortaya koyup etraflıca tartışmalıyız. Helal kazancın kıymetini, gençlerimiz başta olmak üzere, alternatif diye sunulan fakat hiçbir şekilde alternatif olamayacak para kazanma yöntemlerine yönelen insanlarımıza, sabırla anlatmamız gerekiyor. Bu konuda ailede başlayan eğitimi, okul ve toplum, el birliğiyle yürütmelidir. Çünkü ancak bu şekilde topluma ağır ve geri dönüşü olamayacak tahribatlar veren kumar alışkanlıklarını ortadan kaldırabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.