Fotoğraftaki şahsın adı, Şeyh Muhammed Abdülkerim el-İsa. 1965 doğumlu. İslam ilahiyatı hakkında akademik çalışmaları olan, özellikle hukuk konusunda uzman, bir dönem Suudi Arabistan Adalet Bakanlığı makamında oturmuş bir portre. Şimdi, Müslüman Dünya Birliği Genel Sekreteri…
Pensilvanya’dakine geçmiş olsun, Amerika’nın “ılımlı İslam, dinlerarası diyalog, İbrahimi dinler dayanışması vb” konulardaki yeni adamı bu!..
Üstelik işi, “Suudi Arabistan’da Vehhabilik diye bir şey yok” demeye kadar vardıran veliaht prens Muhammed bin Salman’ın da sağ kolu, yani, petro-dolar denizinde yüzen ülkesinde kendini sağlama almak içindarbefalan yapmaya da ihtiyacı yok…
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır, doğru ama, Şeyh Muhammed’i bu mevkiye taşıyan isim kendi eşi değil, uzaklardan bir uzman: Farah Pandith.
Hindistan asıllı, Müslüman Amerikalı Pandith, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın tarihindeki ilk “Müslüman ülkeler özel temsilcisi” ünvanını taşıyor. Şu anda Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi olacak kadar iyi yetişmiş bir Amerikalı, görevde olduğu 10 yıl boyunca tam 80 Müslüman ülke/ toplumu ziyaret etti, ABD’nin İslam dünyasına dönük stratejisinin zeminini oluşturacak raporlar hazırladı.
HOŞÇAKAL VEHHABİLİK
Çalışma alanı, Sünni coğrafyada radikal/dinci şiddetin ana zeminini yakalamaktı, buldu: Vehhabilik!..
Pandith’e göre El-Kaide’den DEAŞ’a uzanan terör çizgisinin ana ekseni, Soğuk Savaş yıllarında “kullanılmış” Vehhabi inanç sisteminin açtığı kapıydı. Nitekim, Prens bin Salman son ABD ziyaretinde “Amerika istediği için Vehhabiliği dünyaya yaydık” diyerek bu işin asıl sahibinin kim olduğunu göstermeye çalıştı.
Doğrudur, Jimmy Carter dönemi Güvenlik Başdanışmanı Brezezinski, Afganistan Mücahid direnişini Vehhabi zeminli oluşturarak bugünlere kadar uzanan felaket zincirini başlatan adamdır.
Pandith yalnız Amerikan devletine rapor yazmadı, 15 Temmuz ihanet girişimininWashington’daki ana karargahı olan Demokrasileri Savunma Vakfı’nın (Foundation for Defense of Democracies-FDD) “ABD-Suudi Arabistan İlişkisini Düzenleme Komisyonu”nda da yer aldı, neo-con/Siyonist lobinin Suudi Arabistan merkezli yeni “ılımlı İslam”stratejisinin de mimarı oldu.
BAKIN NELER YAŞANDI
Pandith’in raporları Suudi Arabistan-BAE-İsrail ittifakını geliştiren ve Siyonist milyarder Sheldon Adelson tarafından desteklenen FDD üzerinden hayata geçti ve Şeyh Muhammed kurulduğu günden bu yana Vehhabiliği yaymak için milyarlarca dolar bütçe ile hareket eden Müslüman Dünya Birliği’nin başına geçti!..
Bu görevden hemen sonra punduna getirip Fransa’da bir sinagogu ziyaret etti, İsrail’e karşı terör eylemlerinin “İslam dışı” eylemler olduğunu ilan etti, “soykırım inkarcılarını” kınayan bir mektup yayınladı, 21 Eylül 2017’de Vatikan’da Papa 1. Francis tarafından kabul edildi, görüşmeyle ilgili –nedense- hiçbir açıklama yapılmadı.
Konu kapanmıştır. Amerika adamını bulmuştur.
FETÖ’YÜ YAKINDA VERİRLER
Görünen, Pensilvanya’daki şahsın günlerinin giderek azaldığıdır, Bahçeli’nin dediğinin aksine “kafaya çuval geçirmeye” gerek kalmayacak gibi… Suudi Arabistan’ın bu ölçüde devreye girdiği bir dönemde, deşifre olmuş yapılar, emperyalizm tarafından her zaman ayak bağı görülür.
Şu anda Muhammed bin Salman ve Şeyh Muhammed Abdülkerim el-İsa ile uyum içinde çalışacak yeni bir Türk (!) isim de ayarlıyorlardır, beklenmedik bir günde (tıpkı Öcalan olayında olduğu gibi) önemli bir paket alabiliriz…
Bu bilgiler Star Gazetesi yazarı Ardan Zentürk’ün köşesinden alınmıştır.
