GÜNDEM – Etimesgutlu Hırvat baron: Uyuşturucu kaçakçısı TC vatandaşı yapılmış AKP iktidarında varlık barışı yasaları ile dünyanın kara parası Türkiye’ye çekildi. Uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve pek çok suçtan elde edilen para ile birlikte bu servetin kirli sahipleri de Türkiye’ye geldi. Çünkü iktidar tarafından vatandaşlık da çok ucuzlatılmıştı. Önce 250 bin dolara, daha sonra 400 bin dolara gayrimenkul alanlara Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verildi. Suç örgütü liderleri için T.C. vatandaşlığı bir koruma zırhı. Çünkü dünyada suçlarından dolayı aranırken T.C. vatandaşı olunca iade edilmiyorlar.
Avrupa’nın önemli uyuşturucu baronlarından Hırvatistan uyruklu Nenad Petrak (43) da aynı planla Türkiye’ye geldi. Hırvatistan’da bir boks kulübü ve inşaat şirketinin sahibiydi. İddiaya göre; şirketlerinde 4 Türk vatandaşıyla ortaktı. Hırvatistan’da özellikle spor dünyasında ünlüydü. Zenginliğiyle dikkat çekiyor ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair iddialar gündeme geliyordu.
Eylül 2020’de ise Kanarya Adaları yakınında bir tekneye operasyon yapıldı ve 34 milyon euro değerinde kokain ele geçirildi. Teknede yakalanan 3 kaçakçı Hırvatistan uyrukluydu.
2022 yılında ise Nenad Petrak’ın spor salonunda eğitmen olan kadın sporcu Mejra D. kokain ile yakalandı. Hırvatistan’da skandal patlak verdi. Nenad Petrak’ın spor salonundaki bir başka çalışan da uyuşturucu ile yakalandı.
Bağlantıları inceleyen Hırvat güvenlik güçleri ve Avrupa Polisi, Zagrep doğumlu Nenad Petrak’ın Avrupa’yı saran kokain ve esrar ağını ortaya çıkardı. Mafya babası, eski boksörlerin yer aldığı bir suç örgütü kurmuştu. Özellikle İspanya’yı bir uyuşturucu deposuna çevirmişlerdi. Brezilya’dan gemilerle İspanya’ya getirilen tonlarca kokaini, Barselona’daki çok sayıda dairede depoluyorlardı. Ayrıca karayolu taşımacılığı şirketleri satın almışlardı. Özel bölmeleri olan kamyonlarla uyuşturucuyu Almanya başta olmak üzere Avrupa’ya dağıtıyorlardı. Örgüt, Avrupa’da rüşvete bağladığı güvenlik güçleriyle uzun süre dev sevkiyatlarını sürdürdü.
Avrupa Polisi, suç örgütlerinin kullandığı şifreli mesajlaşma sistemi SKY ECC’ye sızınca Nenad Petrak hakkında önemli bilgiler ele geçirildi. Bir yazışmada Nenad Petrak ile Türk suç ortağı milyonlarca euroluk uyuşturucu sevkiyatlarından bahsediyordu. Mart ve Nisan 2020 tarihleri arasında sadece bir ayda bu sevkiyattan 27 milyon euro kazanç sağlamışlardı.
Nenad Petrak, Nisan 2023’te Hırvatistan’ın önemli mafya babalarından Josip Cubelic’i öldürmeye karar verdi. Ancak suikast girişiminde başarılı olamadı. Bacağından vurulan Josip Cubelic yaralı kurtuldu. Yakalanan tetikçi itiraflarda bulununca Petrak’ın en yakın iki adamı tutuklandı. Petrak ise bulunamadı.
İddiaya göre; Nenad Petrak, yaklaşık 1 yıldır, Hırvatistan, ABD, Almanya, İtalya ve Rusya tarafından Kırmızı Bülten ile aranıyordu. Kırmızı Bülten çıkarılmasından önce ise SKY ECC mesajları çözülmüştü ve istihbarat teşkilatları onun uyuşturucu ağını biliyordu.
Tüm bunlar yaşanırken Nenad Petrak, pek çok uyuşturucu kaçakçısı gibi Türkiye’nin yolunu tuttu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alarak Interpol aramalarına karşın iade edilmemenin garantisini alacaktı.
Nenad Petrak’ın, Türkiye Cumhuriyeti kimliği, Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu ve Vatandaşlık Kararı Onay Duyurusu, tapu belgelerine ulaştım. Bu belgelere göre: Nenad Petrak, Nisan 2022’de İstanbul Yenibosna’daki lüks bir rezidanstan 180 metrekarelik bir daire satın aldı. AKP iktidarı Türk vatandaşlığı için istenilen gayrimenkul değerini 2018 yılında 1 milyon dolardan 250 bin dolara indirmişti. Nenad Petrak, 250 bin doları aşan değerdeki daireyi satın aldıktan bir ay sonra vatandaşlık için gayrimenkul değeri 400 bin dolara çıkarıldı.
Nenad Petrak, tapu belgesini aldıktan sonra Nisan 2022’de ‘İstisnai olarak Türk vatandaşlığı kazanmak için İstanbul İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne başvurdu. İsminde tek bir harf değiştirdi: Nenat. Soyadını ise ‘Çelik’ yaptı. Aralık 2022’de 250 bin dolar karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapıldı.
Nenat Çelik, İstanbul’da ev almasına ve başvurusunu İstanbul İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne yapmasına karşın Ankara nüfusuna kaydedildi. Etimesgut kütüğüne yazıldı.
İstisnai olarak Türk vatandaşlığı almak için sabıka ya da suç kaydının, hakkında arama kararının olmaması gerekiyor. Vatandaşlık şartı yasada şöyle açıklanıyor: Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından tehdit olmamak, iyi ahlaklı olmak.
Bu koşullar nedeniyle; Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, Göç İdaresi’ndeki istihbarat biriminin, emniyet istihbaratın inceleme yapması gerekiyor. Ayrıca başvuru yapan kişinin vatandaşı olduğu ülkenin istihbarat birimleriyle temasa geçiliyor. Parmak izi alınıyor, yüz tanıma sistemleri kullanılıyor.
Ama tüm bu şart ve denetimlere karşın Nenad Petrak, Türk kimliği ve pasaportunu aldı. İki ay önce bu kişiye vatandaşlığının durdurulduğu bildirildi. Satın aldığı dairenin rayiç bedelinde sahtekarlık yapıldığı öne sürüldü. Nenad Petrak ise vatandaşlık hakkının elinden alınmasına karşı dava açtı ve halen Türk vatandaşı.
18 Kasım 2023 günü Nenad Petrak’ı yakalamak için Kartel-2 isimli operasyon yapıldı ve İstanbul Üsküdar’daki lüks rezidansın 2802 numaralı dairesinde yakalandı. Diz çöktürüldü ve etrafında özel timlerle görüntüsü medyaya servis edildi.
Kartel-2 Operasyonu’nu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, X (Twitter) hesabından duyurdu. Türk vatandaşı olduğu ise gizlendi. Şimdi Nenad Petrak, Türk vatandaşı olduğunu ve kendisini isteyen ülkelere iade edilemeyeceğini savunuyor. Türkiye’de bir suç işlemediği için cezaevinde de tutulamayacağını iddia ediyor. Deport edilmesi halinde hakkında arama kararı olmayan üçüncü bir ülkeye gitme hakkı olduğunu söylüyor.
Türkiye ise vatandaş baronlarla ve dünyanın mafya üssüne dönüştüğü gerçeğiyle yüzleşiyor. Bu baronları yakalayıp fotoğraflar çekmek yetmiyor. Türkiye’deki vatandaşlık işlerinde çete ya da çetelerin yuvalandığı iddia ediliyor. Elbette bu çetelerin memurlarla bu işleri bitirmesi mümkün değil. Çok daha yukarılarda, yüksek yetkili kişilerin olması gerekiyor. Türkiye bu çete ya da çetelere operasyon yapmadan dünyanın mafya üssü olmaktan kurtulamayacak.
***
Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde Türkiye baron vatandaşlar gerçeğiyle yüzleşti. Bu Türkiye’nin dünyadaki itibarını yerle bir etti. İşte bazı örnekler:
İranlı Ahmet Nazari: Almanya merkezli büyük bir dolandırıcılık örgütü yönetiyordu. Sedat Peker’in ifşalarına göre; Forex vurgunlarıyla yılda 250 milyon euro haksız kazanç elde ediyordu ve Kırmızı Bültenle aranıyordu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapıldı, hatta Eskişehir Valiliği’nden rüşvet vererek silah ruhsatı aldığı öne sürüldü.
İstanbul Mecidiyeköy’de 8 Eylül 2022’de Sırp uyuşturucu baronu Jovan Vukotiç öldürüldü. Avrupa’da 50’den fazla kişinin öldürüldüğü mafya savaşının son ve en büyük hedefiydi. Vukotiç’e sahte isimle oturum izni verildiği ortaya çıktı.
Bu cinayetten sonra Sırp uyuşturucu baronu Zeljko Bojaniç’in İstanbul Sarıyer’deki lüks villada 8 yıldır yaşadığı ortaya çıktı. Bir uyuşturucu kaçakçısının işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen bu villada yakalanan Bojaniç’in sahte isimle oturma izni vardı.
Belçika 3.2 ton kokain kaçakçılığıyla ilgili Bosna Hersekli Sani Al Murdaa ve ortağı Arnavut Flamur Sinanaj’ı Kırmızı Bülten ile arıyordu. İki ismin Türkiye’de olduğunu tespit eden Belçika iade için başvurdu. Ancak Türkiye, “Bu kişiler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iade edemeyiz” diye yanıt verdi. Bu iki kişi Kırmızı Bültenle aranmasına karşın vatandaş yapılmıştı.
Hollandalı uyuşturucu baronu Jos Leijdekkers de Türkiye’ye yerleşmişti. Ali Yerlikaya İçişleri Bakanı olduktan sonra yapılan operasyonlarda Jos Leijdekkers yakalanamadı ama onun sağ kolu olan İsaac Bignan tutuklandı. 1 milyar TL’lik mal varlığına el konuldu. İsaac Bignan’ın eşi ve çocukları Türk vatandaşı olmuştu. Çete mensuplarına oturum izinleri verilmişti.
Marmaris’te bir bankta para dolu çanta bulundu. Çantanın sahibi tespit edildi ve karakola çağrıldı. Ancak karakolda bu kişinin; uyuşturucu kaçakçısı Rawa Majid olduğu anlaşıldı. Kürt asıllı İsveç vatandaşı olan Rawa Majid’in çetesi yıllardır İsveç’te dehşet saçıyordu. Ama inceleme sonucu Rawa Majid’in Miran Othman adıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı aldığı ortaya çıktı.
4 Kasım’da İstanbul’da Avusturalya merkezli Comanchero adlı uyuşturucu örgütüne operasyon yapıldı. Örgütün lideri Sırp asıllı İsveç vatandaşı Maximilian Rivkin ve Avusturalya ve Türk vatandaşı Hakan Ayık yakalandı. Rivkin’in örgüt liderlerinden Hakan Ayık’tan iki daire satın alarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu belirlendi. O da kırmızı bültenle aranıyordu.
Örneklerin çok daha fazla olduğuna şüphe yok. Ancak bu kişileri vatandaş yapan çeteye yönelik bir operasyon yok.
Kaynak: Birgün – Timur Soykan