Çin Dışişleri Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Tayvan’a silah satışı nedeniyle savunma devi Lockheed Martin’e ve üst düzey yöneticilerine yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Çin, Lockheed Martin’in yönetim kurulu başkanı James Donald Taiclet de dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerin tüm mal varlıklarını dondurarak ve Çin’e girişini yasaklayarak karşılık veriyor.
Çin, ada ülkesi Tayvan’ı kendi egemen topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görürken, Tayvan bu iddiayı şiddetle reddediyor ve egemen bir devlet olarak hareket ediyor. Pekin, ABD’nin Tayvan’a yönelik askeri desteğinin Çin’in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek kınıyor.
Lockheed Martin, Tayvan’a F-16 savaş uçakları, Patriot hava savunma sistemleri ve harp gemileri dahil olmak üzere çok çeşitli silah sistemleri sağlıyor. ABD, Tayvan’ın kendi kendini savunması için silahlara ihtiyacı olduğunu savunarak satışları destekliyor.
Çin’in yaptırımları, ABD ve Çin arasındaki zaten gergin olan ilişkilere daha fazla baskı yaratıyor. Her iki ülke de siber güvenlik, ticaret ve insan hakları gibi bir dizi konuda karşı karşıya geliyor.
Yaptırımlar, Lockheed Martin’in Tayvan’a silah satışları konusundaki kilit rolünü vurgulamaktadır. Şirket, ABD’nin Tayvan’ı desteklemesinin merkezinde yer alıyor ve yaptırımlar Çin’in bu desteğe karşı ne kadar şiddetli tepki verdiğini gösteriyor.
Yaptırımlar ayrıca, Çin’in egemenlik ve toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetini de gösteriyor. Çin, Tayvan’ı kendi bölgesi olarak görmekte ısrar ediyor ve ada üzerindeki herhangi bir dış etkiyi ciddi bir tehdit olarak görüyor.
Lockheed Martin, Çin’in yaptırımlarına henüz yanıt vermedi. Ancak şirketin yaptırımlara karşı temyize gitmesi veya alternatif pazarlar araması bekleniyor.
ABD, China’nın yaptırımlarını kınadı ve bunu Tayvan’ın kendini savunma hakkının ihlali olarak nitelendirdi. ABD, Tayvan’a olan desteğinin değişmediğini vurguladı.
Çin ve ABD arasındaki gerilimin artması, bölgesel istikrar için endişeleri artırıyor. Bu gerilimin, Doğu Asya’daki daha geniş jeopolitik manzarayı nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek.