Atlasglobal personelini de mağdur etti. Atlaglobal havayolu şirketi, 2019’un son aylarında müşterilerin şikayetleri nedeniyle, bazı basın kuruluşlarında haberlere konu oldu. Son günde uçuş ertelemeleri ya da iptalleri gibi müşteri şikayetlerinin ardından, şirketin ekim ayında çalışanlarına ödemeleri de 20 gün gecikti.
Daha sonra kasım ve aralık ayı ücretleri de ödenmeyen personelden 90 kişi işten çıkarıldı. İşten çıkarılanların ardından şirketin çalışmaya devam edeceği düşünülürken Atlasglobal’in 14 Şubat’ta iflas masasına başvurduğu ortaya çıktı.
Bu süreçte ödemelerini alamayan havayolu çalışanları, koronavirüs salgınından ülkemizin de etkilenmesiyle sıkıntılı günlerden geçiyor. Çalışanlar haklarının ödenmesini talep ediyor.
Atlasglobal’de kaptan pilot olarak çalışan Levent Bilir, özel havayolu şirketlerinin birkaçı hariç, çalışanların özellikle ücretler ve diğer hakları konusunda devamlı suistimal içinde olduklarını söyledi. Bilir, Atlasglobal’de yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
“Ekim ayında maaşımızı 20 gün kadar geç verdiler. Kasım ve aralık ayına ait olan maaşlar hiç verilmedi; iki ay birikti. Dolayısıyla ben 31 Aralık 2019’da bu şartlarda uçmam, dedim. Ondan sonra uçmamaya başladım. 10 Ocak’ta kendi isteğimle istifa ettim. Fakat bu süreçte bu şirketin uçuşlarını durdurması ve tekrar 21 Aralık’ta uçuşları açması gibi birtakım gelişmeler oldu. Bu dönem içerisinde şirketin sahibi üç kere toplantı yaptı. Her seferinde ‘paramız şu gün gelecek; haftaya gelecek; paramız var alamıyoruz, ödeyemiyoruz’ gibi bir sürü bahaneyle oyalandık. Bu dönem içerisinde sivil havacılığın bir denetlemesi vardı. Aralık ayındaki denetleme ocak ayına ertelenmiş. Ocak’ın 15-16’sında denetleme yapılacak, acaba 26 Ekim’den beri gelen bu süreci sivil havacılık nasıl değerlendirecek, diye düşünüyoruz. Çünkü geçmişten gelen bir yönetimsel başarısızlık var. Şirketin CEO’su bu denetlemenin operasyonel olacağını söyledi. Ama mali konuları da denetlemeleri lazım; çünkü sivil havacılıkta şirketlerin teminatları var yolcularla ilgili olarak, personel maaşlarıyla ilgili olarak teminatları da vardır. 14 Şubat’ta iflasını verince herkes şaşkınlık içinde kaldı. Tabii o zamanlar koronavirüs söz konusu değil. Bu arada tabii biz bu işi nasıl hallederiz diye hukuki yollara başvurmaya çalıştık. Hukuki süreçle bir sonuç alamayacağımızı ve bu işin çok uzun süreceğini öğrendik.”
Sivil havacılıkta sendikal örgütlülüğün çok zor olduğunu dile getiren Bilir, sendika faaliyetinin başladığı an işten çıkarmaların yaşandığını belirtti. Atlas Zedeler Adalet Platformu (A.Z.A.P) oluşturarak sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten Levent Bilir, platformda kaptanlar, pilotlar, kabin amirleri, kabin memurları ve ofis çalışanları olmak üzere yaklaşık 600 kişinin bulunduğunu kaydetti. Bilir, şunları kaydetti:
“Bir kamuoyu baskısı yaratmaya çalışıyoruz. En azından bizim haklarımızı ödesinler. Şirketin önünde bir basın açıklaması yapmak istiyorduk ama malum bu koronavirüs salgınından da bir darbe yedik. Birçok çalışan iflas kabul edilmediği için işsizlik maaşına da başvuramıyor. Korona tedbirleri altında da resmen boğulduk. İnsanların elinde avucunda bir şey kalmadı.”
Atlasglobal’de kabin amiriyken 30 Ocak’ta işten çıkarılan Pelin Aksu, şirketin yalnızca küçülmeye gittiğini düşündüklerini, 14 Şubat’ta iflas masasına yapılan başvuruya kadar ara ara uçuşların devam ettiğini söyledi. Üç aylık sürece ait alacaklarının ödenmedİğini belirten Aksu, “Benimle birlikte 90 kişi çıkarıldı. Ondan öncesinde dönem dönem ücretsiz izne gönderildik. Aksu, yaşadığı sorunları ve taleplerini şöyle anlattı: “Herkes zor durumda kaldı. Örneğin ben, 2 bin 500 TL kredi ödüyorum, 600 TL de çekmek zorunda kaldığım ihtiyaç kredisi var. 2 bin 300 TL işsizlik maaşı alıyorum. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bundan sonraki süreçte bankadan icra mı gelecek, ne olacak hiç bilmiyoruz.
Evinde suyu, elektriği kesildiği için daha önceden bulunan spor salonu üyeliğinden faydalanıp gidip orada duş alıyor. Havacılık sektöründeki personelin bunu yaşamış olması Türk sivil havacılığı adına inanılmaz kötü bir durum. Talebimiz en azından bizi rahatlatması açısından, haklarımızı alabilmek. İşverenin söyledikleri bir yerlerden bir şekilde bize ulaşıyor. ‘Vereceğim, vermeyecek değilim ama şu anda veremiyoruz’ diyor. Neden, koronavirüs sebebiyle; ama bu süreç çok öncesinde başladı. Başka borçları da varmış, bize ödeme yaptığı takdirde diğer alacaklıları başına toplanacak muhtemelen. Sadece personel olan borcu 40 milyon TL. Şirkete bir alacaklı davası açılmış, biz de davaya müdahil olmak için adliyeye gittik. Ayrıca 1 Şubat’tan 14 Şubat’a kadar çalışanların 14 günlük çalışma süresi SGK’ya geçirilmemiş.
Öte yandan şirketle iletişime geçmek istedik ancak iletişim bilgisi almak için sosyal medyadan yönlendirilen internet sitesine dahi giriş sağlayamadık.