Euro bölgesinin ekonomik sağlığıyla ilgili kilit bir gösterge olarak kabul edilen satın alma yöneticileri endeksi (PMI), imalat ve hizmet sektörlerini kapsayan bileşik öncü endeks, beklenmedik bir düşüş kaydederek şubat ayından bu yana talebin ilk kez azaldığını işaret ediyor.
Haziran ayı için açıklanan bileşik PMI, 50,8 puanlık seviyede gerçekleşti ve 52,5 puanlık beklentilerin altında kaldı. Bu oran, geçen ay için açıklanan 52,2 puanın da altındaydı.
Hizmetler sektörünün alt endeksi de benzer şekilde geriledi ve Haziran ayında 52,6’ya düşerek 53,5 puanlık piyasa tahmininin altında kalırken, imalat sektörü PMI’ı ise 45,6’ya gerileyerek 47,9 puanlık beklentinin altında kaldı.
PMI verilerinde 50 puanın üzerindeki değerler büyümeyi, 50 puanın altındaki değerler ise daralmayı temsil ediyor. Bu nedenle, son veriler Euro bölgesi ekonomisinde geniş bir yavaşlama eğilimine işaret ediyor.
Bu zayıf PMI verileri, Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu enerji maliyetlerindeki artış ve Çin’deki COVID-19 kısıtlamaları gibi dış faktörlerin Euro bölgesi ekonomisi üzerinde yarattığı baskıyı yansıtıyor.
Ekonomistler, PMI verilerinin Avrupalı tüketici güvenini ve yatırımlarını etkileyerek gelecekteki büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize edebileceği konusunda uyarıyorlar.
PMI verileri, enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltirken ekonomik büyümeyi desteklemek için zor bir dengeleme eylemiyle karşı karşıya olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) için zorlu bir karar teşkil ediyor.
Bankanın, enflasyonu kontrol altına alma çabalarının ekonomik aktiviteyi daha da frenlemeye yol açması riskiyle karşı karşıyadır. Öte yandan, faiz oranlarını çok hızlı bir şekilde yükseltmek de tüketici harcamalarını ve yatırımları caydırabilir.
Bu nedenle, ECB önümüzdeki aylarda ekonomik verileri yakından takip ederek faiz oranları politikasında ihtiyatlı bir yaklaşım benimsemesi gerekecek.
Son PMI verileri, Euro bölgesi ekonomisinin önemli bir yavaşlama dönemine girdiğini ve bu durumun tüketiciler, işletmeler ve politika yapıcılar üzerinde önemli etkileri olacağını gösteriyor.
ECB’nin faiz oranları kararları ve Rusya-Ukrayna savaşının gelişmeleri ile Çin’deki COVID-19 durumunun seyri gibi dış faktörler, önümüzdeki dönemlerde bölge ekonomisinin görünümünü belirleyecek.
Bu nedenle, ekonomik verilerin yakından izlenmesi ve potansiyel risklere karşı tedbir alınması hayati önem taşımaktadır.