yordum, biliyorsunuz, o şirketin üst düzey yönetimindeydim yıllarca. Biz elektrikli araçta Nissan Leaf ve Renault Zoe ile birlikte ilk çıkaran, ilk pazar lideri bizdik. Tesla geliyordu arkadan. O dönemde yaptığımız başarıları ve hataları tekrar düşündüğümde şunu görüyorum: O zamanlar mesela hiç diğer bir üretici, Renault Nissan dışında bu işe topa girmemişti. Fakat Çinliler, özellikle bu topa girdiler. Neden girdiler? Çünkü Çin’de çok kötü bir hava kirliliği vardı, şehir içindeki hava kirliliğini düzeltmek için elektrikli aracın bir çözüm olduğunu ve petrole bağımlılığını azaltmak amacıyla 2010’lu yılların başından bu işlere yatırım yapmaya başladılar. 2015’ten sonra bir devlet politikası oldu, madeninden akü üretimine, elektrik şarj istasyonlarına kadar inanılmaz bir ekosistem kurdular. Bütün bunların hepsini Çinli üreticilerin kendi yerel üreticilerin mesi için özellikle yaptılar. Mesela Avrupa’da, Amerika’da olmayacak en önemli konu, Çin’deki bütün araçlar, hepsi Beijing’de bir tane üniversiteye bağlı, bütün aracın diagnostik dataları oraya gönderiliyor. Burası open platform, hepsi open platformda öğrenerek kendi araçlarını geliştiriyorlar. Bu çerçevede baktığımızda, Çinliler hakikaten bu konuda çok ciddi bir rol aldı, çok yol aldılar. Türkiye’de de son yapılan ÖTV indirimleriyle birlikte elektrikli aracın yolu açıldı. Çok doğru bir kararla, ki ben çok son derece liberal bir insan olmama rağmen, Çinli araçlara vergi konuldu. Çünkü aksi takdirde şu andaki fiyatları görüyorsunuz, o fiyatlar çerçevesinde zaten kimsenin onlarla rekabet etme şansı yok, Avrupalıların da rekabet etme şansı yok. Tabii bizim için burada temel kritik nokta şu: Bir tüketici açısından düşünürsek, elektrikli araba almak çok güzel. İkincisi, şunu görüyoruz: Elektrikli araç fiyatları hızla düşmeye devam edecek. Çünkü pil teknolojisi, yeni teknolojilerin hızlı devreye girmesi ve bu teknolojilerin henüz oturmamış olması nedeniyle ciddi bir şekilde teknoloji hızlı bir şekilde ilerliyor. Aldığınız her araç bir süre sonra obsolet oluyor. Yani birkaç sene önce bizim getirmeyi Türkiye’ye getirmeyi düşündüğümüz bazı araçları getirmedik. Çünkü obsolet oldular. Baktığınızda tüketici olarak insanlar şu hesapla araba alır: Arabayı 100 liraya alırsınız, 3 sene kullanır, 20 lira harcarsınız sigortasına, şu yuna, bu yuna. Ondan sonra 70 liraya satarsınız, size maliyeti 50 liradır 3 sene boyunca. Şimdi, eğer bu pil maliyetleri, ki araçlarda %35-40’ını oluşturuyor, pilin maliyeti normal bir araç maliyetinin önümüzdeki dönemde, 2026 kadar, yani %60 ila 80 arasında düşeceği düşünülüyor. Şimdi bu çerçevede baktığımızda,
A ve B segmentindeki arabaları almak, şehir içinde kullanmak hem şehri çabasını düzeltir hem de cebinize çok ciddi bir katkı sağlar veya kendi hayatınızı 200 km bir çapta bir hayat konumlaması kendinize atıyorum işte buradan Bursa’ya, Tekirdağ’a, şuraya, buraya gidecek bir Sakarya’ya gidecek bir çerçevede iseniz, İstanbul’da yaşayan biri için söylüyorum, elektrikli araç iyi bir çözüm. Ama onun dışında ben işte memlekete gideyim, Marmaris’e gideyim, İzmir’e gideyim falan derseniz özellikle pik zamanlarda bunu şarj yapma imkanınız yok. Yani herkes de tabii biliyorsunuz pik zamanlarda gidiyor, İstanbul İzmir otoyolunda normal mazot bile alamıyorsunuz, mazot da ben geçen sene… başıma geldi, mazot alamadığım için çıktım bir köyden aldım. Ondan sonra tekrar devam ettim çünkü çok ciddi kuyruklar oluyor. Bütün bu gerçeklikler çerçevesinde düşünmemiz gerekiyor. Elektrikli araç almayı düşünen bir kişiye siz ne tavsiye ediyorsunuz? Peki şu an bir elektrikli araç alan bir kişi önümüzdeki yıllarda kaybı mı olacak? Çok pahalı araç almaktan kaçınmalarını tavsiye ederim. Şehir içi kullanımına yönelik olmasını tavsiye ederim. Eğer maddi durum uygun, ikinci arabası olması lazım. Eğer ilk arabası olacaksa gene bu kontekste düşünmesi lazım. Yani ben küçük bir arabayla bundan 300 km, 400 km öteye normal bir gün de gidebilirsiniz de çok tatil vesaire çok yoğunluğun olduğu günlerde tabii ki sıkıntılı. Özellikle soğuk yerlerde biliyorsunuz pillerin performansına ciddi düşüşler oluyor. Bunu da düşünerekten insanların cebine uygun bir seçim yapması gerekiyor. Maalesef bizim Türkiye’deki şehirlerde çok apartman hayatı var. Apartman hayatı ve benim geçenlerde başıma geldi, bizim apartmana bir tane elektrik şarj e duvar ünitesi koyayım dedim, ondan sonra işte yönetim itiraz etti, ‘o olmaz’ dedi, ‘yok yangın çıkar, bilmem kaç lira masrafı şudur budur’. Yani apartmanda öyle evden elektrik prizini takayım de şarj edeyim, bu bir metafor güzel de gerçek değil. Bunun için bakmanız lazım, çevrenizde nerelerde şarj istasyonu var, ne kadar zamanda şarj edersiniz, haftada ne kadar gidip geliyorsunuz, bunları hesaba kattıktan sonra almanız lazım. İkinci araba olarak rahat rahat alabilirsiniz ama ilk araba olarak nasıl bir hayat yaşadığınızı düşünmeniz lazım. Yani otomotivin geleceği kesinlikle elektrik ama otomotivin geleceğinde kesinlikle araba sahipliği diye bir şey yok, başka yöntemler de var, mobili tenin çözümlerinde. İkinci el değerinde de dediğim gibi, yani arabayı alıp en fazla 3 sene kullanıp satarsanız veya 2 sene kullanıp satarsanız, bu riskinizi daha indirgersiniz. Benim verebileceğim en pratik çözüm önerisi bu mobilite araçlarına gelince mobilite araçları Maalesef şu anda e dünyada sırf mobilite için Dizayn edilen araç yok çünkü içi normal bir vatandaşın alacağı araba gibi Dizayn ediliyor. Sonuçta ne oluyor aracın içi yıpranıyor, o araçları biraz daha da dayanıklı malzemelerden estetiğe bakmadan Dizayn etmek gerekiyor. Yani böyle yaptığınız zaman siz böyle bir aracın maliyeti 67.000 dolarlara çıkartırsanız Avrupa’da da 99.000 dolar olur, 10.000 dolar olur. Yani sonuçta tüketici 12 133.000 doları şey yapar. Siz bu arabayı 5 sene kullanırsınız, 5 sene e 1 milyon kilometre yaptıktan sonra atarsınız. Mobilite sisteminde mesela İstanbul’da taksi yok veya toplu ulaşım araçları hala dijital olarak birbirine Entegre edilmediği için düzgün çalışmıyor. İşte ne diyim, Taksim’den Mecidiyeköy’e gidiyorsunuz, Eee belediye otobüslerinin birbirleriyle yarışmalarını seviyorsunuz, altta metro hattı var orada. Belediye otobüsüne ne gerek var yani. Dijital olarak yapılacak çok şeyler var. Özellikle İstanbul’da, Siz mobilite konusunda bir şey çözerseniz Dünyanın her tarafında çözersiniz.”
Özellikle İstanbul’da, Siz mobilite konusunda bir şey çözerseniz Dünyanın her tarafında çözersiniz.