Yapay zekânın iş süreçlerinde yaygın kullanımı yalnızca işin yapısını değil birçok mesleğin geleceğini de etkiliyor. Bazı meslek kolları yok olmaya yüz tutarken yeni iş kolları ve ara meslekler oluşmaya başlıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi / MarkaOkulu Yüksek Lisans Programı Direktörü ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gresi Sanje ise; “Ek iş yapmak normal hale gelecek, teknoloji ve zanaatı birleştirip yetkinliklerimizi artırmalıyız” diyor
Teknolojide yaşanan hızlı değişimler, yapay zekâ ve makine öğrenmesinin hızla yaygınlaşması büyük bir dönüşüm sürecini de beraberinde getiriyor. Değişimin en derin hissedildiği alanların başında ise iş dünyası geliyor. Yapay zekâ geliştikçe bazı mesleklerde insan gücüne duyulan ihtiyaç azaldı. Bazı meslekler var olma mücadelesi verirken yeni pozisyonlar ve iş tanımları gün yüzüne çıkmaya başladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi / MarkaOkulu Yüksek Lisans Programı Direktörü ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gresi Sanje, geleceğin mesleklerinin yanı sıra değişen koşullarda hangi niteliklerin öne çıkacağını derledi.
İşlerin çoğu makinelere emanet
Dönüşümün boyutu ne olursa olsun empati gerektiren, yaratıcılık ve özgünlük isteyen mesleklerin her zaman varlığını sürdüreceğini belirten Doç. Dr. Sanje, tahmin edilebilir ve özel bir yetkinlik gerektirmeyen mesleklerin yok olacağına dikkat çekti. Doç. Dr. Sanje; “Zanaat ile teknolojiyi harmanlayabilen bireylerin emek değeri artacak. Herhangi bir makinenin yapabileceği meslek kolları azalarak bitecek. Şimdiden birçok işlemi otomasyona devrettik bile. Üç boyutlu yazıcıların hayatımıza girmesi, depolamanın azalması, satış görevlisi yerine teknisyen ve tasarımcıların perakende alanlarında boy göstermesi, temel finans işlemlerinin yapay zekâ tarafından halledilmesi, güvenlik işlemlerinin makineleşmesi artarak sürecek” dedi.Otomasyonun iş süreçlerinin çoğunu halledecek olmasının karamsar bir tablo çizmemesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Sanje, insan elinin değmesi gereken ya da spesifik uzmanlık isteyen ara iş kollarına ihtiyacın artacağını belirtti. Doç. Dr. Sanje; “Empati gerektiren, yaratıcılık ve özgünlük isteyen meslekler her zaman varlığını sürdürecek. Değişim iş hayatında daha esnek yapıları da beraberinde getirecek. İnsanlar işten arta kalan zamanlarda girişimler yapmaya başlayacak ve ek iş yapmak normal hale gelecek” ifadelerini kullandı.
“Ek iş yapmak normalleşecek”
İş yaşamında yaşanan değişime ayak uydurmak için dönüşümün bir parçası olmak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Sanje, yapay zekânın yapabileceği işlerden uzak durmak gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Sanje; “İşin mantığını kavramak ve özgün katkı sağlayabileceğimiz alanlara yoğunlaşmamız lazım. İşletme okumuş birinin işletme yüksek lisansı yapmasına gerek yok. Yapacağımız işe göre uzmanlaşma alanı seçmeli, işletme üzerine sosyoloji, iletişim ya da finans gibi farklı alanlara kayarak kendimize özgün bir yol çizmeliyiz. Teknoloji ve zanaatı birleştirmeliyiz. Yetkinlik alanlarımızı ancak bu şekilde geliştirebiliriz. Yapay zekâ ile yarışmak yerine onu özgün uzmanlık alanı için araç haline getirenler geleceğin başarılı iş insanları olacak” dedi.
“Pazar koşullarına adapte olmak yetmiyor”
Sürecin hemen her sektör için belirleyici olacağının da altını çizen Doç. Dr. Sanje, şu uyarılarda bulundu; “Şirketlerin şeffaf ölçme ve değerlendirmeye tabi olması şart. Rehavete kapılmamak, iç mekanizmalarda hantallaşmaya mahal vermemek ve kurumsal yapıyı sağlam temellere oturtmak hayati önem taşıyor. Artık sadece pazarın koşullarına adapte olmak yetmiyor. Dönüşüme ayak uydurmak, inovatif olmak, hızlı karar almak gerekiyor. Yeni çağın hızına yetişmek için değişime paralel revizeleri yapmak gerekiyor.”
Detaylı Bilgi:
Gökçe Kopuk / İstanbul Bilgi Üniversitesi / 0538 095 61 56 / gokce.kopuk@bilgi.edu.tr
Ezgi Moğulkoç / İz İletişim / 0532 130 74 68 / ezgi.mogulkoc@iziletisim.com
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:
1996 yılında Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla yola çıkan ve kurulduğu günden bu yana öğrencilerine uluslararası gelişim fırsatları sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı’nın Türkiye’deki tek üyesidir. Yaklaşık 1500 kişilik bir öğretim kadrosuna sahip olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 25.000’i aşkın öğrencisi ve 40.000’i aşkın mezunu bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Hukuk, İşletme, İletişim, Sağlık Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri fakültelerinin yanı sıra yüksekokulları, meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve doktora programı sunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere, Kuştepe ve Kozyatağı olmak üzere dört kampüsü bulunmaktadır. Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu QS’in, 2019 yılı “Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri Sıralaması”nda BİLGİ, en iyi 140 üniversite arasında yer almaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgiye www.bilgi.edu.tradresinden ulaşılabilir.