Bursa Osmangazi’de Maksim Gorki’nin eserlerine ve hayatına bakış Osmangazi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen programda Sosyolog Mürvet Özçelik Doğan, Maksim Gorki’nin romanlarında ve tiyatro oyunlarında Rus toplumunun çarpıcı bir portresini çizdiğini ifade etti. 1868’de Novgorod’da doğan Gorki’nin, ‘Toplumcu Gerçekçilik’ akımının önde gelen isimlerinden biri olduğunu belirten Doğan, “Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Gorki, anneannesi ve büyükbabası tarafından büyütülmüştür. Küçük yaşta çalışmaya başlayan Gorki, işçilerin sorunlarını yakından deneyimlemiştir. Gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan sanatçı, yaşamındaki zorluklar ve acılardan dolayı Rusça’da ‘acı’ anlamına gelen ‘Gorki’ adını kullanmaya başlamıştır,” diye konuştu.
Tarihçi İsmail Taha Bilici, Maksim Gorki’nin güçlü ve etkileyici sözleri sevdiğini vurgulayarak, “Gorki’nin en büyük özelliği, işçi sınıfının sorunlarını başarıyla dile getirmesidir. ‘Ana’, ‘Ekmeğimi Kazanırken’ ve ‘Klim Samgin’in Hayatı’ yazarın en tanınmış romanları arasında yer alır. Ayrıca, ‘Ayaktakımı Arasında’, ‘Küçük Burjuvalar’ ve ‘Güneşin Çocukları’ gibi eserleri dünya genelinde sahnelenen ünlü tiyatro oyunlarındandır. Sovyetler Birliği Komünist Akademisi tarafından proleter yazar olarak kabul edilmesinin ardından Gorki’ye önce Sovyetler Birliği’nin en yüksek onuru olan Lenin Madalyası verildi, ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. Ancak Gorki’nin Sovyet devlet yazarına dönüştürülmesi, itibarına büyük ölçüde zarar verdi. Sonrasında Bolşevik çizgiye yeniden dönen Gorki, uzun süre Sovyetler Birliği dışında yaşadıktan sonra 18 Haziran 1936’da Moskova’da hayatını kaybetti,” dedi.
Maksim Gorki, asıl adıyla Aleksey Maksimoviç Peşkov, 28 Mart 1868’de Rusya’nın Novgorod kentinde doğdu. Yoksul bir ailede büyüyen Gorki, anneannesinin yanında zor bir çocukluk geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlayan Gorki, işçi sınıfının zorluklarını ve adaletsizliklerini bizzat yaşayarak öğrendi. Bu deneyimler, ileride eserlerine güçlü bir biçimde yansıdı.
“Toplumcu Gerçekçilik” akımının öncülerinden olan Gorki, işçilerin sorunlarını dile getiren ve sosyal adaleti savunan eserler yazdı. En ünlü romanları arasında Ana, Ekmeğimi Kazanırken ve Klim Samgin’in Hayatı bulunur. Ayrıca Ayaktakımı Arasında ve Güneşin Çocukları gibi tiyatro oyunları da dünya çapında tanındı.
Sovyetler Birliği tarafından proleter yazar olarak kabul edilen Gorki, Lenin Madalyası ile onurlandırıldı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. Ancak devletin resmi yazarına dönüşmesi, itibarına zarar verdi. Bir süre Sovyetler Birliği dışında yaşayan Gorki, 18 Haziran 1936’da Moskova’da hayatını kaybetti. Yazdığı eserlerle toplumsal adaletsizliği ve yoksulluğu işleyerek dünya edebiyatına büyük katkılarda bulunmuştur.
Programın sonunda katılımcılar, söyleşi hakkındaki görüşlerini paylaşarak Maksim Gorki’nin düşüncelerini günümüzle nasıl ilişkilendirdiklerini dile getirdi.