MAGAZİN – Feraye Tanyolaç’tan ev sahibine ‘kira’ isyanı: ‘Fareli, pireli’ Bebek’teki Arif Paşa Korusu’ndaki bir apartmanın birinci katında oturan Kaya Çilingiroğlu’nun eski eşi Feraye Tanyolaç ve ev sahibi Gülsüm Suna Çakmur’la davalık oldu.
Elde edilen bilgilere göre, Feraye Tanyolaç’ın ev sahibi Gülsüm Suna Çakmur, Bebek’te bulunan Arif Paşa Korusu’ndaki apartmanın birinci katındaki evini bundan tam 8 yıl önce kiralığa çıkardı. Tanyolaç, 1 Aralık 2016’da ev sahibiyle kira sözleşmesi imzaladı.
Ev sahibinin iddiasına göre Tanyolaç’la ev sahibi arasında 1 Aralık 2023’ten itibaren 80 bin lira kira bedeli ödemesi hakkında görüşmeler gerçekleştirildi ancak Tanyolaç bu kira bedelini kabul etmedi. Ev sahibi, boğazın yanı başındaki dairesinin kira bedelinin 80 bin lira olarak tespit edilmesi için adliyenin yolunu tuttu. İlk etapta arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirildi. Arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca iş İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne kaldı.
Sabah’tan Mustafa Sait Özkan’ın haberine göre, Feraye Tanyolaç’ın Bebek’teki Arif Paşa Korusu’nda yer alan apartman dairesine 11 bin lira kira vermesi gündeme bomba gibi düştü. Ev sahibinin kira tespitinin 80 bin lira olması yönünde açtığı davaya Feraye Tanyolaç’ın gönderdiği dilekçe damga vurdu. Tanyolaç’ın mahkemeye sunduğu dilekçede boğazın yanı başında oturduğu ve partiler verdiği evde sanki zorla oturduğu izlenimi verdiği ortaya çıktı. Ev sahibi Gülsüm Suna Çakmur’un “Gecekondu kirası veriyor. Evimi gasp etti. Keyif sürüyor” diyerek değerinin çok altında oturduğunu söylediği Tanyolaç, 69 yıllık bina için istenen 80 bin liralık kira bedelinin fahiş ve kötü niyetli olduğunu belirterek gecekonduda oturduğunu iddia etti.
Tanyolaç, kira üst sınırının 80 bin değil 45 bin lira olmasını ve evde bilirkişi incelemesi yapılarak kira bedelinin belirlenmesini talep etti. Tanyolaç’ın mahkemeye sunduğu dilekçede, ev sahibinin 26 Haziran 2023’te tek taraflı olarak binanın kirasını 45 bin lira olarak belirlediği ve Tanyolaç’a ihtarname gönderdiği belirtilen dilekçede, 4 ay sonra istenen kira bedelinin ise 80 bin liraya yükseltildiği aktarıldı.
Dilekçede, “Gecekondudan hallice olan, 69 yıllık, bütün tesisat sistemi çürümüş bulunan ve sokak hayvanlarından, pirelerden, farelerden, çöp kokularından üstün çaba ve masraf sarf edilmesi gerekli olan, otopark hakkı bulunmayan, sokaktaki arabanın neredeyse salonun içerisinde olduğu, salonuna direkt olarak sokağa açılan pimapen cam kapı bulunan ve güvenliksiz olan dairesine 45 bin lira bedel talep etmesi fevkalade fahiş ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Buna rağmen henüz bu rakamın üstünden 4 ay geçmiş olmasına rağmen mahkemeye başvurarak bu bedelin 80 bin liraya çıkarılmasına ilişkin dava açılması son derece kötü niyetlidir ” denildi.
Ev sahibinin Bebek’teki emsal teşkil ettiği iddiasıyla sunduğu değeri 100 bin ile 200 bin lira arasında değişen kiralık daire ilanlarının hiçbirinin kendi oturduğu daireyle aynı olmadığı ifade edildi. Ev sahibinin, dairenin Bebek Mahallesi’nde bulunmasını adeta bir silah gibi kullandığını söylerken, “Sanki daire son derece nezih ve lüks bir daireymiş gibi mahkemede algı oluşturmaya çalışmıştır. Ancak daire, tıpkı davacının kendi dava dilekçesinde belirttiği gibi gecekondudan hallicedir” denildi.
Tanyolaç dilekçesinde, örnek sunulan dairelerin tamamının kendisininkinden büyük, giriş katının üzerinde bulunan katlar olduğunu, en az 2 banyosu olduğunu, doğalgazlı, boğaz manzaralı, deniz manzaralı lüks daireler olduğu aktarıldı. Kendi dairesinin ise küçük, tek banyolu, doğalgazı olmayan, giriş katında, balkonsuz, otoparksız, araba tekeri ve çöp konteyneri manzaralı, rutubetli, eski, bakımsız, tadilatsız bırakılmış olduğu ifade edildi. Dairenin aynı zamanda çok eski ve yıpranmış olmasından dolayı tadilatının dahi çok zor olduğuna dikkat çekildi.
Dairenin salonundan apartmanın bahçesine açılan pimapen bir pencere olduğunu söyleyen Tanyolaç, kapıcı girişi ve kapıcı dairesiyle yan yana oturduğunu, apartmanın jenaratörünün bile oturduğu dairenin duvarına bitişik olduğunu aktardı. Dilekçede, giriş katta bulunan dairenin Tanyolaç’ın mahrem alanını çok fazla kısıtladığı, ona güvenli bir yaşam alanı sağlamadığına dikkat çekilerek, dairenin aslında kapıcı dairesi olduğunun altı çizildi.
Tanyolaç’ın Bebek’te bulunan diğer daireler gibi doğalgazlı olmadığı, mutfakta tüp kullanıp, banyoda ise sıcak su elde edebilmek için termosifon bile kullandığı aktarıldı. Dilekçeye göre, apartmandaki araçlar Tanyolaç’ın evinin oturma odasının içindeymiş gibi bir görüntü veriyor.
Apartmanın çöp konteyneri, binanın sokağa açılan cam kapısına çok yakın olması nedeniyle yaz aylarında konteynera doluşan sinekler, böcekler ve fareler Tanyolaç’ın evine dadanıyor. Sokak kedilerinin pireleri yüzünden evin de pirelendiği, tüm bunlar nedeniyle daireyi ilaçlatmak zorunda kaldığı da hatırlatıldı. En son ilaçlandığında 3 ay sonunda haşerelerden kurtulabildiği de dilekçede kendisine yer buldu.
Tanyolaç’ın evin giriş kat olması nedeniyle perdeleri rahatça açıp, evin içini serbestçe güneş ışığıyla aydınlatamadığı da aktarılırken, “Daire, iddia edildiği gibi keyfi sürülebilecek, gözde ve lüks bir yaşam alanı değildir” denildi. Dilekçede, Tanyolaç’ın oturduğu gibi bir dairenin Bebek’te bulunamayacağı öne sürüldü. Binanın tam tamına 69 yıllık olduğunu ve yıkılma riskinin çok yüksek olduğunu dile getirerek, “Ölümle burun buruna yaşamımı sürdürüyorum” dedi.
Kaynak: Oda TV