EKONOMİ – İçinde insan, bilgi birikimi, yenilikçilik, tasarruf ve yatırım olan her şey mevcut emek piyasasında…
Adeta tüm üretim ve varlığın ana kaynağı niteliğiyle yarattığı katma değer ve üretime rağmen emek faktörü ulusal gelirden payını alamaz durumda şimdi. Toplam yaratılan gelirinden aldığı payı sürekli azalan ve dahası beklenen gelirinin ise yerlerde süründüğü bir zaman dilimini tecrübe ediyor adeta.
Bunun en canlı örneğini içinde bulunduğumuz ayda inanılmaz oranda düşen Tüketici Güven Endeksi’nde görüyoruz.
Endeks, 0-200 aralığında değer alır. 100’ün üzerindeyse ekonomide bazı şeylerin iyi gittiği, 200’e yaklaşırsa da çok şey yolundadır yorumu yapılır.
Gelelim şimdiki fotoğrafın ne olduğuna ve buna etki eden emeklilerin, artırılmayan emekli maaşlarının durumuna…
TÜİK’in ölçüp grafik haline getirdiği özet aşağıdadır. Grafiğe bakarak özellikle son bir aydaki değişimin hızının ne kadar acı olduğunu görmek olasıdır. 100 endeks puanın çok altına inen tüketici güvenini aşağılara çeken en önemli faktör gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi kalemindeki yüzde 25’lere varan azalmadır. Buna bir de yüzde 20 oranında düşen aynı dönem maddi durum beklentisini eklediğimizde, ekonominin ve emek piyasasının ne hale geldiğini gözlemlemek zor olmayacaktır.
Memur ve bazı emekliler ile işçilerin, daha geniş anlatımla çoğu çalışan ve emeklinin maaşlarına daha yeni iyileştirme yapıldığı bu dönemde (temmuz-ağustos), Tüketici Güven Endeksi’nin böylesine uçurumdan atlamasının nedeni nedir diye sormak gerekir.
Yüzde 25-30 zamla artan nominal maaşların bırakın güveni yukarılara taşımasını, onun inanılmaz şekilde azalmasına neden olan faktörleri tartışmaya açmak gerekir. Son dönemde bunlardan üç tanesi biraz öne çıkıyor:
– Kök maaşlarından dolayı zam almayan milyonlarca emeklinin hali.
– Barınmanın artık sorundan öte bir toplumsal çöküntü yarattığı.
– Gerçek enflasyonun söylenenden çok farklı olması.
Yıllarca maaşlarından kesilen ve sosyal sigorta kurumunu yaşatan meblağın iki dudak arasına sıkışmış birkaç cümle ile eritilmesi, son dönemde sadece kısıtlı tüketici olan emeklilerin güvenini düşüren ve ekonominin geneline yayan bir etken olmuştur.
Banklarda oturup günlerini geçiren ve sadece “Ne olacak bu ekonominin hali?” yerine “Ne kadar fakirleştik” düşüncesini benimsemiş bir kitle var artık.
Hiçbir zaman uyanmayan fikir yapısı ve çay sohbetinden öteye gitmeyen içeriğiyle…
En azından görünen köy bu günümüzde…
Ne yazık ki insan sermayesi ve tecrübe düzeyi en fazla olanların böyle sessiz kalıp sadece seyretmesi ise sürecin en acınası tarafı.
1. Kök maaş saçmalığı ile kandırdılar emeklileri 2. Oy deposu gördüler onları (haksız da değillerdi) 3. Ama bir maliyeti vardı bu yaklaşımın 4. Onlar aynı zamanda tüketiciydi 5. Oturdukları bankta tüketici güven endeksini yerle bir ettiler. Ya işte!
Kaynak: Prof. Dr. Veysel Ulusoy – Cumhuriyet