Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin “yok hükmünde” kararının ardından konu hakkında bir açıklama da TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’tan geldi.
Arınç, konuyla ilgili paylaşımında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a şu ifadeleri kullandı:
“Anayasa hükümleri gayet açık. Bu anayasa bugün uygulanmak üzere yürürlükte. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamak, hemen hemen her ilgili maddesinde yazılı.
Sayın Cumhurbaşkanımız 10 yıldır görevde. 2014’ten bu yana bu anayasaya göre seçiliyor, ant içiyor. Bu anayasaya göre YÖK ve HSK üyelerini atıyor, Yargıtay Başsavcısını ve Anayasa Mahkemesi üyelerini seçiyor. Kendisine tanınan tüm hak ve yetkileri kullanıyor.
Birkaç yıl öncesine kadar hem 90. madde hem 148’den 153. maddelerine kadar Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamayı kendimize bir görev biliyorduk. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin defalarca verdiği kararlar ortada. En son 10’a 4 bir karar verdi. O 4 üyenin de esastan itirazları yok, usulden itirazları var. Bu durumda, Can Atalay’ın tekrar milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir engel kalmadı. Bu uygulanmalıdır. Çünkü bu anayasa gereği bu kararlar uygulanmalıdır.
Geçmişte Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu konularında olan düşüncelerim bugün de aynen devam ediyor. Bu yüzden Sayın TBMM Başkanımıza seslenmek istiyorum.
“Sayın Numan Kurtulmuş, Sayın Meclis Başkanımız; sizi geçmişten bu yana tanırım, sever ve takdir ederim. Sizinle birlikte siyaset yaptık. Siz iki siyasi partinin de genel başkanlığını yaptınız. Aileniz, ilmî birikiminiz, taşıdığınız unvan, örnek bir aile olmanız ve meclisimizi de bugüne kadar onurlu bir şekilde temsil etmeniz konusunda sizi her zaman takdir ettim.
Bugün önemli bir kararla karşı karşıyasınız. Bana düşen sizi dostça ikaz ederek Sayın Can Atalay’ı meclise davet edip ant içmesini sağlamanızdır. Bu kişi seçildi, mazbatasını aldı. Meclise geldi, meclis komisyonlarına seçildi ama ant içmesi mümkün olmadı. Şu anda yasama görevine katılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kesin ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı gerekçesi yoktur.
Hatırlayacağınız gibi, 2013’te Kemal Aktaş isimli HDP’li bir milletvekili ceza hükmünün kesinleşmesiyle mecliste ceza hükmü okunacak ve milletvekilliği sona erecekti. Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre Nevruz’da yaptığı bir konuşma vesilesiyle bu cezayı almıştı. Söz konusu konuşmada da AİHM kararlarına göre hiçbir suç unsuru yoktu. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın görüş ve talimatlarını alarak kendi aramızda bu kanunun ilgili maddesini, ‘Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi…’ şeklinde AİHM kararlarına uygun olarak değiştirdik. Kemal Aktaş’ın kararının TBMM’de okunmasını da Sayın Cemil Çiçek’ten rica ederek 4-5 ay geciktirdik. Sayın Başbakanımızın çok doğru bir kararıyla bu madde değiştirildi ve o günden bugüne de yürürlükte kaldı.
Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu şekilde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir olay gibi milletvekilliklerinin düşürülmesiyle siyaset kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun çok büyük yara aldığını düşünmekteyim.
Sayın TBMM Başkanım; lütfen kendi iradenizle, hukuk düşüncenizle, siyasî birikiminizle bu işi daha fazla uzatmadan çözüme kavuşturalım. Bu onurlu işi bir başkasına havale etmeyelim. Unutmayalım ki sizin de çok değer verdiğinizi bildiğim Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in şu sözlerini hatırlatmakta fayda görüyorum: ‘En iyi anayasa uygulanan anayasadır, en kötü anayasa uygulanmayan anayasadır.'”