Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili çarpıcı ifadeler: İlişkisi neydi AKP’li Burhan Kuzu’nun 2020’de hayatını kaybettiği günden bu yana şüphelere dair iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Son olarak gazeteci Barış Pehlivan’dan Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
GÜNDEM – Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili çarpıcı ifadeler: İlişkisi neydi 1 Kasım 2020 yılında koronavirüse bağlı oluşan sitokin fırtınası nedeniyle hayatını kaybeden AK Parti Eski Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili bir iddia daha ortaya atıldı. Gazeteci Barış Pehlivan dün akşam katıldığı Halk TV canlı yayınında Burhan Kuzu’nun ölümünün şüpheli olduğunu araştırılması gerektiğini söyledi.
Gazeteci Barış Pehlivan, Burhan Kuzu hayatta iken hakkında bir dava olduğunu hatırlatarak, “O davanın konusu neydi? Nüfuz ticareti yapmak gibi aslında çok fazlasıyla cezası da bulunmayan böyle hafif bir suçtu ama işin perde arkasına baktığımızda dünyanın en ünlü uyuşturucu baronlarından birisi olan Zindaşti’nin cezaevinden elini kolunu sallayarak çıkmasına neden olmasıydı.” dedi.
Burhan Kuzu’nun Zindaşti ile ilişkilerine dikkat çeken Barış Pehlivan, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nde Burhan Kuzu’yu tanıyan insanlar var. Ben bir gazeteci olarak. O Zindaşti dosyasını bilen bir gazeteci olarak Burhan Kuzu’nun eceliyle öldüğü iddiasında şüpheyle bakıyorum. Bakın altını çiziyorum, şüpheyle bakıyorum. Bugünkü adalet sistemi bugünkü AKP yönetimi Burhan Kuzu’nun ölümündeki şüpheli durumları araştırabilecek durumda değil ama yarın öbür gün altılı masa yeni bir iktidar kurarsa biz Burhan Kuzu’nun nasıl hayatını kaybettiğini de soracak hale geliriz.” diye konuştu.
Barış Pehlivan’ın Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili dikkat çeken değerlendirmeleri şöyle;
“2 yıl önce biz birden Burhan Kuzu’nun hayatını kaybettiğini öğrendik. Çok ani bir ölümdü. Korona tedavisini gördüğünü bile kimse doğru dürüst bilmiyordu. Niye hatırlatıyorum Burhan Kuzu’yu, hayatını kaybetmişken hakkında bir dava vardı. O davanın konusu neydi? Nüfuz ticareti yapmak gibi aslında çok fazlasıyla cezası da bulunmayan böyle hafif bir suçtu ama işin perde arkasına baktığımızda dünyanın en ünlü uyuşturucu baronlarından birisi olan Zindaşti’nin cezaevinden elini kolunu sallayarak çıkmasına neden olmasıydı. Bir hakime cumhurbaşkanlığı santralinden arayarak, devletimiz böyle düşünüyor. Bu adamı tahliye edeceksin baskı yapmasıydı. Zindaşti’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’yle ve Burhan Kuzu ile ilişkilerine baktığımızda bizim çok şüphelenmemiz gerekiyor.
1 Kasım 2020’de Burhan Kuzu hayatını kaybetti. Tam bir gün önce 31 Ekim’de Fatma Mavi diye bir kadında evinde yakılarak öldürüldü. Fatma Mavi ile Burhan Kuzu’nun ilişkisi neydi? Saat farkıyla 2 kişi de hayatını kaybetti? Fatma Mavi’nin ilişkileri neydi acaba? Fatma Mavi de sanki bir adi cinayetle öldürülmüş gibi mi yapıldı? Onun da acaba susturulması gerekiyordu. Elinde ne görüntüler vardı? Niye bunları hatırlatıyorum?
Bakın burada eski siyasetçiler yani daha doğrusu Adalet ve Kalkınma Partisi’nde Burhan Kuzu’yu tanıyan insanlar var. Ben bir gazeteci olarak. O Zindaşti dosyasını bilen bir gazeteci olarak Burhan Kuzu’nun eceliyle öldüğü iddiasına şüpheyle bakıyorum. Bakın altını çiziyorum, şüpheyle bakıyorum. Bugünkü adalet sistemi bugünkü AKP yönetimi Burhan Kuzu’nun ölümündeki şüpheli durumları araştırabilecek durumda değil ama yarın öbür gün altılı masa yeni bir iktidar kurarsa biz Burhan Kuzu’nun nasıl hayatını kaybettiğini de soracak hale geliriz. Bir gün önce hayatını kaybeden Fatma Mavi’nin cinayetiyle ilişkisi var mı acaba diye soracak hale geliriz. Zindaşti şu an sırra kadem bastı. Nerede olduğu şüpheli. Zindaşti’nin de konuşması gerekecek. Biz onları da sorgular hale geliriz. Burhan Kuzu’nun ölümünün bu uyuşturucu meselesiyle çok ilişkili olduğunu düşünüyorum. Tekrar söylüyorum çünkü cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan birisiydi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı koltuğunda oturan birisiydi. Orada önemli bir görevdeydi. O koltuğu kullanarak önemli bir baronun tahliyesine yol açtı. Sadece Zindaşti değil tabii ki, biz burada simge birisinden bahsediyoruz. Baktığınızda cezaevinde çok uyuşturucuyla ilişkili suçtan olan insanları görürsünüz ama dönüp dolaşıp uyuşturucu satıcıları içeridedir. Baronlar dışarıda. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu diyerek lanse edilen Bataklık operasyonunda tutuklu kalmadı, tutuklu kalmadı. hatta ve hatta geçtim iddianameye davaya sanık olarak bildiğiniz uyuşturucu ticaretinin finansörleri sokulmadı. Arkasında FETÖ borsası, uyuşturucu borsası olduğu iddia edildi. Bizzat sayın Süleyman Soylu’nun ismi karıştırıldı. İstifa ettirilen HSK üyesinin oğlunun ismi karıştırıldı. Onların bir şekilde desteğiyle bazı isimleri, Sedat Peker videoları hatırlayın. Sanık olmaktan kurtuldu iddiası gündeme geldi. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin ben gerçekten bu ülkede önemli emniyet müdürleri, önemli savcılar, önemli hakimler, önemli bürokratlar olduğuna inanıyorum. Uyuşturucuyla gerçekten yüreğini koyarak mücadele eden insanlar olduğunu düşünüyorum ama siyasi iradenin uyuşturucuyla mücadele konusunda çok büyük ama çok büyük eksikleri hatta bence göz yummaları vardır diye düşünüyorum. Burhan Kuzu’yu unutmamamız gerekiyor…”