MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam Kampı’nda konuştu. Bahçeli, “Demokrasi kültürümüzün yozlaştırılmasına suskun kalmamız, delilli, ispatlı sandık yolsuzluklarına göz yummamız kesinlikle düşünülemez” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları;
Demokrasi tüm kurul ve kurallarıyla çalışır haldedir. Milletimizin takdir ve tercihi belli olmuştur. Ancak 31 Mart seçimlerine gölge düşürmek isteyenler elbette boş durmamışlardır.
Demokrasi yara alırsa geleceğimiz tehlikeye girecektir. Demokratik süreçleri şaibelerle boğmak altından kalkılamayacak sonuç ve sorunlara zincirleme şekilde yol açabilecektir.
Hiç kuşku yok ki, iki günlük toplantı serimizde 31 Mart seçimlerini tüm boyutlarıyla değerlendirme fırsatımız olacaktır.
MHP, 31 Mart seçimlerine büyük anlamlar yüklemiş, milli bekamız üzerinde derin yankıları olacağını ifade etmiştir. Bunda da ne kadar haklı olduğumuz şimdiden ortaya çıkmıştır. Şunu bir defa gönül huzuruyla ve tam bir inanmışlıkla söylemek isterim ki, 31 Mart Mahal İdareler seçiminin kazananı açık ara farkla Cumhur İttifakı’dır.
Cumhur İttifakı’nın çağrısı milletimiz tarafından hem duyulmuş hem de kabul görmüştür. Bu durum Türkiye için muazzam bir başarıdır. Seçimsiz geçecek 4,5 yıllık zaman diliminde, cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümüyle ilgili yapılacak müstesna hazırlıklara güçlü bir destek, Türkiye’ye demokratik bir katkıdır.
Yenilgimizi gözetleyenler ters köşeye yattılar. MHP safraları attı, kamburlardan kurtuldu. Çok şükür iddialı ve inançlı yükselişine devam etti.
Bizim fitne koliklerle meşgul olacak vaktimiz yoktur. Siyasi düzenbazlarla oyalanmaya, onların seviyesine düşmeye halimiz ve hakkımız olmayacaktır. Önümüze bakacağız, işimize bakacağız. Millete hizmet yolundan ayrılmayacağız. Dik duracağız, sağlam duracağız, adam gibi duracağız.
Kutlu davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’nin egemenlik haklarını müdafaadan vazgeçmeyeceğiz. Milli bekayı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. İhanet ile mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. MHP, tarihin doğru yerindedir. MHP, siyasetin doğru yönündedir. MHP, Türk milletinin tertemiz özü, kudretli sözüdür.
Türk demokrasisi her türlü engellemeye, karamsar yaklaşımlara iftiralara yalanlara rağmen köklü ve dinamik niteliğini kanıtlamıştır. İki, 31 Mart mahal idareler seçimi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmen uygulanmaya başladığı dönemde hayata geçmiştir. 31 Mart seçimleri tarihi önemdeydi.
Zillet İttifakı yeni hükümet sistemine mesafeli tavırlarını muhafaza edip her fırsatta eskiye dönmekten bahsediyorlar. AK Parti ve MHP’nin oyu 24 Haziran’ın gerisine düşmemiştir.
Gerçekleri çarpıtmak nafiledir. Her şey çok açıktır. İster il genel meclis seçiminden çıkan oransal veya sayısal sonuca bakalım, isterse de belediye meclis seçimindeki tabloyu yorumlayalım biliniz ki sonuç asla değişmeyecektir.
Orta Anadolu ve Karadeniz başta olmak üzere hemen hemen tüm seçim çevrelerinde MHP hem Cumhur İttifakı içinde hem de tek başına siyasi varlığını göstermiş, muazzez yükselişini sürdürmüştür. Üretken belediyecilik anlayışımız tasdik edilmiş, duruşumuz sempati toplamış, çağrılarımız dikkate alınmış, ilkeli tutumumuz dürüstlüğümüz karşılık bulmuştur.
Elbette üç hilali sahiplenen aziz millet evlatlarıyla iftihar ediyoruz. Elbette tüm adaylarımızla, sevdalılarımızla gurur duyuyoruz. 31 Mart seçimleriyle ilgili üçüncü yorum ve kanaatimiz şudur.
MHP ile AK Parti seçimden başarıyla çıkmış. Sonuç itibariyle belediye başkanlıkların kahir ekseriyeti ehline emanet edilmiştir.
Gönül isterdi ki daha fazla belediye başkanlığı kazanalım, dilerdik ki daha yüksek oy oranına ulaşalım. Eksiğimiz varsa tamamlayacağız. Daha iyisini, daha fazlasını zaman ve süreç içerisinde güç birliğiyle mutlaka sağlamış olacağız. Bize bağlanan güveni boşa çıkartmayacağız.
Oy oranımızı yüzde 7,4 olarak göstermek haksızlıktır. MHP’nin aldığı oy oranı yüzde 18,81’dir. Bunlar rahatsız olmaya devam etsinler. MHP de yürüyüşüne devam edecektir. Rehavete kapılmadan mücadelemizi sürdüreceğiz.
Zillet ittifaklarının kanatları kırıktır. Büyükşehir ve illerde, denetim ve kontrol görevi de cumhurun bizzat kendisine emanet edilmiştir.
Zillet İttifakı’nın ana aktörü CHP’nin özellikle 11 büyükşehirde sonuç aldığı görülmektedir. Kazanırken kayıp böyle bir şeydir. CHP’nin yönetimini üstlendiği belediyelerde, Meclis üyelerinin ağırlığı Cumhur İttifakı’ndan yanadır. Tokmağın kimde olduğu aşikardır. HDP bütün imkanlarıyla CHP’ye çalışmıştır. CHP’nin kuklasına dönenler, MHP’ye engel olma önüne geçmek amacıyla kumandayla hareket edenler iki cihanda da yerleri olmayan kötülerdir. Bunlar PKK’nın emellerine hizmet etmişlerdir. Bunlar Türkiye düşmanlarının gölgesine sığınmışlardır. Başkasına kazandırayım derken, kendi kalelerine gol üstüne gol atmışlardır.
İstanbul’da Ankara’da İzmir’de Adana’da Mersin’de Antalya’da Zillet İttifakı’na HDP PKK kan nakli yapmıştır. Üstelik FETÖ’cüler her yerde açık açık göstere göstere Zillet İttifakı’na çalışmışlardır. Maalesef üç büyük şehirde çok tehlikeli bir oyun oynanmıştır. Büyükşehir ilçe belediyelerinde sayısal ve siyasal üstünlük Cumhur İttifakı’ndayken, büyükşehir yönetimleri çelişkiye bakınız ki CHP’ye geçmiştir.
Ankara’da 25 ilçenin 22’sinde belediye yönetimini kazanmış, üç ilçe de CHP’de kalmıştır. Buna rağmen büyükşehir belediye başkanlığına, hakkındaki suçlamalardan henüz aklanmamış bir şahıs seçilmiştir. Bize göre ilçedeki iradenin büyükşehire yansımamış olmaması demokratik bir zafiyettir. Bunun tamir ve telafisi şarttır. Önümüzdeki gündem konularından birisi de budur. Mahal idarelerde yönetimsel düzenleme elzemdir. Konuyla ilgili teklifimizi 2 Nisan Salı günü değerli muhabirlerle bir sohbet esnasında dile getirmiştir. Bir sistem adaletsizliğinden bahsetmiştim.
İlçelerde başarı kazanıp, büyükşehirlerde kaybetmenin normal bir şey olamayacağına vurgu yapmıştım. Sadece büyükşehir başkanını seçelim, o da yetkiye dayanarak ilçe belediye başkanlarını belirlesin… Bu teklifimizden dolayı keyfi kaçanlar neye hizmet etmektedir? Korkmaya kaçak güreşmeye gerek yoktur.
Türkiye’yi eyaletlere bölmeyi amaçlayan alçaklara hizmet edenler bellidir. Mehmetçik katilleriyle aynı hizaya giren kimliksizlerin teklifimizi sulandırması düştükleri derin çukurdan kurtulmalarına yetmeyecektir. Onlar kendi dertlerine yansınlar.
Eyyamcılar, entrikacılar, erdemsizler, bize eyalet uyarısı yapmasınlar. Gitsinler zillet ve rezaletten yakalarından kurtarmayı denesinler. Hiç kimsenin küçük aklına ihtiyaç duymuyoruz. Milletin iradesinin üstünde irade tanımıyoruz. Zilletin ortakları, köşe yazarları akılları varsa kendilerine saklasınlar. Eğer teklifimiz kabul görürse hiç olmazsa büyükşehir ölçeğinde hem bir tutarlılık hem bir denge sağlanmış olacaktır.