Asırlar su misali akıp gitse de, zaman değirmen olup ne var ne yok öğütse de bazı acılar unutulmaz, unutulamaz, unutturulamaz. Çünkü o acılar mazlumların çığlığı, masumların çağrısıdır. Muharrem ayının 10’ncu günü Kerbela’da yaşananlar işte böyle bir acının tezahürüdür.
Biliyor ve inanıyoruz ki, zalimlere biat ve boyun eğme zulme onay ve ortaklıktır. Böylesi bir alçalmayı da ne iman esasları kabul edecek, ne de insani erdemler benimseyecektir. Zillet ne yaparsa yapsın iman ziynetine üstünlük kuramayacak, haklı duruşu gölgeleyemeyecektir.
10 Muharrem 61 tarihinde, Kerbela’da yaşanan katliam ve cinayetler yalnızca Mümin ve Müslüman vicdanları değil, tüm insanlığı, tüm mahlukatı derinden sarsmıştır. Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’in aziz büyüklerine kast eden Yezid ve zihniyeti lanetlidir, çukurların en dibindedir.
Kerbela; esarete karşı özgürlüğün sancağı, hıyanete karşı sadakatin kaynağı, barbarlığa karşı barış ve kardeşliğin vahasıdır. Kerbela’da kanlı emeller, çıkar hesapları, nefsi azgınlıklar Hüseyni asalet ve anlayış karşısında rezil rüsva olmuştur.
Hüseyni duruş adalettir, ahlaktır, adamlıktır. Hüseyni bakış şefkattir, merhamettir, müstesna bir yükselişin, muazzez bir zirvenin izhar ve ifadesidir. Hz. Hüseyin ve ashabının kanı çöl kumlarına dökülse de, haklılıkları bütün Yezid kafilesini kesif bir yenilgiye uğratmıştır.
Onursuz yaşamaktansa şerefli bir şehadet Hüseyni ahlakın marifet ve mükâfatıdır. Kerbela’da gerçekte Yezid kaybetmiş, zalimler kaybetmiş, batıl kaybetmiş, haram kaybetmiş, sonuç itibariyle bedeli ağır olsa da mazlum gönüller, imanla çarpan kalpler, helal nefesler kazanmıştır.
Mateme bürünmüş Muharrem ayı içindeki Aşura Günü’nde, Allah’tan niyazım; yeni Kerbela’ların olmaması, terör ve şiddetin son bulmasıdır. Yüce dinimizi karalamak için rekabete giren iç ve dış mihraklara karşı dayanışma ve kucaklaşmayla direnç göstermek en doğru seçenektir.
Kerbela’da susuz kalan, çöl sıcağında şehitliğe koşan Hz.Hüseyin ve Ehl-i Beyt’in muhterem büyüklerine Allah’tan rahmet diliyor, Muharrem oruçlarımızın kabulünü temenni ediyor, Efendimizin şefaatine nail olabilmeyi niyaz ediyorum.
Unutulmasın ki, Yezidler her zaman nefretle hatırlanacak, Hüseyinler her zaman dua ve hürmetle anılacaklardır. Aşura Günü’nde Rabbim hidayetten bizi ayırmasın dileğinin yanında birlik ve dirliğimizi hüsrana uğratmasın diyor, aziz vatandaşlarımı saygıyla selamlıyorum.