Dünyanın saygın üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan ünlü akademisyen Daron Acemoğlu, son dönemde Batı ülkelerinde yükselişe geçen aşırı sağ partiler hakkında çarpıcı tespitlerde bulundu.
Acemoğlu, Project Syndicate için kaleme aldığı makalesinde, “Demokrasi işçi dostu olmazsa ölür” vurgusunu yaparak, Batı demokrasilerinin işçi hakları, istikrar ve kaliteli kamu hizmetleri sağlamaktan uzaklaştıklarını ifade etti.
Acemoğlu, son yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın beklediği kadar oy toplayamadığını kabul etmekle birlikte, aşırı sağın İtalya, Avusturya, Almanya ve Fransa’da önemli bir destek kazandığını hatırlattı. Bu ülkelerde aşırı sağ partilerin merkez partilerin zayıflıklarından faydalandıklarını belirtti.
Saygın akademisyen, Batı demokrasilerinin iş istihdamı, istikrar ve kaliteli kamu hizmetleri sunması gerektiğini vurguladı. Ancak 1980’lerden bu yana bu alanlarda geriye gidiş olduğunu gözlemledi. Seçmenlerin, siyasetçilerin bankacıların çıkarlarını işçilerin çıkarlarına tercih ettiğini düşünmeye başladığını söyledi.
Acemoğlu, Nicolas Ajzenman, Cevat Giray Aksoy, Martin Fiszbein ve Carlos Molina ile yaptığı araştırmanın, seçmenlerin ekonomik büyüme, yolsuzluktan arınmış yönetim, sosyal ve ekonomik istikrar, kamu hizmetleri ve düşük eşitsizlik gibi konularla doğrudan karşı karşıya kaldığında demokratik kurumlara daha fazla destek vermeye meyilli olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Liderlerin toplumun gerçek endişelerinden uzaklaştığını ve halkla bağlarını kopardığını ifade eden Acemoğlu, bunun en belirgin örneğinin Emmanuel Macron olduğunu söyledi. Acemoğlu, siyasetçilerin ekonomik ve kültürel çalkantılara karşı duyarsız kaldıklarını ve Avrupa’da halkın önemli bir kesiminin Orta Doğu’dan gelen kitlesel göç konusunda endişeler taşıdığını ancak siyasetçilerin bu konuda yeterince hareket etmekte başarısız kaldıklarını vurguladı.
Bu durumun, İsveç Demokratları ve Hollanda Özgürlük Partisi gibi göçmen karşıtı aşırı sağ partiler için büyük bir fırsat yarattığını ve bu partilerin iktidar partileriyle resmi veya gayri resmi koalisyonlar kurduklarını ifade etti.
Acemoğlu, demokrasinin bu tür sorunları çözmek için en uygun yönetim biçimi olduğunu ancak kanıtların demokratik olmayan rejimlerin uzun vadede ekonomik büyümeyi azalttığını gösterdiğini vurguladı. Siyasetçilerin banka ve benzeri kuruluşlara değil, vatandaşlarına öncelik vermeleri gerektiğini söyledi.
Makalesini, “Demokrasinin halkın desteğini ve güvenini yeniden kazanmak için daha fazla işçi dostu ve eşitlikçi olması gerekiyor” ifadesiyle noktalayan Acemoğlu, demokrasilerin önceliklerini değiştirmediği takdirde çöküşle karşı karşıya kalabileceklerini belirtti.