enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Kar Yağışlı
8°C
Bursa
8°C
Hafif Kar Yağışlı
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
8°C
Pazartesi Açık
8°C
Salı Az Bulutlu
10°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
12°C
Advert

Dolara karşı ne yapılabilir işte 7 senaryo

Dolara karşı ne yapılabilir işte 7 senaryo
10.08.2018 15:08
287
A+
A-

Dolarda görülen rekorlar karışında yılbaşından bu yana TL yüzde 30 değer kaybetti. Reuters, değer kaybeden TL karşısında Merkez Bankasının devreye sokabileceği önlemleri 7 senaryoyla özetledi.

Döviz kurundaki artış karşısında Merkez Bankası sessizliğini korurken aşırı yükselen dolar ve euroya karşı nasıl bir adım atılacağı herkesin merak ettiği konu. Daha önce de dolardaki artışa karşı Merkez Bankası defalarca kez hamle yapmıştı. Ama bu seferki başka. Çünkü döviz kuru beklenenin de çok üstüne fırladı. Peki Merkez bu durumda neler yapabilir. Reuters ajansı Merkez Bankası’nın yapabileceklerini 7 ana başlık altında topladı.

Reuters’da bu hafta yayımlanan bir analize göre de TCMB’nin ana senaryosunda yer alan “sıkı para politikasının uzun bir müddet korunma” söyleminden “daha sıkı para politikasının daha uzun süre uygulandığı” senaryoya doğru ilerlediği görülüyor.

Geçmişte yapılanlar da düşünüldüğünde TCMB’nin olası senaryoları ise şöyle şekilleniyor:

1- SÖZLÜ MÜDAHALE
Sözlü müdahale en kolay ancak en etkisiz yöntemlerden biri olarak görülüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ya da TCMB Başkanı Murat Çetinkaya yapabilecekleri açıklamalarla piyasayı sakinleştirmeye çalışabilir. Ancak yatırımcılar sözlü müdahalelerin kalıcı bir etki yaratmayacağını, en iyi ihtimalle geçici bir iyimserlik oluşturabileceğini düşünüyor. Capital Economics’ten William Jackson, “Bu süreç sözlü müdahaleden çok daha fazlasına ihtiyaç duyuyor” diyor.

2- BEKLE GÖR POLİTİKASI
TCMB son PPK kararına “para politikası kararlarının gecikmeli etkileri”nin izleneceğini eklerken piyasalar bu söylem değişikliğinin bankanın bir sonraki adımı atmadan önce bu güne kadar attığı adımların gecikmeli etkisini görmek istediği şeklinde yorumlandı.

TCMB’nin bir sonraki faiz kararı 13 Eylül’de gerçekleşecek ve bu toplantıya kadar bu söylemini sürdürmesi de olası. Ancak yatırımcılar 13 Eylül’e kadar TCMB’nin her hangi bir faiz adımı atmadığı senaryonda TL’de sert kayıpların devam edebileceğini ve kredibilitenin zedelenebileceğini öngörüyor.

3- DÖVİZ LİKİDİTESİ RAHATLATICI ADIMLAR
TCMB’nin geçmiş dönemde faiz adımları öncesi gerek volatiliteyi sınırlamak gerekse bankacıların değimiyle “gelişmeleri izliyorum” mesajı vermek adına dönem dönem zorunlu karşılıkları kullanarak piyasaya döviz genişletici önlemler alıyor.

Bu önlemler genellikle faiz artışı öncesi atılıyor ve sözlü müdahaleler ile birlikte genellikte peyder pey yapılıyor.

Mayıs ayında TL’de yaşanan sert değer kayıpları döneminde TCMB 4-5 farklı zorunlu karşılık ve NDF adımıyla 10 milyar dolar likidite serbest bırakmış bunun yanında sözlü müdahale ve sadeleştirme de gerçekleştirmişti.

Banka bu Pazartesi günü de benzer bir zorunlu karşılık adımıyla yaklaşık 2.2 milyar dolar dövizi serbest bıraktı.

4- GÜÇLÜ PARA POLİTİKASI TEPKİSİ
Yatırımcılar TL’deki güven eksikliği kaynaklı satış baskının ortadan kalkması için ise en kuvvetli adımın TCMB’nin politika faizinde bir artış olduğu görüşünde. Bankacılara göre faiz artışı ile birlikte verilecek bağımsızlık mesajı atılacak adımın büyüklüğünden bile değerli de olabilir.

BETAM Direktörü Profesör Doktor Seyfettin Gürsel, bugün Reuters’da yayımlanan söyleşide “Eğer cumhurbaşkanı para politikasının mevcut koşulların gereklerine uygun bir şekilde yürütüleceğini açıkça ilan eder TCMB de bununu aldığı kararlarla ispatlarsa TL’de kayıp durur” dedi.

Başta yabancılar olmak üzere yatırımcıların TL’deki sert kayıplara karşın bankanın politik gerekçelerle faizleri sabit tutmak istediği düşüncesi TL’deki değer kaybının katlanarak artmasına neden oluyor.
Bu endişe son enflasyon raporunda Çetinkaya’ya sorulduğunda ise “Hangi sebeple olursa olsun sizle paylaştığımız enflasyon tahmin patikasından belirgin ve kalıcı bir sapma olacağı kanısı kurulda oluşursa gerekli adımlar atılır, bunun karşılığı ilave bir parasal sıkılaştırmaysa bu gerçekleştirilir” demiş ve “gerekiyorsa ilave sıkılaştırmayı da kurul tereddüt etmeden gerçekleştirir” sözleriyle bankanın araç bağımsızlığını savunmuştu.

Yatırımcıların artan risk algısı nedeniyle artık Türkiye’den daha fazla reel faiz istediğine dikkat çeken Jackson, “Enflasyonunun yüzde 16’ya yaklaştığı bir yerde faiz oranları da yüzde 20’nin üzerinde olması gerekiyor. Şuanda yüzde 17.75’te” dedi.

5- ALIŞILAGELMİŞİN DIŞINDAKİ PARA POLİTİKASI
TCMB daha sıkı bir para politikası bileşimi için PPK kararına ise mecbur değil. Bankanın bir kaç gün içinde PPK’yı toplamadan TL fonlama politikasını farklılaştırarak 300 baz puana ulaşan sıkılaştırma adımı atması da mümkün.

Banka faiz koridorunun en üst bandından fonlama yaparak ortalama fonlama maliyetinin yüzde 17.75 seviyesindeki politika faizinin 300 baz puan üzerinde yüzde 20.75’te oluşturulabilecek bir para politikası bileşimine de sahip.

Bu adımın TL’ye ilk etkisi neredeyse politika faizi artışı kadar kuvvetli görülüyor. Çünkü teknik olarak atılacak adım bir üzeri kapalı da olsa bir faiz artışı. Ancak kısa süre önce tamamlanan sadeleşme adımından vazgeçmek anlamına geleceği için bu adım bankanın planlarına bugün için tam olarak uymuyor. Uzun dönem etkileri de düşünüldüğünde piyasa üstü kapalı bir faiz adımı beklemiyor.

6- DOĞRUDAN DÖVİZ MÜDAHALESİ
Bu ihtimale de TCMB’nin söylemleri ve nispeten düşük net rezervleri göz önüne alındığında ihtimal verilmiyor.

Bankacılar TCMB’nin net rezervlerini 20 milyar dolar olarak hesaplarken bankanın toplam 100 milyar dolar rezervi bulunuyor.

TCMB’nin de dile getirdiği üzere uluslararası merkez bankacılığında artık doğrudan döviz müdahalesi kabul görmeyen bir politika aracı. Gelişmekte olan merkez bankaları net rezervlere etkisi sıfır olan NDF gibi uygulamalara yönelmeyi tercih ediyor.

7- SERMAYE KONTROLLERİ
Bazı yabancı bankaların notlarında bir ihtimal olarak gösterilse de sermaye kontrolü hem siyasiler hem de Merkez Bankası yetkilileri tarafından böyle bir kararın “değerlendirmeye dahi alınmadığı” bir çok kez dile getirildi.

Piyasa dostu olmayan adımlar olarak da nitelendirilen sermaye kontrolü, dalgalı döviz sisteminden ve kambiyo rejiminde geriye gidiş yetkililer ve siyasiler tarafından uygulanabilir bir politika olarak görülmüyor, konunun değerlendirmeye dahi alınmadığına dikkat çekiliyor.

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.