Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Suriye uyruklu bir kişinin 7 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik saldırısının ardından patlak veren olaylar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi-Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuşan Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşülmesi çağrısında bulundu.
Davutoğlu, Kayseri’deki olayları 6-7 Eylül olaylarına benzetti ve şunları söyledi: “Kayseri’deki olayların sorumluları daha önce çeşitli suçlardan tutuklanmış suçlulardır. Türkiye 6-7 Eylül’ü yaşadı, Atatürk’ün evine Selanik’te saldırı olduğu iddiasıyla Rum vatandaşlara saldırılar düzenlendi. Vatandaş vatandaştır, etnik kökenine bakılmaz. Nice zenginler 6-7 Eylül olaylarında türedi. Türkiye itibar kaybetti, Türkiye güç kaybetti, ‘Türkiye’de hukuk yok’ denildi ama birileri zengin oldu.”
“Şimdi Kayseri olayları üzerinden vatandaşlarımıza sesleniyorum; Kayserilileri bilirim; vatanperverdir, insani değerlere saygılıdır. Bu olaylar asla Kayserililere mal edilemez. Türkiye çapında öyle bir provokasyon uygulanıyor ki, sosyal medyada öyle bir kin ve nefret dili kullanılıyor ki, haklı gerekçelerle mültecilerin geri gönderilmesi konusunda konuşanlar bile yüzü kızarıyor.”
Davutoğlu, Türkiye ile Suriye’nin belli koşullar altında görüşmesi gerektiğini vurguladı: “Putin’e ‘Esad dostuna söyle BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararını uygulasın’ diyeceksiniz. Ardından daimi üyelere ‘imzaladığınız kararı uygulayın’ diyeceksiniz. Birleşmiş Milletler’e ‘Türkiye olarak bu yükü kaldıramıyoruz, kararınıza sahip çıkın. Mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönmeleri için tedbirler alın. Gerekirse BM gücü gönderin.’ diye başvuracaksınız. Son olarak Esad’a ‘şimdi konuşabiliriz’ diyeceksiniz. Muhalefete ‘temsilciler seçerek Esad ile birlikte görüşeceğiz’ diyeceksiniz.”
Davutoğlu, mülteci krizinin çözümü için uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti: “Mülteci krizinin çözümü için uluslararası toplumla işbirliği yapmalıyız. Suriye’deki iç savaşın sona ermesi, mültecilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönmesine yönelik şartların oluşması gerekiyor. Türkiye bu yükü tek başına taşıyamaz. Uluslararası toplumun sorumluluk alması ve mülteci krizinin çözümüne aktif olarak katkıda bulunması gerekmektedir.”