Esfender Korkmaz: Pahalı mı, ne kadar pahalı bilemeyiz. Cumhurbaşkanlığı strateji dairesi Başkanlığı Web sitesinde Kamu Özel İşbirliği mevzuatını sırlamış. Başa da Anayasanın ilgili maddeleri sıralanmış. 14 madde , 125 madde ve 144 madde.
Anayasanın 14 maddesi (Ek fıkra: 13/8/1999-4446/1 md.) ‘’ Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından sürdürülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk protokolleri ile gerçek ya da tüzelkişilere yaptırılabileceği ya da devredilebileceği kanunla belirlenir.’’ Hukukçular yorumlayacak , ama sanki bu madde ile devletin protokol ile gelecek iktidarları borç altına sokması çıkmıyor.
Diğer maddeleri 12 madde , bu yöntem ile yapılan anlaşmalarda ortaya çıkan uyuşmazlıkların milli ya da milletlerarası tahkim yolu ile çözülebileceğini ve 144 maddde de Danıştayı düzenliyor.
3996 sayılı yasanın birinci maddesinde amacın , son teknolojiyi ve yüksek maddi kaynak gerektiren işlerin kamu özle işbirliği kapsamında yaptırılması olduğu vurgulanıyor ve fakat elektrik dağıtımı , otoparklar, tabiat parkı da kamu -özel işbirliği modeliyle verilecek yatırımlar içinde sayılıyor. Bunlar üstün teknoloji ve yüksek maddi kaynak mı gerektiriyor ?
Ayrıca yatırım yapacak kurumlar eğer yüksek maddi kaynaklara sahip ise , neden devlet dış borçlarda garantör oluyor ?
Dünyada kamu- özel işbirliği eskilere gider ve fakat hiçbirinde talep garantisi olduğunu zannetmiyorum. Avrupa’da 19 asrın ikinci yarısında pek çok kanal ve demiryolu bu yöntem ile yapılmış ve fakat 1860 sonrası Avrupa’daki ekonomik krizle beraber pek çok yatırımcı iflas etmiştir. Eğer talep garantisi olsaydı , bu firmalar iflas eder miydi ? Talep garantisi vermek ve dış borca kefil olduktan sonra , kamu altyapı yatırımlarını özel sektöre vermenin iktisadi, rasyonelitesi olamaz.
Kamu -özel işbirliği anlaşması ile yap-işlet devret modeli bütünüyle farklıdır.
Yap -işlet devret modelinde yatırımı yapan müteahhit maliyet için ve karı için bir süre hesaplar ve süre üstünden teklif yapar.
Kendi yapar…
Zararı ve karı kendinde kalır.
İşleteceği süre içinde , devlete ve vatandaşa yükü olmaz.
Söz gelimi Dalaman Göcek yolunda, Göcek Tuneli yap-işlet devret esasına göre verilmiş. İsteyen parasını vererek Tunelden geçiyor , isteyen de parasız yol olan dağ yolunu dolanıyor.
Çünkü süre bitince geliri devlete kalacak.
Parasını veren geçiyor.
Geçmiyeni ilgilendirmiyor.
Hatta alternatif parasız yolda trafik azaldığı için yurtdaşın lehine bir sonuç ortaya çıkıyor.
Kamu özel işbirliği , talep garantili olduğu için örneğin yol ve köprülerden geçmeyenlerden de para alınıyor. Bu sebeple bütçeden ödeme yapılıyor.
Özel sektör deli Dumrul misali geçenden de para alıyor, geçmeyenden de. Hatta geçenler yolu kullanmış oldukları için geçmeyenden daha çok para vermiş oluyorlar.
Vatandaş olarak cebimizden para çıkıyor ama en kötüsü de ne çıkıyor ?
Bilmiyoruz. Devlet Bütçesinde ayrıntılar kaldırıldığı için ordan göremiyoruz.
2012 de Devlet Bakanlığı , 2018 te Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe başkanlığı, benzer isimle ‘’ Dünyada ve Türkiye de Kamu özel- Özel İşbirliği Uygulama raporu ‘’ yayınlamış.
Her ikisinde de, Dünyada gelişen teknolojiyi teknolojiyi ülkelerde, söz gelimi Arjantin’de ve Güney Afrika’da , Avrupa’da, Birleşik krallıkta tüm kamu ve özel işbirliği projeleri titizlikle verilmiş.!
Türkiye içinde proje sayısı , hangi sektörde yapıldığı belirtilmiş . Resimler ve grafikler çok güzel…
Müthiş fotoğraflar ve renkli grafikler var.
Elbise çok güzel ve fakat içinde ne var bilemezsiniz.
Bu yatırımlar için talep garantisi nedir ?
Biz vatandaş olarak ne kadar yük altındayız ?
Katiyen bulamazsınız.
Hiçbir Babayiğit’te bu verilerle söz konusu projelerin sosyal fayda ve maliyetini hesaplayamaz.
Pahalı mı, ne kadar pahalı bilemeyiz.