Erken seçim yarışı kızışıyor: Göçmen krizi büyüyor

Jordan Bardella: Erken Seçimde Göçmenliği Azaltma Vaadinde Bulundu

Fransa’da yaklaşan erken genel seçimlerine hazırlanan aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin lideri Jordan Bardella, cumhurbaşkanı olması halinde göçmen sayısını önemli ölçüde azaltacağını belirtti.

TF1’da gerçekleştirilen tartışmada Bardella, ülkede doğan göçmenlere otomatik vatandaşlık verilmesini desteklemediğini ve yasa dışı ülkede bulunan yabancıların ücretsiz sağlık hizmetlerine erişimini kaldırmak istediğini ifade etti.

“Ülkede yeniden yasa ve düzeni sağlamak istiyorum” diyen Bardella, seçimi kazanması durumunda Fransız topraklarına yabancı girişini ciddi şekilde kısıtlayacağını vurguladı.

“Milyonlarca Fransız bugün büyüdükleri ülkeyi tanımıyor. Kitlesel göç politikasına son verilmesini istiyorum” şeklinde konuşan Bardella, Fransız halkının çoğunluğunun talebinin bu yönde olduğunu savundu.

Aşırı Sağın Göç Planına Eleştiri

Bardella’nın göç hakkındaki vaatleri, aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi Koordinatörü Manuel Bompard tarafından eleştirildi.

Bompard, Bardella’nın ailesinin bir kısmının göçmen kökenli olduğuna dikkat çekerek, “Sizin de atalarınız bu ülkeye geldiğinde, öncülleriniz sizin şu an söylediklerinizi söylüyordu” dedi.

Bompard ayrıca, göçmenlerin Fransız ekonomisine önemli ölçüde katkı sağladığını ve sağlık, bakım ve tarım gibi sektörlerde vazgeçilmez işgücü olduğunu vurguladı.

Bardella’nın Ailesindeki Göçmen Kökenler

Aşırı sağcı Bardella’nın babaannesinin babası olan Mohand Seghir Mada, 1930’lu yıllarda Cezayir’den Fransa’ya yerleşmişti.

Macron’un Erken Seçim Kararı

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin Fransa ayağındaki sonuçların açıklanmasının ardından Parlamentoyu feshetmiş ve 30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde erken seçim kararı almıştı.

AP seçimlerinde RN, %31,37 ile birinci sırayı alırken, Macron’un partisi Rönesans %14,60 ile ikinci olmuştu.

Macron hükümetinin kararının, ülkenin artan ekonomik ve sosyal zorlukları ile birlikte Parlamento’da çoğunluğunu kaybetme korkusundan kaynaklandığı yorumları yapılıyor.