Türkiye’nin eğitim sistemi, laiklik ve bilimsel ilkelerin giderek aşındığı bir döneme girmektedir. Devlet okulları, tarikat ve cemaatlerin yoğun etkisi altındadır ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu grupların eğitim sistemine sızmasına göz yummaktadır.
Bu kaygı verici trend, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “iki gün konuşurlar, üçüncü gün unuturlar” sözleriyle perçinlenmektedir. Bu, yetkililerin laik eğitim ilkelerini koruma yönündeki isteksizliğini ortaya koymaktadır.
Laik, Bilimsel Eğitim Mücadelesi
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Meral Güler, yeni eğitim müfredatına karşı çıkan isimlerden biridir. Güler, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlığının da gösterdiği gibi müfredatın sorgulamayan, düşünmeyen ve itiraz etmeyen nesiller yetiştirmeyi amaçladığını vurgulamaktadır.
Yeni müfredatın çağın gerisinde kaldığına ve bilimsel gerçeklerden uzak olduğuna dikkat çeken Güler, şunları ifade etmektedir: “Yeni müfredat, evrensel değerlerden habersiz, tek adam rejimine hizmet edecek bir toplumsal yapı yaratmayı amaçlamaktadır.”
Evrim Teorisi’nin Müfredattan Çıkarılması
Müfredattan Evrim Teorisi’nin kaldırılması, bilimsel gerçeklerin inkarının bir başka örneğidir. Güler, bunun “aklı, doğa bilimlerini ve evrensel süreçleri yok sayan bir skandal” olduğunu belirtmektedir.
ÇEDES Projesi’nin Zararları
Çocukların dinsel öğretilerle korkutulmasına ve okulların ıslah merkezlerine dönüştürülmesine neden olan ÇEDES projesi de ciddi endişeler yaratmaktadır.
Laik Eğitimin Önemi
Güler, laik ve bilimsel eğitimin önemine vurgu yaparak, “Eğitim sistemimiz, tarikatların ve cemaatlerin istekleri doğrultusunda şekillendirilmemeli, insana, akla, Atatürk ilkelerine ve evrensel değerlere dayalı olmalıdır” demektedir.
Kızların Eğitime Erişimi
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, kız öğrencilerin eğitimine verdiği destekle bilinmektedir. Dernek, 1.800’den fazla üniversiteli kız öğrenciye burs sağlamaktadır.
Güler, “Kızlar okusun, hayata dokunsun” diyerek, kız öğrencilerin eğitimine destek verilmesi çağrısında bulunmaktadır.