Bir hasta düşünün ki, kanser tedavisi için hastaneye gittiğinde, tümörünü canlı olarak karşısında görebilsin ve doktoruyla işbirliği yaparak o esnada hedefi 12’den vurabilsin! Artık mümkün! Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, kanser tedavisinde bu en yeni silahın hastaya sağladığı birçok önemli avantaj olduğunu belirterek, radyoterapide çığır açan yeni uygulamayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
“Akıllı radyoterapi” dönemi başlıyor!
MR LINAC, radyoterapi tedavisinde yeni ve akıllı bir yöntem. MR görüntüsü eklenen ve gelişmiş yazılımıyla “Akıllı radyoterapi” yapabilen bu yöntem; tümörün hareketini algılıyor, hızlı ve net görüntü alabiliyor, işlem sırasında tümörün hareketine göre yeni planlama yapılmasını sağlıyor. Bu nedenle ışınlar, tümöre tam isabet ederken çevre dokulara zarar vermiyor.
Guiness Rekorlar Kitabı’na girmiş bir basket örneğiyle açıklıyor MR Linac yöntemini Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar ve şöyle diyor: “Profesyonel bir basketbol oyuncusu gözü kapalı olarak basket potasına arka arkaya yaklaşık 88 kez topu isabet ettirirken, gözü açık attığında bu sayı 5221’e çıkıyor. İşte MR Linac yönteminin üstünlüğünü gösteren bir örnek bu. Çünkü bu yöntemden sonra tümörü ışınlarken elde ettiğimiz başarı, bu yöntemden öncekilere göre kıyas kabul etmiyor!”
Dünyada sadece 9 merkezde var
Dünyada halen 9 merkezde bulunan bu yeni yöntemle yaklaşık 3 bin hastanın tedavi edildiğini, bu hastalarda cerrahiye gerek kalmadığını vurgulayan Prof. Dr. Enis Özyar “ABD ve Hollanda’nın ardından Eylül ayından itibaren Türkiye’de sadece Acıbadem Maslak Hastanesi’nde uygulanan bu yöntem sayesinde hekim ve hasta el ele vererek tümörü 12’den vurabiliyor” diyor.
Tüm tümörlerde kullanılıyor
MR LINAC, vücuttaki tüm tümörlerde kullanılıyor. Bu yeni yöntem, özellikle akciğer, prostat, karın içi tümörleri, karaciğer tümörleri ve metastazları, pankreas kanserlerinde hastaya, önemli kazanımlar sağlıyor. MR-LINAC’ın özellikleri sayesinde elde edilen araştırmalara göre, pankreas kanserinin tedavisindeki başarı ön plana çıkıyor. Öyle ki, bazı durumlarda çok iyi sonuçlar alınabiliyor.
Puslu görüntü yerini çok net görüntüye bırakıyor
Prof. Dr. Enis Özyar, eskiden görüntünün filmlerle yapıldığını belirterek, yeni yöntemi şu sözlerle anlatıyor: “Önceleri, makinenin üzerine entegre edilmiş cihazlarla film çekerek görüntüleme yapılıyordu. Sonrasında devreye tomografi girdi. Fakat tüm bu görüntüleme yöntemleri, hastanın tümörünü ya da etrafındaki normal dokuları çok iyi göstermiyordu. Bunun için de ilgili bölgeye dışarıdan iğneyle girerek, birtakım metal belirteçler konulup tümör dolaylı olarak görülmeye çalışılıyordu. Çünkü yapılan uygulama yumuşak dokuları ve tümörü göstermediğinden, kemiklere göre görüntü alınıyordu. Ancak yeni yöntem ise; günümüzde en iyi görüntülemeyi sağlayan MR ile LINAC cihazını bir araya getiriyor.”
Artık MR-LINAC sayesinde en ideal görüntüyü yakalayabildiklerini söyleyen Prof. Dr. Enis Özyar, yöntemin özelliklerinden birinin de tümörün yerinin çok net olarak görülebilmesi olduğunu söyleyerek şu bilgileri veriyor: “Eskiden tümörü adeta puslu bir görüntünün arkasında seçmeye çalışıyorduk. Tümörün sınırları net olarak görülemiyordu. Verilen ışının sağlıklı kısma gelmemesi için bir emniyet sınırı veriliyordu. Tabii sisli bir görüntü olduğundan emniyet sınırında bazen sağlam dokular oluyor ve oraları da ışın alabiliyordu.”
Hasta gösteriyor, doktor yok ediyor!
Yeni yöntemin özelliklerinden biri de tümörün hareketini algılaması. Zira uygulama sırasında hem hasta istemsiz hareket edebiliyor hem de bazı iç organlar… Oysa ışın verme sırasında hastanın hiç hareket etmemesi gerekiyor. Eskiden bu mümkün olamayabiliyordu. Örneğin hasta, istemsiz nefes alıyor dolayısıyla tümörün yeri anlık olarak değişiyordu; tümör hareket etse bile, yöntem aynı noktaya ışın gönderdiğinden bu kez tümör değil, normal dokular ışın almış oluyordu. Oysa yeni yöntemin akıllı yazılımı sayesinde, MR görüntüleme anlık ve sürekli yapılabiliyor, net görüntü alınabiliyor ve tümörün her hareketi anında saptanabiliyor. Prof. Dr. Enis Özyar şöyle açıklıyor: “Bu yöntemde hasta tedavi içerisinde aktif rol oynuyor. Şöyle ki; hastaya bir gözlük takıyoruz. Bizim gördüğümüz görüntüleri hastaya yansıtıyoruz ve hastaya diyoruz ki ‘Bakın sizin tümörünüz kırmızı renkte ve hareket ediyor.’ Hasta kendi tümörünü görüyor. Ve diyoruz ki bunun etrafında beyaz bir çerçeve var, nefesinizi ayarlayarak tümörünüzü bu çerçeveye hapsedin, o sırada makine hastayı ışınlıyor.”
Hastanın anlık durumuna göre tedavi
Böylece ışının nerede, ne dozda verileceği değişen hareketlere göre yeniden planlanabiliyor. Bu sayede vücudun içinde gözle görülemeyen bir tümör bile, net bir şekilde görüntülenip radyasyon onkoloğuna iletiliyor; radyasyon onkoloğu tümörün hareketine göre anlık ve yeniden planlanma yaparak bir cerrah titizliğinde doğru ve hassas ışınlamayı yapabiliyor. Klasik radyoterapi uygulamalarında mümkün olmayan anlık tedavi planı değişikliği ve “günün anatomisi”ne göre “günün tedavi planı” yapılması sadece bu teknoloji ile mümkün görülüyor. Prof. Dr. Enis Özyar “Yani hastaya her gün kişiselleştirilmiş bir plan yaparak tedaviye alma şansımız var. Dünyadaki ilk ve tek teknoloji bu. En büyük farkı da bu” diyor.
MR–LINAC YÖNTEMİNDE DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİKLER