enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5176
EURO
36,4214
ALTIN
2.963,66
BIST
9.142,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
21°C
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cuma Karla Karışık Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
7°C
Pazar Çok Bulutlu
8°C
Pazartesi Açık
9°C
Advert

Ekonomide sonbahar rüzgârları

Ekonomide sonbahar rüzgârları
07.09.2019 11:53 | Son Güncellenme: 07.09.2019 11:59
310
A+
A-

Eylülün ilk haftası açıklanan enflasyon oranları, büyüme ve dış ticaret rakamları, sonbaharın sert geçeceğini gösteriyor. Küçülen Türkiye ekonomisi, krizin etkilerinin çok daha şiddetli hissedilmesine yol açıyor, faturayı ise yine emekçiler ödüyor.

Ekonomide sonbahar rüzgârları. Türkiye ekonomisinde bu hafta üç makroekonomik gösterge açıklandı. Büyüme, enflasyon ve dış ticaret verileri, yılsonuna kadar ekonominin gidişatının nasıl olacağına ilişkin bir işaret niteliğinde. TÜİK ve Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre ekonomi ağustos ayında yüzde 1,5 küçüldü, Tüketici Fiyat Endeksi yüzde 15,01 artış gösterdi.

Dış ticaret açığı da 2 milyar 376 milyon dolar düzeyine geriledi. Kişi başına düşen gelir 8 bin dolar seviyesine, yani 2009 yılının gerisine düştü. Rakamları değerlendiren ekonomi yazarı Aslı Aydın, açıklanan verilerin ekonomideki küçülmenin boyutlarına işaret ettiğine ve satın alma gücünün eridiğine dikkat çekti.

KRİZ GİDEREK ŞİDDETLENECEK

Makroekonomik üç göstergeyi ele alan Aydın, kriz etkilerinin giderek şiddetleneceğinin altını çizdi. Aydın, “Hem küresel hem de iç dinamikler bakımından Türkiye zorlu bir sürece girdi ve bu süreç kriz dinamiklerini daha da şiddetlendiriyor. Ekonomi, dış ticaret ve enflasyon verilerini alt alta koyduğumuzda üretim, yatırım ve toplam iç talepte ciddi bir yavaşlamanın devam ettiği izleniyor.

2018’in son çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisi küçülüyor. Bu küçülmenin şiddetinin 2019’un ikinci çeyreğinde yavaşladığını görebiliriz, fakat bu ekonominin her çeyrek daha da küçüldüğü, toplum olarak daha yoksullaştığımız gerçeğini değiştirmiyor” dedi.

Özellikle 10 yıl önceki kriz seviyesine geri dönen yatırımlara, dibe doğru ilerleyen özel tüketime ve sanayideki gidişata dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, “Genel olarak iç talepteki düşüşü dış ticaret verilerinden izleyebiliyoruz. Bu ithalatta daralmaya, dolayısıyla üretimde daralmaya yansıyor. Diğer taraftan ise söz konusu dönemde dış dünyanın talebi arttı, yani ihracat arttı. İkisini birleştirdiğinizde, bu dış ticaret açığında daralmayı ortaya koyuyor. Enflasyonda da bu gerileyen talebin rolü ve ayrıca ağustos ayındaki baz etkisi etkili oldu. Zira yıllık olarak ifade ettiğimiz enflasyon, bir önceki yılın aynı ayına göre hesaplanıyor. 2018’in ağustos ayındaki fiyat seviyesi yüksek olduğu için burada 2019’da yaşanan artış da göreli olarak düşük kalıyor” ifadelerini kullandı.

HEDEFLERİ TUTMADIKÇA “REFORM” DİYOR

Öte yandan eylülde açıklanması beklenen üç yıllık Yeni Ekonomi Programı’nın (YEP) ayrıntıları merak konusu; zira Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak’ın göreve başladığı günden bugüne açıkladığı hiçbir ekonomi paketinde hedefler gerçekleşmedi. YEP’le 2020-2022 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme, ihracat, cari açık gibi temel makro göstergeler belirlenmiş olacak.

Ekonomik paketlerin yapısal bir değişim yaratmadığı sürece işe yaramayacağını ve bugüne kadar da etkili olmadığını ifade eden Aydın, “Kriz sürecine set çekilmek isteniyorsa ciddi yapısal değişimler gerekli. Yapısal reform gibi ifadeler kullanılıyor. Bu adımların bizi bir adım ileri götürmesini bekleyemeyiz; çünkü sistemin reforme edilecek hiçbir tarafının olmadığı oldukça net. Üzerinde bulunduğumuz zemin eğri, adaletsiz ve çarpık bir zemin olduğu için üzerine inşa edeceğiniz her bina da çökmeye mahkûm olacaktır. Bizim bu zemini yeniden inşa etmemiz gerekiyor” dedi.

PPK 12 EYLÜL’DE TOPLANIYOR

Aydın ayrıca, enflasyonun açıklanması ile dolarda yaşanan rahatlamanın kalıcı olmasının beklenemeyeceğini, 12 Eylül’deki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ise piyasalarda kısıtlı bir etki yaratabileceğini belirtti. PPK, temmuz ayı toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 425 baz puan düşürerek yüzde 24’ten yüzde 19,75’e çekmişti.

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.