MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Kızılcıhamam’da düzenlenen il başkanları toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’yi hedef küstah sözlerine ilişkin açıklamada bulunarak, “İnanıyorum ki Kürtler Trump’ın rezil tuzağına düşmeyecektir.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasında satır başları şöyle:
“Zafer ancak onu isteyenleri, emek verenlerin, ter dökenlerin olacaktır. Hiçbir başarıyı güllerle döşenmiş, çiçeklerle bezenmiş yollardan gidilemeyecektir. Engeller gözünüzde büyürse ilk adımı zor atarsınız. Dava adamı inanç ve iman adamıdır. MHP’nin il başkanları davasını özümlemiş, davasında erimiş müstesna ve muhterem şahsiyetlerdir. Siyasi dolandırıcılar, siyaset cambazları bırakın kendi kendilerine avunsunlar.
Bizim meselemiz vatandır, milli bekadır. Dedikoduyla geçirecek vakit yoktur. Sürekli hareket halinde olacağız, sürekli bir adım önde bulunacağız. Sorumluluğumuz ağırdır, sorumlu olduğumuz bir tarihimiz, mazimiz, atimiz vardır. Türkiyemizin çözmesi gereken sorunları vardır ve karşımızdadır. Beka mücadelemizi hafife almak belaya çanak tutmaktır. Hakkın yanında olmak doğru tavırdır, halkın yanında olmak doğru tutumdur. Bizim yalanla işimiz olmadı, olmayacak. Çıkarlarımızın akıntısına kapılmadık. yarım asırdır dediğimizi yaptık. Sabah doğup akşam solmadık. Köprüye gelmeden geçmeye çalışmadık. Hep ülkücü kaldık, hep ülkücü yaşadık. Asla eğilmeyeceğiz, asla dönmeyeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz.
24 Haziran 2018 genel seçimlerinden sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. İç ve dış sorunların arttığı bir dönemde 15 Temmuz’un tortu ve kalıntılarıyla mücadele edildiği bir dönemde, milli iradenin tercihiyle yeni bir sisteme geçilmesi göz kamaştırıcı bir başarıdır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, hızlı karar almanın, özlemi çekilen uyum ve işbirliğinin temsilcisi ve teminatıdır. Türkiye zincirlerinden kurtulmuş, yürüyüşünü seriye bağlamıştır. 15 Temmuzların olmaması için ön almak mecburiyetindeyiz. Bekamız için derlenip toparlanmak zorundayız. 31 Mart’ta yapılacak seçimlerin tarihi bir önemi bulunmaktadır.
Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler hazırda bulunuyor. Zalimler fırsat kolluyor. 31 Ağustos 2018’de Etimesgut Belediyesi’nde konuşma yapmış, 4 ayaklı stratejiyi açıklamıştım. Burada değişen bir şey yoktur.Milli beka için Cumhur İttifakı’nın 31 Mart’ta da devamına karar verdik.
Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran’da aldığı sonucun 31 Mart’ta tahkim ve teyidini bir ihtiyaç olarak belirledik. 4 ayaklı stratejimize uygun olacak şekilde iki ana siyasi hedefi belirledik. Birincisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 31 Mart’ta güçlenerek çıkmasıdır. Zillet ittifakının yeni hükümet sistemini boğma hedefini bozguna uğratmak hedefimizdir. İkincisi de milli bekamız üzerinde oynanan oyunların bozulmasıdır. 31 Mart seçimlerinde Türkiye’nin yeni bir tarih yazmasını arzuluyoruz.
30 büyükşehir belediye başkanlığının tamamında Cumhur İttifakı’nın ruhuna uygun şekilde AK Parti’yle uzlaşmaya vardık. Partimizin yönetimi altında bulunan büyükşehirler ve ilçe belediyelerinde AK Parti aday çıkarmamıştır. 30 Mart 2014’e göre, yönetimimiz altında olmayan yerlerde de aday göstermemiştir. Uzlaşmamız 4 ayaklı stratejimiz ve 2 ana siyasi hedefimizde varlık bulmuştur.
712 belediye başkan adayımızı milletimiz huzuruna çıkardık. Önümüzdeki günlerde 220 adayımızı da açıklayacağız. MHP olarak Cumhur İttifakı gereği neyse onu yaptık. Birkaç belediye alalım diye ilkelerimizi çiğnemedik. Belediye derken bekayı görmezden gelmeyin, düşman sevindirmeyin, zilleti güldürmeyiniz. Ya beka ya bela seçiminde sonuna kadar bela diyeceğimizi sakın aklınızdan çıkarmayın, gevşeklik göstermeyin.
Hiç kimse davanın önünde değil. Ben demek şeytanlıktır. Dava adamı ayıp arayan bir fıtrata sahip olamaz. Boş tribünlere oynamayacağız. Hırslarımıza yenilmeyeceğiz. Devamlı faal ve faaliyet içinde olacağız. Bizim çürüklerle, çürümeyle, çarpık zihniyetlerle aramızda kapanmaz mesafeler vardır.
Güney sınırlarımız boyunca milli bekamızı etkileyecek bir kumar oynanmaktadır. Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon desteğimiz tavsamaktadır. ABD karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur. Kürt kökenli kardeşlerimize hakaret edilmektedir. Kürt kökenli kardeşlerimizin hiçbir katille hiçbir bağlantısı yoktur. ABD Fırat’ın doğusunu baz alarak özerk bir yapı kurmak hevesindedir. Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda her yerleşim biriminde etnik kökene göre bir yönetim belirlemek istemektedir. Bu Kürdistan’a bir adımdır. Trump, Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’den uzak tutmak niyetindedir. İsrail işin içindedir. Bedeli ağır olacak paylaşım süreci önümüzdedir.
Trump güvenli bölgeden bahsetmiştir. Bu bölge tamamen Türkiye’nin kontrolünde olacaksa diyecek bir şeyim yoktur. Güvenli bölge stratejisi biz kurmuşsak, biz masaya taşımışsak mesele yoktur. Kuralı koyan, kozlarını kullanan bizsek hiçbir kaygıya mahal olmayacaktır. Güvenli bölge diye tampon bölgeye tamam diyeceksek Körfez Savaşı’nda yaşandığı gibi bir bölgeye izin vereceksek, bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri çizilecektir. Milli irademiz rehin alacaktır.
Irak ve Suriye’den sonra sırayı Türkiye alabilecektir. Suriye’de siyasi geçiş sürecinin ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Bu katilin kendi geleceği için hangi dayatmalara razı olduğu meçhuldür. Terörizme aleni destek vermek düşmanlıktır. ABD’nin yaptığı budur. 20 mil derinlikteki güvenli bölge ile kastedilen nedir? Terör örgütleri bulunacak mı? Uçuşa yasak bölge olacak mı? Rusya bu işin neresindedir?
Terör bitmeden ne söylense ne yapılsa boştur. Biz devletimiz ve hükümetimizin yanındayız. Haklı davamızdan, beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeliyiz.”