GÜNDEM – Karaburun’da meralık alanda yapılması planlanan 270 milyon liralık GES projesine köylüler tepkili. 250 dönüm arazide yapılacak projenin sahibi, oyuncu Erkan Petekkaya çıktı.
İzmir’in Karaburun ilçesinin Küçükbahçe Köyü’nde, mera olarak kullanıldığı belirtilen 250 dönüm arazi, oyuncu Erkan Petekkaya‘nın sahibi olduğu Nano Yenilenebilir Enerji Yatırımları Anonim Şirketi’ne tahsis edildi. Bölgeye 270 milyon liralık Güneş Enerjisi Santrali (GES) ve Elektrik Depolama Tesisi kurulacak. Şirketin başvurusu üzerine “Salman Rüzgar Enerji Santraline Yardımcı Kaynak Güneş Enerji Santrali” isimli projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatıldı.
Projeyle ilgili olarak hazırlanan ÇED Raporu, 07 Şubat 2022 tarihinde İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü internet sayfasında duyuruya çıkmış ve köylülerin tepkisi üzerine “ÇED halkın katılımı toplantısı” 09 Mayıs 2022 tarihinde yapılamamıştı. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından toplantı alanında düzenlenen tutanakta “Bölgede yoğun RES projelerinin olduğu, GES projeleriyle kalan mera alanlarının da yok olacağı, faaliyetin bölge halkı tarafından istenmediği protestolarla yoğun bir şekilde dile getirilerek, halk bilgilenmek istememiştir” denilmişti.
Köylülerin tepki gösterdiği 270 milyon liralık proje hakkında Erkan Petekkaya Bir TV’ye konuştu.
Petekkaya, “Yasadışı yapılmış bir işimiz yok. Orası devletin bize gösterdiği yer. Her Türk vatandaşı gibi hakkım olanı kullanıyorum. Zeytinliği kesmiyorum, doğaya, çevreye, insana zarar vermiyorum. Aksi olsa zaten ben karşı çıkarım. Hazırlanmış 187 sayfalık rapor var. Olumsuz hiçbir şey, hiçbir tespit yok. Yapmak isteğimiz sadece güneş enerjisi santrali” diye konuştu.
TKP Karaburun Belediye Başkanı Adayı Şadan Tütüncü de projeye tepki gösterdi. Karaburun’un büyük bir rant ve talan projesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Tütüncü, “Rüzgar ve güneş temiz enerji kaynaklarıdır ancak bu yatırımların planlı ve sorumlu bir şekilde yapılması gerekir” dedi. Tütüncü şöyle konuştu:
“Sorumsuzca köy yerleşim alanlarının dibine kadar gelen, meraları, koyları tahrip eden bu projelere Bakanlık izin veriyor, muhalefet de ses çıkarmıyor. Geçim kaynakları elinden alınan Karaburun halkı köylerini terk etmek zorunda kalıyor, kalanlar zorluklarla mücadele ediyor. TKP olarak her türden yağma ve rant projesinin karşısındayız, enerji sektörü devletleştirilmeli.”
Yarımadada son yıllarda GES ve rüzgar enerjisi santrali projeleri birbiri ardına onaylanmaya başladı. Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasına karşın ilçe sınırlarının yüzde 80’i bakanlık eliyle enerji şirketlerinin yağmasına açıldı. Tarım alanları ve meralar yok edilmeye başlandı.
Köylerde yaşayanların bir bölümünün geçim kaynağı hayvancılık ve keçicilik. Dolayısıyla meralar hayvanların otlanma alanı olarak kullanıyor. Ancak yıllar önce 40 bin üzerinde keçinin otladığı Parlak Köyü ve civarındaki meralar zaman içinde RES projeleri için yatırımcılara tahsis edildiğinden keçi nüfusu bugün bin civarında kalmış durumda.
Ayrıca bölgede uluslararası ve ulusal ölçekte koruma altına alınan bitki, sürüngen, memeli ve kuş türleri de mevcut.
Bölgedeki bir başka sorun da sürekli yaşanan elektrik kesintileri. Bu kadar enerji santraline rağmen halk sürekli elektrik kesintileriyle mağdur olmaktan ve gerekli altyapı yatırımlarının yapılmamasından şikayetçi.
Sayıları her geçen gün artan santrallerin ortaya çıkarabileceği yangın tehlikesi de Yarımada sakinlerini endişelendiriyor. 2019’un Eylül ayında Öres Elektrik’in trafosundan çıkan yangın neredeyse tüm Badembükü’nün yanmasına neden oluyordu. ÇED raporlarında ise bu yangın riski gündeme bile getirilmiyor.
Kaynak: Haber Sol