İranlı milletvekillerine göre Trump ile Biden arasında fark yok. İran‘da 21 Şubat’ta yapılan milletvekilliği seçimlerinde Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin (Nigehban) reformist adayları veto etmesi nedeniyle Meclis’te ezici çoğunluğu elde eden muhafazakarların, 18 Haziran 2021’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de almalarına kesin gözüyle bakılıyor.
Çoğunluk avantajını kullanmak isteyen bazı muhafazakarlar, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin görev süresinin dolmasına 7 ay kala azledilmesini istiyor. Ancak ülke lideri Ali Hamaney’in buna izin vermeyeceği kanaati hakim.
Yargı Erki’ni ellerinde bulunduran ve yasama organında da çoğunluğa ulaşan muhafazakarların, yürütme erkine de hakim olmasıyla Tahran-Washington ilişkilerinin nasıl bir noktaya evrileceği merak ediliyor. ABD’de 3 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinin sonuçları, tüm kurumlara hakim olan muhafazakarların izleyeceği yol haritasını da önemli ölçüde etkileyecek.
AA muhabiri, ABD başkanlık seçimleri, İran’a etkisi ve Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki farkı İran Meclisi’ndeki milletvekillerine sordu.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Ebulfezl Amuyi, ABD’nin maksimum baskı politikası, sert yaptırımlar ve Kasım Süleymani suikastıyla daha önce de kötü olan Tahran-Washington ilişkilerini iyice çıkmaza soktuğunu belirtti.
Adayların İran’a dair politikalardan geri adım atmaları için seçimlerin bir fırsat olduğunu dile getiren Amuyi, “ABD seçimlerini ciddiyetle takip ediyoruz. İran, ABD’nin herhangi bir adayına göre politika belirlemez. Dış siyasette koordinasyon içinde hareket ediyoruz. Meclis olarak karşı tarafın nükleer anlaşmaya bağlı kalmadığına inanıyoruz.” görüşlerini paylaştı.
Trump ve Biden‘dan İran’a dair farklı şeyler işittiklerini ancak Biden’ın CNN’de yayınlanan makalesinin onun da yaptırımları sürdüreceğine işaret ettiğini söyleyen Amuyi, “Biden İran’a karşı Trump’a nazaran daha akılcı yöntemler uygulayacağını söylüyor. Baskı ve yaptırımla İran’ın stratejisinde hiçbir değişiklik meydana getiremezler.” dedi.
Sistan-Beluçistan Milletvekili Muineddin Saidi, Hiroşima ve Nagazaki faciaları ile İran’da 1951’de Muhammed Musaddık’a yapılan darbenin ABD’de Demokratların döneminde olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki fark, akrep ile yılan arasındaki fark gibi. Demokratlar da yönetimdeyken İran’a karşı aynı politikaları yürütüyordu. Trump uluslararası hiçbir kurala uymuyor ancak Demokratların İran’la ilgili ajandasının da kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Biden ve Trump, İran için aynı.”
İsrail dışında dünyadaki tüm devletlerle ilişkilerin iyi olmasını savunduklarını aktaran Saidi, “İran’ın temel ilkeleri vardır, eğer onlara riayet edilirse İsrail dışında her devletle müzakere yapılabilir. Yaptırımlar kalkmadan ve ABD tavrını değiştirmeden müzakere söz konusu olamaz diye düşünüyorum. Tarihin farklı dönemlerinde başkanlar arasında değişik görüşler benimseniyor olabilir, Obama döneminde siyasi ilkelere riayet edildi. Nükleer anlaşma için gerekli yasal önlemler alınmadığı için netice alınmadı.” değerlendirmesinde bulundu.
Trump ile Biden arasında İran’a ilişkin herhangi bir fark olmayacağını ancak taktik ve yöntemler konusunda farklı hareket edebileceklerini ifade eden Tahran Milletvekili Nizameddin Musevi ise şunları kaydetti:
“ABD’nin İran’la ilgili genel stratejisi İsrail lobisinin etkisi altında. Siyonist lobinin Demokratlar ve Cumhuriyetçilerle çok derin ilişkileri var. Siyonist lobi iki partiye de finans desteği sağlıyor. Bu da Orta Doğu ve İran’a ilişkin ABD siyasetinin aynı kalmasının nedenlerinden biri. ABD’nin, Orta Doğu’daki temel politikası İsrail’in güvenliği.”
ABD’nin önceki taahhütlerine dönmeden ve tüm yaptırımları kaldırmadan hiçbir müzakerenin olmayacağını vurgulayan Musevi, “Yaptırımları kaldırdıktan sonra nükleer anlaşma ile ilgili yeni müzakerelere ihtiyaç olup olmadığını ayrıca değerlendiririz.” dedi.
ِRezevi Horasanı Milletvekili Cevad Nikbin de Trump ile Biden arasında fark olmadığını ve ABD politikalarının şahıslara göre değişmediğini belirterek, şu görüşleri paylaştı:
“Şahıslar, ABD ve Siyonistlerin siyasetinde birer kukla. Hangisi seçilirse seçilsin İran’a dair yaklaşımda hiçbir değişiklik olmayacak. Trump da Biden da İran için zararlı.”
Ruhani hükümetinin “büyük başarı” olarak nitelendirdiği nükleer anlaşmayı da eleştiren Nikbin, “Nükleer anlaşmanın ülkemize hiçbir faydası olmadı, olsaydı bugün sonuçlarını görürdük. Demokratlar döneminde imzalanan anlaşma Cumhuriyetçiler döneminde yırtılıp atıldı. Biz kendi dinamiklerimize dayanarak politika yürütürsek başarılı oluruz.” ifadelerini kullandı.
Tahran Milletvekili Sümeyye Refii, ABD’nin genel siyasetini şahıslara bağlamanın meseleyi hafife almak olacağını savunarak, şunları kaydetti:
“ABD politikaları, düşünce kuruluşları tarafından şekillendiriliyor. Kim seçilirse seçilsin kendi ülkelerinin çıkarlarını görmezden gelemezler. Trump ile Biden’ın seçilmesi arasında çok fark olmayacaktır. Kısa vadede şekilsel bazı değişiklikler olabilir fakat temel politikalarda farklı bir yaklaşım olacağını zannetmiyorum.”
Nükleer anlaşmanın en iyi yönünün uluslararası arenada taahhütlerine bağlı kaldıklarını ispatlamak olduğunu ifade eden Refii, sözlerini şöyle noktaladı:
“Başkan adaylarından birinin direksiyonu eline almasıyla dünyada yeni gelişmelerin olacağına ihtimal vermiyorum. ABD’nin genel politikaları şahıslara bağlı değil.”
َYahudilerin İran’daki temsilcisi ve milletvekili Hümayun Samehyah Necefabadi, Trump da kazansa Biden da kazansa, ABD’nin İran’a dair genel siyasetinde gerçek bir değişim olmayacağını belirtti.
Necefabadi, “Trump sert politikalarıyla Biden ise daha yumuşak mesajlarıyla öne çıkıyor. ABD’nin politikaları bir kişiden ibaret değildir. Siyaset belirleyiciler başkalarıdır. Seçim sonuçları ABD’nin İran’a yönelik siyasetinde herhangi bir değişiklik meydana getirmeyecektir.” dedi.
Necefabadi ayrıca nükleer anlaşmanın gerçekten iyi bir sonuca ulaşmak için mi yapıldığı yoksa tiyatro mu olduğuyla ilgili soru işaretleri olduğunu söyledi.