Kargoda ‘kaybolan çek’ sorunu büyüyor Son dönemde sıkça görülen ‘kargoda kaybolan çek” vakaları iş dünyasında mağduriyet yaratırken konunun uzmanı hukukçular; mağduriyetin mevzuata uyulmamasından kaynaklandığını vurguladılar. Hukukçular, kargo şirketlerinin çek gönderileri kabul etmediğini ve kayıplardan da sorumlu tutulmadığının altını çizerek, iş insanlarına ‘alacağınızı alamama ihtimaliniz çok yüksek’ uyarısında bulunuyor.
EKONOMİ – Kargoda kaybolan çekler nedeniyle iş dünyasında yaşanan mağduriyetler her geçen gün artıyor. Kargo çalışanı-paravan şirket-hukuki yollar üçgeninde kurulan işbirlikleri ile ‘kayıp’ tutanağı tutulan çekler, çeki ele geçirenler tarafından haciz işlemi uygulanmak suretiyle yasal yollardan tahsil edilirken, asıl alacaklılar ortada kalıyor. Son dönemde sıkça görülen vakalar nedeniyle; konu ile ilgili DÜNYA’ya açıklamada bulunan hukukçular Türk Ticaret Kanunu’nun ‘rızası dışında elinden çıkmış’ çekler ve kambiyo vasfındaki belgelerle ilgili iyi niyetli kişileri korurken, kötü niyetli kişileri, bir başka ifade ile hırsızları da koruduğunu vurguladılar. Hukukçular; kargo şirketlerinin çek gönderileri kabul etmediğini ve kayıplardan da sorumlu tutulmadığının altını çizerek, iş insanlarına ‘alacağınızı alamama ihtimaliniz çok yüksek’ uyarısında bulunuyor.
Türkiye çapında faaliyet gösteren büyük ve küçük ölçekli işletmeler, çeklerini, şehir dışında borçlu bulundukları müşterilerine kargo yolu ile gönderdiklerini anlatan Avukat Hüseyin Acarbay,
“Bursalı bir müvekkilimiz, İstanbul’da bulunan bir müşterisine çekini kargo firması ile veriyor. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kargosunun kaybolduğunu öğreniyor ve bize başvuruyor. Bu durumda hukuki mevzuat; çekin, kişinin veya şirketin rızasıyla elinden çıktığında kaybolduğunda, çek iptali davasını öngörüyor. Biz mahkemeye çek iptali davası açıyoruz ve mahkeme çek gününe kadar gerekli ilanları yapıp, çekin iptaline karar veriyor” dedi.
“Ancak bu çek vadesi gelene kadar bankaya ibraz edildiği anda işin rengi değişiyor” diyen Acarbey şöyle devam etti; “Çünkü çeki bulan kişi, her ne kadar bu çek hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda da bulunulsa, Ticaret Mahkemesi’ne çek iptali davası da açılsa, hatta mahkeme tarafından çeke ödeme yasağı dahi konulsa çeki bankaya ibraz eden yani bulan kişi bu çeki ibraza koyup, yasal süreyi beklemeden Ticaret Mahkemesi’nden İhtiyati Haciz Kararı alıp, hiç kimseye tebligat göndermeden, doğrudan çek üzerinde ismi bulunan tüm borçlulara karşı hacze gitme hakkına sahip oluyor.”
“Kanun metni aslına bakarsanız ‘iyi niyeti’ korur ama buradaki açık ile maalesef ‘kötü niyetli’ olanları da koruyor” diyen Acarbay, bu durumda hırsızların korunduğunu söyledi. Bu sistemin Kargo çalışanı-paravan şirket- hukuki yollar üçgeninde organize yürütüldüğünü ‘çete’ ifadesi ile ileri süren Acarbay, çeki çalan kişilerin uyguladığı prosedür hakkında da bilgi vererek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş insanı çeki kargoyla gönderiyor. Kargo firmasında çalışan bir kişi bu çekleri cihazla veya el yordamıyla tespit ediyor. Çeki ‘kaybolduğu tutanağı’ tuttuktan sonra alıyor ve ilgili şirket, hukuk bürosu veya işbirlikçisine gönderiyor. Onlar da paravan şirketlere ciro ediyor ve sonrasında bu iş icraya kadar dayanıyor. Zira çeki keşide eden esas borçlu kendisine yapılan haciz baskısı ile para tahsiline gelindiğinde ticari itibarını da düşünerek, hemen ödemeyi yapıyor. Dolayısıyla alacaklı kişi veya işletme, paranın ödendiği şirket gayri faali olduğu için çeki kaybeden olarak davayı kazanmış olsa bile parayı geri alamıyor.”
Çeklerin günümüzde kullanım amacından çıktığını ve vade aracı olarak kullanılmaya başlandığını ifade eden Avukat Altan Aydın da, bu durumun çeklerin olası kaybolma durumunda keşide tarihleri ileri tarihler olduğu için işletmeler açısından zarara sebep olduğunu bildirdi. Aydın,
“Çek kaybolduğu zaman çek üzerinde son hak sahibi olan kişi, çek iptali davası açabilir, mahkemece uygun teminat karşılığında çekin kayıtlı olduğu bankaya ilgili çeke tedbir konulduğuna dair yazı gönderilir. Mahkemece konulan tedbir, ilgili çekin keşide tarihi geldiğinde, bankaya ibrazında bir engel teşkil etmemektedir. Sadece taraf bankaca ilgili tedbir nedeniyle ödenemediğine dair çekin arkasına yazı şerh düşülür. Aslında çek gerçekten haklı alacaklıların elindeyse veya gerçekten kayboldu ise bir problem değilken, kötü niyetli kişilerin eline geçtiği takdirde problem oluşturur. Şöyle ki; çekin arkasına bankaca tedbir yazısı yazılması, haksız olarak çeki elinde bulunduran kişinin ihtiyati haciz kararı almasına engel değildir” ifadeleri ile uyarıda bulundu.
Kolcuoğlu Demirkan Koçaklı’nın yönetici ortağı ve DÜNYA yazarı Dr. Av. Umut Kolcuoğlu;
“Çek dahil kıymetli evrakların, kargo şirketleri tarafından taşınmasından kaynaklanabilecek riskleri öngören taşımacılık mevzuatı, bu riskleri halihazırda bertaraf ediyor. Mevzuata göre kargo şirketleri, çekleri ancak değerleri bildirilmiş ve sigortalı olarak gönderilmeleri şartıyla kabul edebiliyor. Bu halde de çeklerin kaybolmasından kaynaklanan riski sigorta şirketleri üstlenmiş oluyor. Uygulamada da kargo şirketleri, şablon sözleşmelerinde çek dahil kıymetli evrakları taşımayacaklarını, bunların kaybolmasından sorumlu olmayacaklarını öngörüyor. Kargo şirketleri, çekleri, ancak mevzuatın aradığı özel şartların sağlanması halinde, diğer bir ifadeyle değerlerinin bildirilmesi ve sigortalı olarak gönderilmeleri şartıyla taşımayı kabul ediyor” dedi.
“Buna rağmen tacirlerin, gönderilerinin içeriği hakkında bilgi vermediklerini ve çeklerini kargo şirketlerine taşıttırdıklarını anlıyoruz” diyen Kolcuoğlu şöyle devam etti; “Bu ise kargo şirketleriyle sözleşmelerine aykırılık teşkil ediyor. Çeklerin kaybolması halinde ise kargo şirketlerinin kanunen ve sözleşmesel olarak bundan sorumluluğu bulunmuyor. Diğer bir deyişle mağduriyete tacirlerin sözleşmesel yükümlülüklerine uygun davranmaması yol açıyor. Uygulamada çekler, sadece bugün değil öteden beri ileri tarihli olarak düzenleniyor. Çekler kargo şirketi tarafından taşınırken kaybolursa, bu çeklerin iptalinin ve bankanın bu çekleri ödemekten men edilmesinin talep edilmesi gerekiyor. Bu halde çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmiş olması lehe bir durum yaratıyor çünkü çekleri ele geçiren kötü niyetli kişi, bu tarihten önce bu çekleri kanun gereği bankaya sunamıyor, o tarihin gelmesini beklemesi gerekiyor. Arada geçen sürede de mahkemeden bankayı çekleri ödemekten men eden kararın alınması mümkün oluyor. Ancak bu da maalesef tüm riskleri bertaraf etmiyor. Çekleri ele geçiren kötü niyetli kişiler, çeklerin ödenmemiş olmasına dayanarak ödemeden men kararı olsa da ihtiyati haciz talep edebiliyor ve bu da mağduriyete sebep olabiliyor. Tüm bunları bir arada değerlendirince, burada taşımacılık mevzuatından kaynaklanan değil bu mevzuata uyulmamasından kaynaklanan bir mağduriyet olduğu anlaşılıyor.”
Kaynak: Dünya