MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Eylül Yağlıkara cinayetin sert tepki gösterdi. Ankara Polatlı’da 22 Haziran günü 8 yaşında Eylül isimli bir kız çocuğunun kaybolduğunu, günlerce arandığını ama bulunamadığını hatırlatan Bahçeli, “Meğer Eylül’e acımadan kıymışlar. Üstelik toprağa gömmüşler. Ne istediniz bu sabiden? Ne alıp veremediğiniz vardı bu küçük yavruyla? Hiç mi yüreğiniz titremedi? Eylül hunharca katledildi, bununla birlikte vicdan katledildi, insanlık katledildi, hayaller katledildi. Korkak katiller bir kez daha milli gönülleri heder etti, kedere boğdu. Olacak iş mi bu? Ey canavarlar, küçücük bir bedene, küçücük bir ana kuzusuna nasıl kast ettiniz? Eylül topraktan çıktı, tekrar toprağa girecek. Peki, üstümüze düşen feryat çığlığından, fecaat çığından nasıl kurtulacağız? Eylül’ün hesabını nasıl vereceğiz? Eylül’lere musallat olan şerefsizlere nereye kadar tahammül göstereceğiz? Hakikaten çok üzgünüm. Bir yanda minik bir köpeğin dört bacağıyla birlikte kuyruğu kesilir ve ölüme bırakılır, diğer yanda küçük çocuklar hedef haline gelir. Nasıl bu duruma düştük? Böyle gidemeyiz, bu şekilde daha fazla mesafe alamayız. Ağrı’da ailesiyle birlikte dedesinin köyüne bayramlaşmaya giden 3,5 yaşındaki Leyla da tam 16 gündür kayıp ve halen aramalar sonuç vermedi. Kaybolan yalnızca Leyla değil, hepimiziz. Acaba masum bedeni nerede? Mazlum gözleri nasıl bakıyor? İsimleri Eylül olur, Leyla olur, hiç fark etmez. Onlar çocuk, onlar savunmasız, onlar masumiyetin zirvesi. İnanınız, bu gidişle başımıza taş yağmazsa yatıp kalkıp şükretmemiz gerekir. Çocukları güvende olmayan bir milletin istikbali güvencede bulunamaz” ifadelerini kullandı.
“İdamsa idam, cezaysa en ağır ceza, tecritse tecrit; gereği her neyse alçak barbarlara revadır, layık oldukları akıbet de bellidir”
“Çocuklar sürekli katlediliyorsa, sürekli istismara uğruyorsa her şey anlamını kaybetmiş, sözün geçerliliği bitmiş demektir” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Durup düşünelim, çocuğa gücü yeten, çocuğa vahşet uygulayan, çocuğun ve körpe hayvanların kanını döken barbarların yaşama hakkı var mıdır? Dedim ya, her cani sürünerek yaşar. Her hain de korkaktır. İdam bile katiller için kurtuluştur! Bu rezillere öyle bir bedel ödetmeliyiz ki, yankısı yedi cetlerinden hissedilmelidir. Çocuk katilleriyle mücadele değil, savaşmak lazımdır. Ve bu savaş kazanılmalıdır, kazanılacaktır. İdamsa idam, cezaysa en ağır ceza, tecritse tecrit; gereği her neyse alçak barbarlara revadır, layık oldukları akıbet de bellidir. Bundan kaçamayacaklar, korkaklıklarının, hıyanetlerinin her türlü sonuçlarına katlanacaklardır. Eylül’e Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Katil ya da katilleri lanetliyorum. Çocuk ve kadına yönelik artan şiddetin önlenmesi konusunda her sorumluluğu üstleneceğiz. Dilerim ki, Leyla da acilen ve sağ salim bulunur, ailesine kavuşur. Ayrıca 2 gün sürecek Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren kardeşlerime üstün başarı ve muvaffakiyetler diliyorum. Allah hepsinin yardımcısı olsun diyorum. Unutulmasın ki, asıl imtihan hayattır, sabırdır, mücadelenin sürekli olmasıdır.”