– Gemlik Körfezi’nde yer alan Yalova’nın Armutlu ilçesine bağlı köyde dönemin başlamasına saatler kala son hazırlıklarını gözden geçiren balıkçılar, bol av beklentisiyle ağlarını suya bırakacak
– 40 yıllık balıkçı Kamil Pars:
– “Köyümüzde balıkçılığı gördük, öteki bir iş bilmeyiz. Bununla doğduk bununla öleceğiz. Denizsiz yaşayamayız balık üzere, karada yaşayamayız. Bu sevgiyi artık oğullarıma aşılıyorum”
YALOVA (AA) – SITKI YILDIZ / DAVUT ALDANMAZ – Yalova’nın Armutlu ilçesinde 350 haneden oluşan Kapaklı köyü sakinleri, yaklaşık 150 yıldır sürdürdükleri balıkçılıkta yeni dönemin bol ve bereketli geçmesi umuduyla ağlarını denize atacak.
Marmara Denizi’nde, Gemlik Körfezi’nde Yalova’nın Bursa sonundaki son köyü olan ve 450 yıllık geçmişi bulunan Kapaklı, 1000 şahsa yakın nüfusuyla küçük bir balıkçı köyü olarak dikkati çekiyor.
Dedelerinden miras aldıkları balıkçılıkla geçimlerini sağlayan köylüler, 24’ü gırgır, 27’si küçük tekne olmak üzere 51 tekneyle Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi ve Karadeniz dışında milletlerarası sularda da avlanıyor.
İldeki 6 balıkçı kooperatifinin bağlı olduğu Yalova Deniz Eserleri Avcıları Birliğinin merkezi olan Kapaklı’da balıkçılar av dönemi için son hazırlıklarını gözden geçirdi.
Birlik Lideri Recai Sert, AA muhabirine, köylülerin balıkçılığı fedakarlıklarla yürüttüğünü söyledi.
Köyden devasa gemileri kullanan kaptanların da çıktığını belirten Sert, “Bu insanların gerçek bir sevdası, sevgisi olmazsa bu iş çok meşakkatli, yapılmaz. Bu insanların birçok emekli olamadan genç yaşlarda hastalanıp bu işi bırakıyorlar yahut ölüyorlar fakat tutkusu olan, sevdası olan bir meslek. Dışarıdan şatafatlı görünüyor olabilir lakin o denli değil. Sabahlara kadar 20 saat dümen sallıyorlar.” dedi.
Coğrafi koşulları nedeniyle toprakları tarıma elverişli olmayan Kapaklı’da halkın ekmeğini denizden kazandığını anlatan Sert, kendisine de bu mesleğin dedelerinden miras kaldığını lisana getirdi.
Köylülerin yaklaşık 150 yıldır geçimini balıkçılıktan sağladığını aktaran Sert, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Babadan kalma meslek olduğu için gençler de bu işe sevdalı. Yani 350 hanenin 345’i balıkçı. Bir arkadaşımızın teknesi geçen yıl 70 bin köpük (strafor kutu) balık tutmuş. Pandemiden sonra üretimin ne kadar pahalı olduğunu dünya da Türkiye de gördü. 70 bin köpük balık tutan bir tekne, birer buçuk kilodan 8 milyon haneye ulaşabiliyor. Bu çok önemli bir sayı. Köyün, birliğin üretiminden bahsetmiyorum. Yalnızca bir teknenin hamsi balığı üretiminden bahsediyorum. O bizim ömür sevdamız. 24 teknenin tuttuğu balığı hesaplarsak aşağı üst ülke nüfusunun yarısına hitap ediyor.”
– “Çocukken daima hayalimizdi bu mesleği yapmak”
Kapaklı balıkçılarından Ali Şener de baba mesleğini severek yaptığını, dönemin açılışını sabırsızlıkla beklediğini belirtti.
Şükrü Yalın, birinci birkaç ay Marmara’da avlanacaklarını, daha sonra Karadeniz’e, Ege Denizi’ne gideceklerini bildirerek, dönemin bereketli geçmesini diledi.
Kamil Pars ise dedesinden babasına, babasından kendisine geçen balıkçılığı 40 yıldır sürdürdüğünü kaydetti.
Oğulları ve tayfasıyla teknesindeki son hazırlıkları tamamlayan Pars, “Dedelerimizden bize gelen balıkçılığı oğullarımıza bırakmak istiyoruz. Kuşaktan nesile devam edecek inşallah. Köyümüzde balıkçılığı gördük, diğer bir iş bilmeyiz. Bununla doğduk bununla öleceğiz. Denizsiz yaşayamayız balık üzere, karada yaşayamayız. Bu sevgiyi artık oğullarıma aşılıyorum.” diye konuştu.
Kamil Pars’ın oğlu Doğukan Pars da 24 yaşında olduğunu, babası sayesinde şimdi küçük yaşlardayken balıkçılığa sevdalandığını vurguladı.
Pars, 9 yıldır mesleği sürdürdüğünü lisana getirerek, “Bu iş dedelerimizden babalarımıza kalmış. Babalarımızdan da artık bize geçiyor. Babamızla çalışıyoruz. Severek girdim bu işe. Çocukken daima hayalimizdi bu mesleği yapmak. Her vakit birebir his, birinci günkü üzere heyecan var.” sözlerini kullandı.
