Bağcılar’da muhtarlarla bir araya gelen Soylu, uyuşturucuyla mücadele noktasında önemli bir yol alındığını dile getirdi.
İstanbul’daki polis ve bekçi sayılarına ilişkin bilgi veren Soylu, yeni dönemde mevcut sayının artırılacağını söyledi.
Soylu, mahallelerdeki karakol sayılarının artırılacağını belirterek, atılan adımlarla İstanbul’un asayiş meselesinde ciddi düşüş olduğunun görüldüğünü kaydetti.
İstanbul’a Jandarma bölgesi de dahil 30 karakol daha yapılacağını aktaran Soylu, “İstanbul tarihinde hemen hemen ilk kez 55 bin polisin üzerine çıkıyoruz. Şimdi 2 bin verdik başladı. İnşallah 3 bin, 3 bin 500 polis daha vereceğiz İstanbul’a. Ayrıca bin 200 daha bekçi vermiş olacağız.” diye konuştu.
İstanbul’un dünyanın en güvenli metropollerinden birisi haline geleceğini, bu kapsamda önemli çalışmalar yürüttüklerini, ayrıca kenttin trafik güvenliği noktasında adımlar attıklarını ifade eden Soylu, adrese dayalı kayıt sistemi, e-devlet üzerinden yapılan işlemler, muhtarlık bilgi sistemi gibi konularda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Soylu, İstanbul’un tüm acil çağrılarının tek bir elde toplanacağı 112 çağrı merkezini açacaklarını dile getirerek, şunları aktardı:
“Halkalı’da Bakanlığımıza ait konuşlandıracağımız birimde bütün hazırlıklar bitti. Elektronik sistemleri kurulduktan sonra İstanbul’da acil çağrı hizmetlerinin kalitesini çok daha fazla yükselteceğimiz ve vatandaşımızın hayatında daha büyük kolaylığın sağlanacağı ve acil çağrıya ulaşabileceğimiz bir sistem oluşacak. Şu anda kurumlar yapıyorlar. Aynen Türkiye’deki yaklaşık 50 vilayetin üzerinde olduğu gibi İstanbul’da da bu adımı hep birlikte atmış olacağız.”
– “331 BİN SURİYELİ GERİ DÖNDÜ”
İstanbul’daki düzenli ve düzensiz göçmen konusuna da değinen Soylu, “Bilmenizi istiyorum ki orada 4 bin kilometrekarede varız. Hem Fırat Kalkanı hem Zeytindalı Harekatı bölgesinde. Biz orada hakikaten huzur getirmeye çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.
Soylu, Suriye’de 2011’den itibaren 1 milyona yakın Suriyelinin şehit edildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Sürekli söylenen ‘Buradakiler gidip niye orada savaşmıyor?’ Neredeyse orada bir soykırım var. Bu büyük, önemli bir rakam. Oradan millet yaşlılarını, çocuklarını almış gelmiş, bize sığınmışlar. Burada şu ana kadar bizim güvenli olarak sağladığımız bölgelere 331 bin Suriyeli geri döndü. Bizi hep eleştiriyorlar ‘Bayramda gidiyorlar niye orada kalmıyorlar?’ Kalabilecekleri yerler var, kalamayacakları yerler var. Bizim Suriyeli kardeşlerimizle ilgili bayram politikamız şudur. Eskiden 3-4 gün verilirdi müddet. Şimdi biz yaklaşık 1,5-2 aylık bir müddet veriyoruz. Gitsinler, görsünler eğer orada kalınabilecek bir durum varsa, kalsınlar. Zaten bu 331 bin kişinin yüzde 70 civarında olanı bayramda gidip kalanlardan olmuştur.”
Yapmaları gerekenin düzensiz göçmeni ve suça karışmış olanı gönderebilmek olduğunu ifade eden Soylu, Türkiye’nin bu konuda çok önemli mücadeleler yaptığını ve geçen yıl 268 bin düzensiz göçmen yakalandığını, bunun 100 bininden fazlasının gönderildiğini aktardı.
– “YAPILMASI GEREKEN ÖZÜR DİLEMEK”
Trafik denetimlerine ilişkin bilgi veren Soylu, geçen cumartesi gecesinden dün gece saat 24.00’e kadar bayram tatili nedeniyle yaşanan kazalarda toplam 56 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, bu rakamın son 10 yıllık ortalamadan daha düşük olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun VIP salonuna alınmadığı iddiasına değinerek, “CHP Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Valimizden ve Ordu’daki polis teşkilatı mensuplarımızdan özür dilemesini bekliyorum. Çok net. Yani bir valiye hareket etmek, ‘it’ demek, bu bizim ne devlet ne de millet geleneğimizde var. Ondan sonra da sessizliğe bürünmek, zaten bunun nasıl olduğu televizyonlarda net bir şekilde açıklandı.” diye konuştu.
Ordu Valisi Seddar Yavuz’un bugün konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Soylu, “Yapılması gereken kamuoyundan, o arkadaşlarımızdan özür dilemektir.” dedi.
Kendisinin daha önceden parti genel başkanlığı yaptığını ancak hakkı olmadığı için VIP kullanmadığını dile getiren Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Daha dün musakka hesabı yapıyordun. Dedin ki ‘Ben antrikot yemiyorum.’ bugün saltanat sürüyorsun özel uçaklarla. Koç’un özel uçağı, altına tahsis edilmiş. Kusura bakmayın, ben bir şey görüyorum, beni kim kınarsa kınasın Gezi olaylarında otel tahsis edenler bugün uçaklarını tahsis ediyorlar. Gezi olaylarında Deutsche Welle’yi tahsis edenler Alman televizyonunu, bugün televizyonlarını tahsis ediyorlar. Gezi olaylarında BBC Türkçeyi İngiliz televizyonunu tahsis edenler bugün televizyonlarını tahsis ediyorlar. Gezi olaylarında Kandili harekete geçirenler bugün Kandili hareket geçiriyorlar. Gezi olaylarında FETÖ’yü tahsis edenler, bugün de FETÖ’yü tahsis ediyorlar. Ben ahmak değilim, her şeyi görüyorum. Bunu da dilim döndüğünce vatandaşıma bir şekilde anlatmaya çalıştım. Bu kadar açık, bu kadar net. Onun üzerinden bütün bunların kararını İstanbul verecektir.”
(AA)
