AKP’nin başvrusunun hemen ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den randevu istedi ve görüşme sabah saatlerinde gerçekleşti. İki lider baş başa yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Erdoğan’ın İstanbul seçimleriyle ilgili açıklamalarını da izledi.
Kılıçdaroğlu’nun ayrıca, seçim günü Pötürge’de çıkan olaylarda 2 partilinin yaşamını yitirmesi nedeniyle hem başsağlığı, hem de son gelişmeleri değerlendirmek için Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret edeceği öğrenildi.
Kılıçdaroğlu’nun Akşener ziyaretini, İstanbul’daki gelişmeleri değerlendirmenin yanında, AKP’nin itiraz başvurusunu karara bağlamak için sabah saatlerinde toplanan Yüksek Seçim Kurulu’na son bir kez “hukuka uygun karar verin” çağrısı yapmak, Erdoğan’a da bir kez daha “millet iradesine saygılı olun” mesajı vermek için planladığı belirtiliyor.
Bu plana uygun olarak iki liderin görüşmesi sonrasında yapılan açıklama da, YSK’nın toplanacağı saat olan 11.00 öncesine denk getirildi.
Kılıçdaroğlu, YSK üyelerine “vicdan ve hukuk” çerçevesinde karar vermeleri çağrısında bulunarak, “Bu olay demokrasi olayıdır. Olay artık bir büyükşehir belediye başkanı seçiminin ötesine geçmiştir” dedi.
Meral Akşener ise doğrudan Erdoğan’ı hedef aldı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Nisan’da yaptığı açıklamadaki, “1 oy fazla alan kazanır” sözlerini anımsatan Akşener, “Bu millet, kendi iradesiyle alay edeni, kendisinin iradesini sorgulayanı ve tekrar vesayetle savaştığını iddia edip arkasında durduğu politikacıların kendi vesayetlerini oluşturmaya başladığını gördüğü zaman, gerçekten sandıkta sağlam bir tokat atar” vurgusu yaptı.
CHP’de, AKP’nin “seçim iptalinin altyapısını” hazırladığı yorumu yapılsa da; bazı parti yöneticileri, “faturası ağır olacağı” için nihai noktada seçimin göze alınamayacağını savunuyor.
BBC Türkçe’ye değerlendirmede bulunan bir CHP MYK üyesi “Bu konudaki en önemli açmazları ekonomi. İstanbul herhangi bir kent değil, dünyanın gözü İstanbul’da. Seçim iptali, Türikye’nin demokrasiye vedasının en büyük göstergesi olur. Ekonomiyi nasıl toparlayacaklar? Dolar 8-10 lira aralığına yükselirse ne olur? Bedeli çok ağır olur. O nedenle seçim iptalini göze alamazlar. Bunun hesabını iyi yapmak zorundalar” görüşünü dile getiriyor.
CHP’liler, yeniden seçim halinde de İmamoğlu ile ilgili seçmende ‘mağduriyet’ ve ‘masa başında kaybettirdiler’ algısı oluşacağı için Yıldırım’ın ikinci kez kaybedebileceğine vurgu yapıyor.
Erdoğan’ın dile getirdiği Yalova ve Ağrı’da yenilenen seçimleri 2014’te CHP ve HDP adaylarının kazanması da örnek olarak gösteriliyor.
AKP’nin ‘seçim iptali’ dahil attığı adımları yakından izleyen CHP, öncelikle itiraz sürecinin sonuçlanmasını bekliyor.
CHP’nin tüm engellemelere rağmen, sandıkları koruyarak İstanbul’da seçimi kazandığını, AKP’nin itirazları sonrasında da “uyumayıp sandıkları beklediklerini” belirten CHP kaynakları, gelişen duruma göre tavır alacaklarını belirtiyor.
CHP’li üst düzey bir kaynak, günlerdir teyakkuz halinde olduklarını belirterek, “Elbette gelişen durumlara göre hareket edeceğiz. Ama şimdiye kadar üzerimize düşeni yaptık, hatta ‘genel başkan YSK önüne bir sandalye atsın, otursun’ diye bile düşünüldü. Ama tabii böyle bir adım doğru mu olur, yanlış mı olur, enine boyuna oturup konuşmamız gerekir” görüşünü dile getiriyor.
İYİ Parti’de, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları “seçimin iptali hamlesi” olarak değerlendiriliyor. AKP’nin iptal senaryosunu 31 Mart akşamı uygulamaya koyduğunu savunan bir parti yöneticisi, YSK’nın, il seçim kurulu kararını iptal etmesini buna örnek gösteriyor:
“AKP’nin ‘bir gariplik hissediyoruz’ diye yaptıkları başvurular, ilçe seçim kurulu tarafından kabul edildi ve hemen sayım süreci başladı. İl seçim kurulu, ilçe seçim kurullarının kararını reddetti ama YSK, ‘artık çuvallar açıldı, oylar döküldü, sayım durdurulamaz’ dedi. İlçe seçim kurulları kararı sonrasında hemen sayım yapılması bence AKP açısından YSK’dan fikir alınarak uygulanan bir yöntem. AKP şimdi her itirazda bu karara sığınıyor.”
İYİ Parti’de seçimlerin iptali kararı verilmesi halinde tekrarlanacak seçim konusunda daha ‘karamsar’ bir tablo çiziliyor. Seçimin iptali halinde AKP’nin bütün oyunu kaybetmemek üzerine kuracağına dikkat çekilerek, “Hangi sandıkta kimin oy kullandığının tespiti yapılıp, seçmene baskı kurabilirler. Bu en hafif haliye, seçmeni sandıktan uzak tutabilir” yorumu yapılıyor.
Erdoğan’ın açıklamaları HDP’de de ‘seçim iptali’nin yollarını aramanın işareti olarak yorumlanıyor. HDP’li seçmenin genel olarak muhalefet partisi adaylarını destekleme tavrını hemen her yerde gösterdiğine dikkat çekilerek, “Ama keşke daha fazla İstanbul’un üzerinde dursaymışız, daha büyük farkla seçimi İmamoğlu alabilirdi. Seçimi İmamoğlu kazandı ama AKP, seçimde kaybettiklerini sayımla elde etmeye çalışıyor. Eğer seçim iptali gibi bir durum olursa da biz bu kez işi sıkı tutarız” vurgusu yapılıyor.
HDP’liler, sürecin itirazlarla uzatılmasının “belediyedeki yolsuzlukları örtbas etmek, evrak kaçırmak amaçlı” olduğunu söyleyen CHP sözcülerinin açıklamalarına da katılmıyor. Seçime gidilirken, belediyelerin bu tür duruma karşı zaten hazırlıklarını yapmış olacağına işaret eden HDP kaynakları, bu çabanın seçimi kriminalize ederek, iptal etmeye yönelik bir hamle olduğunu düşünüyorlar.
İstanbul’da seçimin iptal edilmesi halinde, hangi tarihte seçimin yapılacağı YSK takvimiyle belirlenmiş durumda.
Kurul’un 29 Mart’ta Resmi Gazete’de yayınlanan kararında, iptal edilen seçimlerin 2 Haziran 2019’da tekrarlanacağı hükme bağlandı.