Türkiye’nin bankacılık sistemi, son bir yılda önemli bir dönüşüm geçirdi ve bu değişimler gelir dağılımında büyüyen bir uçurumu ortaya çıkardı. Bankaların finansal raporları, 1 milyon TL’nin üzerinde mevduatı olan kişilerin sistemdeki toplam TL mevduatlarındaki payının %76,6’ya yükseldiğini ortaya koymaktadır. Bu rakam, Türkiye’de gelir dengesizliğinin arttığını ve küçük yatırımcıların sistemden giderek uzaklaştığını göstermektedir.
Bankacılık sektörü, Nisan 2023 ve Nisan 2024 arasındaki dönemde enflasyonun altında bir büyüme oranı yakaladı. Mevduatlar %51, krediler %47 ve net karlar %31 arttı. Ancak yüksek faiz ortamı, sektörün maliyetlerini önemli ölçüde artırdı ve bankaların kârlılığı düştü. Özkaynak kârlılık oranı, %10,13’ten %8,9’a geriledi.
Milyoner müdi sayısında yaşanan önemli artış, bir başka endişe verici bulgu. Nisan 2023’ten Nisan 2024’e kadar olan dönemde, 1 milyon TL’nin üzerinde mevduata sahip kişilerin oranı %70,3’ten %76,62’ye çıktı. Bu, servetin ülke içinde daha da eşitsiz bir şekilde dağıldığını göstermektedir.
Sektörün mali durumu açısından, takipteki alacakların kredilere oranı %1,52 olarak makul bir seviyededir. Ancak yüksek faizler nedeniyle bankacılık sektörünün maliyetleri artmaya devam etmesi durumunda bu oran önümüzdeki dönemde ciddi bir risk oluşturabilir.
Sonuç olarak, Türk bankacılık sektörü, gelir dengesizliğinin arttığı ve küçük yatırımcıların geride kaldığı bir dönüşümden geçmiştir. Yüksek faiz ortamı, sektörün kârlılığını etkilemiştir ve takipteki alacakların artması gelecekte bir risk oluşturabilir. Bu eğilimleri ele almak ve bankacılık sistemini daha kapsayıcı hale getirmek, Türk ekonomisinin uzun vadeli istikrarı için hayati önem taşımaktadır.