Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Başsavcı Seçkin Yılmaz’ın hakkında inceleme sürerken göreve getirilmesinin etik olarak doğru olup olmadığı” yönündeki ısrarlı sorulara yanıt vermedi.
Gazetemiz, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından hakkında FETÖ incelemesi yürütülen başsavcı Seçkin Yılmaz’ın, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un özel kalem müdürü olarak atandığını gündeme getirmişti.
Bakanlıktan, görevlendirme ve incelemeyle ilgili resmi açıklama yapılmamıştı. TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı nedeniyle TBMM’de düzenlenen resepsiyona katılan Tunç, gazetemizin atamaya ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı.
Yılmaz’ın, 2009, 2011 ve 2013’te mülakata girdiğini ve elendiğini söyleyen Tunç, Yılmaz’ın da adının yer aldığı dosyada çok sayıda ismin olduğunu belirterek “Hepsi suçlu mu?” dedi. Ancak Tunç, “Yılmaz’ın, hakkında inceleme sürerken göreve getirilmesinin etik olarak doğru olup olmadığı” yönündeki ısrarlı sorulara yanıt vermedi. Tunç’un, dosyanın akıbeti konusunda bilgi paylaşmaması da dikkat çekti.
Öte yandan Tunç, Diyanet’te personeli olan eniştesi Fatih Kurt hakkındaki AKP’li Metin Külünk’ün iddialarının ardından Diyanet’e gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin ise “İadei ziyaretti. O konu gündeme bile gelmedi” dedi.
‘GEZİ’ TEPKİSİ
Tunç, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın da arasında olduğu isimlere yönelik Gezi davası kararının anımsatılması üzerine de “Bütün Türkiye’yi bu ateşle yakmaya ve hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik bir ayaklanma, kalkışma ortaya çıktı. Bu kalkışmayla ilgili hukuk devletinde, özellikle yargı konuya el attığında ‘Gezi yargılanamaz, Gezi onurumuzdur’ derseniz, hukuk devletinde bu olmaz. Burada şehitler var, ölen vatandaşlar var, terör örgütünün paçavraları asılmış, siz burada nasıl ‘suç yok’ dersiniz? Soruşturuldu, bağımsız, tarafsız yargı bir karar verdi. Bu karara hepimiz saygı duyacağız. Karar elbette ki eleştirilebilir. Ama ‘Kararı kabul etmiyoruz. Gezi direniştir, yargılanamaz, onurumuzdur’ şeklindeki ifadeler, demokratik hukuk devletinde olmaz” dedi.
YIKIMLAR İÇİN ‘FARKLI USUL’ ÖNERİSİ
ADALET Bakanı Yılmaz Tunç, 6 Şubat depremlerine ilişkin soru üzerine binaların hasar durumlarına yönelik çeşitli itirazlarda bulunulduğunu, yıkım kararlarının hızlı şekilde uygulanması gerektiğini söyledi.
Yıkım kararlarına karşı açılan davaların bulunduğunu anımsatan Tunç, bu konuda yargılamadaki sürelerin kısaltılabileceğini kaydetti. Alternatif model sunulacağını dile getiren Tunç, “Farklı bir usul önereceğiz Meclis’imize. Şu anda 11 ilde 30 bine yakın idari dava var” dedi. Tunç, 1 Eylül’de başlayan kira uyuşmazlığında arabuluculuk uygulaması çerçevesinde bugüne kadar 24 bin başvurunun yapıldığını, müzakereleri tamamlanan uyuşmazlıklardan 1 900’ünde anlaşma sağlandığını aktardı.