Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen maden sahası ruhsatının iptali için dün Muğla İdare Mahkemesi önünde toplanan ve 2 ayrı duruşmayı izleyen İkizköylüler bugün yazılı basın açıklaması yaptı.
Muğla İdare Mahkemesi’ndeki davaları TEMA Vakfı temsilcileri, Türk Toraks Derneği temsilcisi, Bodrum Kent Konseyi temsilcisi gibi sivil toplum örgütleri de temsilcileri ile takip etti.
Köylüler adına duruşmaya Av. İsmail Hakkı Atal ve Av. Arif Ali Cangı katıldı. Duruşmada ayrıca, Muğla ve İzmir Barolarından yaklaşık 10’a yakın avukat da hazır bulundu. Ayrıca Akbelen Davası’nda müdahil olan Muğla Büyükşehir Belediyesi, Milas Belediyesi ve Tarım-Orkam Sen avukatları da duruşma salonundaydı.
AÇIKLAMA YAPTILAR
Muğla’nın Milas ilçesine bağıl İkizköy’deki Akbelen maden sahası ruhsatının iptali için dün Muğla İdare Mahkemesi önünde toplanan ve 2 ayrı duruşmayı izleyen İkizköylüler bugün yazılı basın açıklaması yaptı.
İkizköy çevre grubu sözcülerinden çevre mühendisi Deniz Gümüşel yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
*Dün Akbelen’le ilgili iki önemli davanın duruşmaları vardı. Birinci duruşmada Akbelen Ormanı’nı da içine alan ama toplamda 230 bin dönüm gibi çok büyük bir alanı kapsayan kömür madeni işletme ruhsatının (İR86541) iptali için İkikzöy’ün doğa koruma derneği KARDOK tarafından açılan dava görüşüldü.
“UYGUN DEĞİL”
*Davada şu ana kadar bir bilirkişi keşfi yapılmamıştı. Üstelik bu ruhsat ÇED’den de muaf tutuluyor. İkizköylülerin ve KARDOK’un avukatları böylesi büyük bir alanı kapsayan bir ruhsatı konu alan bir davanın bilirkişi keşfi yapılmadan ilerletilmesinin idari yargılama ilkelerine uygun olmadığını belirttiler.
*İkizköylü davacılar kömür madeni nedeniyle bugüne kadar yaşadıkları sağlık sorunlarını, deneyimledikleri tarımsal üretimdeki ve su varlıkları üzerindeki olumsuz etkileri detaylıca anlattılar.
*Davacı uzmanı madenin ve bu kömürü kullanarak çalıştırılan iki termik santralin ekolojik, sosyal ve ekonomik etkilerini özetle dile getirip, daha detaylı incelemeye ihtiyaç duyulduğunu aktardı.
“AKBELEN ORMANLARI KANUNEN SAVUNMASIZ BIRAKILDI”
*İkinci dava Akbelen Ormanı’nda maden işletmesine izin veren Tarım ve Orman Bakanlığı işleminin iptali davasıydı (Akbelen Davası).
*Akbelen davası duruşmasında avukatlarımız bu yargılama boyunca yaşanan hukuksuzlukları, şirketin yararına rapor çıkıncaya kadar tekrarlanan bilirkişi keşiflerini, bilimdışı ve gerçekleri yansıtmayan son bilirkişi raporuna dayanarak mahkemece verilen yürütmenin durdurulması kararının iptali sonrasında Akbelen Ormanının hukuken korumasız bırakıldığını ve 24 Temmuz’da başlayan, kolluk güçlerinin desteği ile altı günde gerçekleştirilen ağaç kesimini ve sonrasında Akbelen ormanı savunucularının karşı karşıya kaldığı baskıları anlattılar.
*İkizköylüler Akbelen Ormanının kendileri için neden önemli olduğunu , artık kömürden elektrik üretmeye ihtiyacımız olmadığını, kömürün bedelini kendilerinin ödediğini belirttiler. Davacı uzmanı olarak ben de dava dosyasında hala cevaplanmamış sorular olduğunu; bölgede madencilik başlamadan önce detaylı bir hidrojeolojik etüt yapılması gerektiğini, Zeytincilik Kanunu 20. Maddesine göre zeytinliklerin çevresinde toz üreten madencilik faaliyetlerinin yapılamayacağını, son olarak da Akbelen Ormanının hala ekolojik olarak da yasal olarak da orman statüsünde olduğunu dile getirdi.
*Davalı taraf avukatlarının santrallerin enerji arzındaki öneminden ve istihdam sağladığından bahsetmeleri üzerine; daha önce MMO-EMO tarafından hazırlanan teknik raporda ifade edilen enerji arzında bu santrallerin yokluğunun telafi edilebileceği; bölgede istihdam için pek çok seçenek (örneğin zeytincilik) olduğu, bunun için kömüre verilen teşviklerin doğayla uyumlu, insan onuruna yakışır işler için kullanılmasının yeterli olacağı ifade edildi.