Yüksek tansiyon ya da hipertansiyonun yaşamsal faktörlere bağlı olarak oluşan bir hastalık olduğunu belirten uzmanlara göre, çok tuzlu yemek ve kilo artışı hipertansiyona sebep olabiliyor. Kalp-damar sistemi, beyin, göz ve böbreklerde tahribata yol açan hipertansiyonu önlemek mümkün olabilir. Uzmanlara göre, sigara içmemek, tüketilen tuz miktarını azaltmak, fazla kilolardan kurtulmak, egzersiz yapmak ve stresle başa çıkmak gerekiyor.
“Kan basıncı (tansiyon) yüksekliği” olarak tanımlanan ve kronik bir hastalık olan hipertansiyon kalp ve damar hastalıkları risk faktörleri arasında ilk sırada yer alıyor. Dünya Hipertansiyon Birliği tarafından 17 Mayıs, Dünya Hipertansiyon Günü olarak anılıyor. Bu özel günde hipertansiyon konusunda farkındalığı artırmak, sebep olduğu sorunlara dikkat çekmek, kişilerin ve toplumların hipertansiyon konusunda bilinç düzeyini artırmak hedefleniyor.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, hipertansiyonun sebeplerini anlattı ve risk faktörleriyle ilgili önemli bilgiler verdi.
Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Hipertansiyon; damarlardaki kan basıncının normal değerlerden daha fazla değerlerde olmasıdır. Kalp kanı pompaladığı zaman damar yapısına, duvarına bir basınç uyguluyor bu tansiyondur, gevşediği zaman da duvarlara uyguladığı basınç olur. Bu basınç eğer normalden yüksek olursa buna hipertansiyon diyoruz yani kan basıncının yüksekliği. Bu çok çeşitli problemlere yol açıyor” dedi.
Hipertansiyon başlı başına bir hastalık
Hipertansiyonun sebebinin tam olarak bilinemediğini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “%95 net bir sebebi bilinmiyor. Onun dışında böbreklerden, böbreküstü bezlerden ve başka birçok sebeplerden kaynaklanan kısmı kalan %5’ini teşkil ediyor. Yani seconder dediğimiz bir hastalıktan, ikincil olarak oluşmuş bir hastalıktan oluşmuş olma ihtimali çok düşük. Primer hipertansiyon dediğimiz birincil hipertansiyon bu %95’i oluyor. Herhangi bir hastalığa değil de kendi başına bir hastalık oluşturuyor” diye konuştu.
Fazla tuz tüketimine ve fazla kiloya dikkat!
Birincil hipertansiyonun belli bir yaştan sonra oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Primer hipertansiyon, belli bir yaştan sonra oluşuyor. Fazla tuz tüketiminden oluşuyor. Kilolarda artış olduğu zaman kan basıncında yükselme oluşuyor. Genetik faktörlerden çok yaşamsal faktörlere bağlı olarak oluşan bir hastalık” dedi.
Hipertansiyonun tahribatı çok büyük
Hipertansiyonun kalp, böbrek, göz ve beyin gibi organlara çok büyük zarar verebileceğini belirten Prof. Dr. Mehmet Baltalı, şu bilgileri verdi:
Kalp-damar sistemi: Üç faktör vardır. Birincisi kalbin genişlemesine sebep olabiliyor. Kalbin dolmasına engel olur, kalp elastikiyetisini kaybeder. Kalp yetmezliğine sebep olur, nefes yetmezliğine sebep olur. İkincisi kalp krizine sebep olur. Üçüncüsü damarlardaki basınç daha fazla olduğu için kalp kasında kalınlaşmaya neden olabilir.
Beyin: Hipertansiyon, felç nedenidir. Hem felce hem pıhtı atmaya hem de beyin kanamasına yol açabilir.
Göz: Körlüğe kadar giden problemlere neden olabilir.
Böbrek: Böbrek yetmezliğine yol açabilir. Diyaliz hastalarının bir kısmı tansiyon yüksekliğine bağlı diyalize girmektedir.
Sigara kullananlar dikkat!
Hipertansiyonun her yaşta görülebildiğini ancak belli bir yaşın üzerinde olanların daha fazla risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Sigara kullanan, kilolu olanlar ve fazla tuz tüketimi yapanlar da risk altındadır” uyarısında bulundu. Baltalı, hamilelik döneminde de hipertansiyon görülebildiğini belirterek kimi zaman geçici olurken kimilerinde kalıcı olabildiğini söyledi.
Hipertansiyonu önlemek için bu tavsiyelere kulak verin
Hipertansiyonun önlenmesinde yaşam tarzının etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Baltalı, alınacak önlemleri şöyle sıraladı:
“Hem miktar olarak hem de tuz oranı olarak yediğinize içtiğinize dikkat etmek gerekir. Kalorisi az yiyecekler tüketilip hazır yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yemeklere ilave tuz eklenmemelidir. Spor yapmak gerekir, bol yürüyüş tansiyon riskini azaltabiliyor. Stres de tansiyon yüksekliğine yol açabiliyor, bu sebeple stresle baş etmek gerekir. Mesela yürüyüş endorfin salgıladığı için stresi azaltabiliyor. Kişi ilaç kullanmak müzik dinleyerek, yürüyüş yaparak kendi stresiyle baş etmelidir.”
İlaç tedavisi yarım bırakılmamalı
Hipertansiyon tedavisinde ilaç kullanımının önemine işaret eden Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Hipertansiyon artık çok yaygın. Tansiyon hastalığında ilaç yetiyor mu yetmiyor mu bu önemli. Fazla mı geliyor az mı geliyor. Yaşam tarzına ve ilaç kullanımına dikkat etmek gerekiyor. İlaç kullanımında amaç tansiyonu kontrol altında tutmaktır. Eğer ilaç fazla geliyorsa dozu azaltılmalı az gelirse arttırılmalı. Zamanla ilaç yetmemeye başlıyor, bu durumda birden fazla ilaç kombine şekilde de kullanılabilir. İlaç kullanımına başladıktan sonra geri dönüşü yok, kalp ilaca elastikite oluyor.” uyarısında bulundu.