Fransa, aşırı sağın yükselişe geçtiği tarihi bir seçim arifesinde. Yarın gerçekleşecek genel seçimlerin son anketleri, Ulusal Birlik (RN) partisinin %36’lık oyla ezici bir zafer elde etmesini öngörüyor. Bu, Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi işgalinden bu yana ilk aşırı sağcı hükümetini kurması anlamına gelecek.
Aşırı sağın yükselişi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın büyük zafer kazanması sonrasında erken seçim çağrısında bulunmasına yol açtı. Macron’un bu kararı, partisinin ağır bir yenilgiye uğradığı için “büyük bir risk” olarak nitelendirildi.
Başbakan Gabriel Attal, seçim kampanyasının son gününde, aşırı sağın iktidara gelmesi halinde şiddet ve nefret söylemini körükleyeceği konusunda uyarıda bulundu ve seçmenlerden oy istedi. Ancak RN lideri Jordan Bardella, seçmenlerin ülkede yasaların uygulanmadığı ve devletin güçsüz kaldığı yönünde bir hisse sahip olduğunu savundu.
Euronews’in haberine göre, RN’nin mecliste çoğunluğu sağlaması halinde, Fransa 289 sandalyelik çoğunluk için yarıştığı 577 sandalyeli bir parlamentoya sahip olacağından dolayı ilk kez aşırı sağcı bir hükümet tarafından yönetilecek. Anketler, RN’nin 260 ila 295 sandalye kazanabileceğini öngörüyor.
Son anketler, RN’nin %36 oy alacağını, merkez solcu Yeni Halk Cephesi (NPF) ittifakının %28 oy alacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Macron’un merkez sağ partisi Renaissance ise %20 civarında bir oyla yeniden ağır bir yenilgiyle karşı karşıya kalacak.
Rekor katılımın beklendiği bu tarihi seçimlerde, Macron’un partisinin kaybetmesi durumunda rakip bir partiden başbakanla birlikte çalışması gerekecek. Bu durum, farklı partilerden bir cumhurbaşkanı ve başbakanın görev yaptığı en son 1997-2002 yıllarında görülmüştü.
RN’nin zaferi, Fransa’daki siyasi manzaranın değişmesine işaret ediyor. Aşırı sağın yükselişi, ekonomik eşitsizlikler, göç ve ulusal kimlik konusundaki endişeleri yansıtıyor. Eğer RN mecliste çoğunluğu elde ederse, ülke için önemli sonuçları olacaktır.