Unutkanlık ve bilgi kaydında zorlukla ortaya çıkan, sadece hastayı değil, yakın çevresini de etkileyen Alzheimer, kişilik değişimine de yol açıyor. Uzmanlara göre, sağlıklı olduğu dönemde sosyal ve kültürel baskılar nedeniyle kişilik özellikleri ortaya çıkmadan yaşayanlarda hastalıkla beraber zamanında ortaya koyamadıkları kişilik özellikleri ortaya çıkıyor. Bu durumu daha çok kadınlar yaşıyor.
Üsküdar Üniversitesi Anabilim Dalı Başkanı, Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer’in kişilik üzerindeki etkilerini anlattı.
Alzheimer’ın bireylerin davranışlarında değişikliklere neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, hastanın kişilik yapısı ve geçmişte yaşadığı olayların kişilik değişiminde etkisi olduğunu ifade etti.
Baskılanan kişilik özellikleri ortaya çıkıyor
Her hastada kişilik değişimi olmadığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Bazı insanlarda kişilik değişimi görülmezken bazı kişilerde depresyon, şüphecilik ve agresif davranışlar eşliğinde kişilik değişimine rastlanıyor. Sosyal ve kültürel baskılar nedeniyle kişilik özellikleri ortaya çıkmadan yaşayanlarda ki bunların çoğu kadın hastalar, hastalıkla beraber zamanında ortaya koyamadıkları kişilik özellikleri kişilik değişimiymiş gibi ortaya çıkıyor” dedi.
Kişilik değişimlerinin sebebi: Beyin
“Bu değişikliklerin sebebi, beynin davranış organı olmasıdır” diyen Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer’in sadece unutkanlıktan ibaret olmadığını vurgulayarak “Hastalık ilerledikçe beynin davranış kontrolüyle ilgili bölgeleri de etkileniyor” şeklinde konuştu.
Alzheimer hastalarıyla anlayışlı bir ilişki yürütülmeli
Hastanın, davranışlarının kontrolünde sorun yaşadığı için belirli davranışları kendi isteğiyle yapmadığını hatta hatalı davrandığının farkına bile varmadığını kaydeden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ,bu durumda hastaya yanlışının hatırlatılmasının bir faydası olmadığını belirterek,anlayışlı bir ilişki yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bakımda görev alan kişiler tecrübeli olmalı
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığının bakımının profesyonel bir iş olduğunu vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Bakımda görev alan kişilerin bazı sağlık bilgisine ve hasta bakım tecrübesine sahip olması gerekli. Bu şart yerine getirilemiyorsa, bakımı üstlenen hasta yakını mümkün olduğu kadar bilgisini artırmalı. Ülkemizde bakımevi seçeneği yaygın değil. Bu seçenek bazı hastalarda olumsuz etki yapıyor.”