GÜNDEM – Emekli generalin oğlunun şüpheli ölümünde skandal detaylar ve ‘gizli el’ müdahalesi! Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, 2018 yılında bir inşaatın istinat duvarı üzerinde ‘ölü bulunan’ 26 yaşındaki oğul Dorukhan Büyükışık’ın şüpheli ölümünü aydınlatmak için adalet arıyor.
T24 yazarı Tolga Şardan, bugünkü, “Emekli generalin tek çocuğunun şüpheli ölümü: 2018/60988 numaralı soruşturma dosyasını kontrol eden ‘gizli el’ kim?” başlıklı yazısında, Büyükışık’la yaptığı görüşmeyi ve adalet arayışını yazdı.
“Dorukhan’ın cansız bedeninin bulunduğu inşaat, İzmir’in tanınmış müteahhitlik firmalarından Tanyer İnşaat’a aitti” diyen Şardan, “İzmir ve çevresinde nüfuzlu bir firma olarak tanınıyor. Sahibi Mehmet Münir Tanyer ile oğlu Mehmet Taylan Tanyer işleri birlikte yürütüyor. İzmir’de Altay ve Göztepe gibi bazı spor kulüplerine ve Türk Eğitim Vakfı’na da sponsorluk yapıyor firma” bilgilerini de verdi.
Olayı ve sonrasında yaşananları Rabia Naz’ın, Rixos Otel’de ölü bulunan Burak Oğraş’ın, AKP’li Şirin Ünal’ın evinde öldürülen Nadira Kadirova’nın ve Şenyaşar ailesinin dosyalarında yaşananlara benzeten Şardan, “Sanki ‘gizli bir el’ bu dosyanın fazlaca kurcalanmasını istemiyor” dedi.
Şardan, dosyadaki skandal niteliğindeki çelişkileri 37 maddede anlattı. O maddelerden bazıları şöyle:
– Şirketin tüm kameralara ait kayıtları gizlediği ortaya çıktı. Savcılık, olaydan tam 25 ay sonra kayıtları istedi. Ancak bir kameranın kayıt cihazı hiç verilmedi. Şirket tarafından verilen diğer kamera kayıt cihazında ise, olay tarihine ilişkin hiç bir görüntü yoktu.
– Polis merkezinde 54 dakikalık bir kamera kaydı CD’si ortaya çıktı. Baba Ethem Büyükışık, kamera kayıtlarını “özel bilirkişi”ye inceletti. Bilirkişi, kayıtların kök bilgilerinin olmadığını, sahte delil olarak inşaat firmasınca üretildiğini ortaya çıkardı.
– Yaşamını yitiren Dorukhan Büyükışık’a ait telefona yönelik HTS incelemesi yapıldı. İzmir Emniyeti’nce hazırlanan HTS raporunda, Dorukhan Büyükışık’a ait telefonun olay gecesi 01.30’dan 08.30’a kadar durağan haldeyken, 08.30’dan sonra yer değiştirdiği açıklandı. Oysa saat 01.30’da intihar etmiş kişinin cep telefonu saatler sonra hangi gerekçeyle yer değiştirdi?!
– Olay yerinde Dorukhan Büyükışık’a ait cep telefonunda gözüken parmak izlerinin silinerek sonrasında olay yeri fotoğrafı çekildiği belirlendi. Telefondaki parmak izlerinin incelenmediği ve tahrip edildiği ortaya çıkarıldı.
– Zaman içinde Ethem Büyükışık’ın kişisel çabalarıyla 13 Mayıs 2018 günü olay yerinde görevli sekiz polis hakkında işlem yapılması istendi. Fakat yine bir gizli el / eller söz konusu polisin isimlerini gizledi.
Yazısında, “Büyükışık’la görüşmemizde devletle görüşüp görüşmediğini sordum” diyen Şardan, aldığı yanıtı şöyle aktardı:
“Soruşturmayla ilgili İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’la görüşmek istedim. Bana randevu vermedi. ‘Asayiş Müdürü ile görüşsün’ dedi.
Sonra Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın yanına gittim. Yaşadıklarımı anlattım. Oğlumun fotoğraflarını görünce Aktaş fenalaştı. Kendisine geldikten sonra ‘Bunun açık bir cinayet olduğu görülüyor. Sunuma devam etmeye gerek yok. Hemen Teftiş Kurulu Başkanı’nı aradı. Yanınıza geliyor. Toplantı yapın, süratle sorunu çözün’ dedi.
Bir başkası benim adıma görüştüğünde, Aktaş, ‘Cüneyt ve Emre isimli ne kadar polis varsa tespit edin ve bunları bulun’ dedi. Buna rağmen iki memur halen bulunamadı.
Polislerle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nce idari soruşturma başlatıldı. Henüz bitirilemedi. Jandarma’da görüşmeler yaptım, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüştüm. Ama sonuç çıkmadı.”
Şardan ayrıca, “Büyükışık, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun olayın aydınlatılması için katkı vermediğini de dile getirdi” ifadelerini de kullandı.
T24 yazarı, yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Görüşmenin sonlandığı sırada, Büyükışık’ın şu sözü oldukça yürek burkucu oldu, bu satırların yazarı için: ‘Evladıma son görevimi yapıp bu dünyadan ayrılmak istiyorum.’”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.