BURSA – Ortalama Bursa vatandaşlarının da yaşam tarzı üç aşağı beş yukarı buna benzeyebilir… Zenginler tabii bu sınıfa girmez. Malum, zaten bizim gibi fakir ama gururlu kardeşlerim mahallede gidebileceği en sosyal yerler, kafe görünümlü çay içilen yerler ki ona bile gitmek bu şartlarda oldukça çok lüks sayılır. Yani anlayacağız biz zenginiz birader?
Şimdiki gençler bilmez. Biz eskiden (2-3 sene önce) Fsm bulvarına takılır, Özlüce’de tatlı yer, oradan bir Mudanya Yıldıztepe’te Gemlik Körfezinin yakamoz ışıltısında eşsiz manzarasını izler ve dünyanın en güzel şehri Bursa’da olmaktan gurur duyardık. Hala duyarız o ayrı konu!
Bursa’yı nasıl mahvettiklerinin konusuna girmeyeceğim. O başka konunun hikayesi ki zaten sokağa çık herkes görüyor biliyor.
Akabinde ve detayında sevgili kardeşlerim 3-4 masa ötede oturan bir sima yabancı gelmiyor ama uzaktan tam anlayamadım. Tam kalktılar gidiyor bir baktım bizim Prof Dr. Kayıhan Pala…
Ben Kayıhan Pala hocayı tam 20 yıldır tanırım. Branşım gereği o zamanlar hiç sohbet etmedik. Lakin tanır bilirim.
Yanımdan geçerken ”Hayırlı olsun hocam” deyince o da yanımızda durdu sohbete başladık. Bir gazeteci olarak hiç bir siyasiyle konuşmam. Çünkü kendimi biliyorum. Tutamam kendimi içimden geleni, fikirlerimi şakkanadan söylerim. O bakımdan tüm siyasilere ”merhaba merhaba” o kadar. Saygı da da kusur etmem. Kırmakta istemem.
Lakin Kayıhan Pala Hoca artık bir sağlık mensubu değil bildiği bir ay sonra Bursa’yı yönetecek, Bursa üzerinde söz sahibi olacak bir siyasi.
Gayet samimi, sıcak, bilgili biriyle konuşmayalı ne kadar çok olmuş. Adam Doktor birader. O güzel güzel anlatmayacakta bizim halk adamı yufkacı arkadaşım mı anlatacak? Yufkacılar baş tacıdır başım gözüm üstüne o ayrı melese. Lakin bir doktor, hele hele siyasetin ciğerini bilen bir doktor ile kısa da olsa bir sohbet, şu karanlık günlerde bir ışık huzmesinin içinden geçer gibi güzel oldu. Valla iyi geldi.
Ancak hakiki Bursa çocuğu gazeteci Murat Doruk hunharca acımadan sormadan olur mu?
Huyum kurusun. Dayanamadım sordum da sordum. Çünkü Bursa Chp yöneticilerini günahım kadar sevmem. Çünkü ne halkı, ne esnafı, ne de sorunlarımızı dinlerler. Bir tanesi samimi değildir. Yeminle 50 yıllık vatandaş tecrübesi.
Benim gibi Milliyetçi, Atatürk askeri samimi bir vatan ve millet sevdalısı adam bile, bunların Atatürk ile zerre alakası olmadığı bilir. Bunlara rağmen Atatürk sevgimizi ne Türk halkından ne de içimizden söküp atabildiler.
Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu başka der bunlar başka der.
Nasıl sahte dinci bezirgânlar içimizden Allah sevgisi çıkaramadıysalar, bu sahte Atatürk rantçıları da içimizden Atatürk sevgisini çıkaramadılar.
Ahh Yaşar Nuri Öztürk hoca şimdi bunları görseydin ne kadar haklı olduğunu zaten biliyordun, tamamen haklılık gerçeğini görecektin. Mekânın cennet olsun!
Kayıhan Vekilimize sordum. ” Ranta eyvallah diyecek misiniz?, yağmaya, talana karşı gelecek misin? Kısacası Hak, Hukuk, Adalet diyecek misin? bana onu deyi ver!”
Yüzüne söyledim: Sayın Kılıçdaroğlu basın özgürlüğü diyor, ben bütün davaları Chp vekillerinden ve Belediye başkanlarından yiyiyorum. Bu nasıl bir yaman çelişki? Akp’lilerden daha bir tek dava yemedim?
Hani şu atıp tuttuğunuz basın özgürlüğü nerede?
Bana güzel güzel anlattı. Detayları çok makul ve mantıklıydı. Çünkü onun bir suçu değil ancak yaşanan haksızlıkları da bilmesi kazım ki bundan Bursa’yı yöneteceksin değil mi?
Öyle ki pandemi zamanı Chp’li yöneticilere kızgınlığımdan nefsime yenik düşüp Kayahan Pala hoca büyük ve acımasızca eleştirdim. Gerçekten çok ama çok ağır eleştirdim. Ve yemin ederim Kayahan Pala ”dava açacak şimdi beni şaşırtmayacak” dedim. Ama gel gör ki şaşırttı!
Milliyetçi ve Atatürkçü bir Türk evladı olarak beni Chp’liler sever. Bursa CHP yöneticileri hariç.
Mesela Chp Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz iyi tanır.
Ne oldu? Chp Nilüfer İlçe Başkanı oldu, Fırat Yılmaz bir anda değişti. Rantın ve gücün esiri oldu. Tüm Nilüfer yolsuzlarını bildiği halde güce tapar hale geldi sustu.
Siz onlarla, saf Atatürk sevdalısı kardeşlerimizi kandırırsınız.
Hakiki CHP’li, kardeşlerim baş tacı. Onlar başımın gözümün üstüne. Candır onlar can.
Kayıhan Pala vekilimle güzel bir sohbet oldu. Temel prensiplerde anlaştık.
Zaten adalette anlaşıyorsan herkesle anlaşırsın.
Ama yüzüne tekrar söyledim. Eğer vatandaş olarak soruyorum, yanlış yaptığını çizgiden çıktığını anlarsam, acımam hunharca eleştiririm. Eğer sen haksızlığa uğrar, sana yanlış yaparsalar seni de sonuna kadar desteklerim.
Çünkü artık sen Bursa Vekilisin
Tek istediğim haksızlık ve rantın bitmesi. Bu ülke hepimizin. Zor olacak ama başaracağayız.
Kısa ve basit konuşma oldu ama ikimizde birbirimizi çok iyi anladık. Sağlıkçılar konuşmadan bile sadece yüz hatları ile anlaşabilirler.
Zaten sayın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sayın Prof. Dr. Kayıhan Pala hocayı 1. Bölge 1. Sıraya koyarak büyük hem de çok büyük bir mesajı Bursa CHP örgütlerine vermiş.
Kısacası Kılıçdaroğlu diyor ki: ”Ey CHP Bursa örgütleri, yediğiniz tüm naneleri biliyorum. Kim yanlış yaparsa gidecek. Gözüm üzerinizde. Akıllı olun” derken Bursalı hemşerilerimizde rahat olun Ben Kemal Geliyorum diyor.
Bursa’nın Kayıhan Pala gibi bir bilim insanına, bir bilgi deposuna, vicdanlı bir halk adamına ivedilikle ciddi anlamda ihtiyacı var.
Bırakın Milletvekilliğini benim yeni Sağlık Bakanı adayım Sayın Prof. Dr. Kayıhan Pala
Ben vatandaşım. Oy benim değil mi? İstediğimi Bakan yaparım!
Umarım tane tane anlatabilmişimdir.
Anlamadıysanız önerim sayfayı yenileyip yeniden okuyun!
Hakikat taş kadar sert gonca kadar yumuşaktır.
NOKTA – Murat Doruk