NatWest Grubu, İngiltere’deki çalışanlarına iş amaçlı iletişimde yalnızca “onaylı kanallar” üzerinden iletişim kurmaları uyarısında bulunduktan sonra, WhatsApp, Facebook Messenger ve Skype gibi popüler mesajlaşma uygulamalarını tamamen engelledi.
Bu kararın arkasında, şirket cihazlarında kullanımı artık yasaklanan bu uygulamaların iş dünyası ve siyasette şeffaflık sorunlarına yol açması yatıyor. Onaylı kanallar üzerinden gönderilen mesajlar izlenebilir ve şüpheli durumlarda geçmişe dönük olarak incelenebilir.
NatWest, uygulama değişikliğinin ay başında yürürlüğe girdiğini açıkladı. Banka, “Pek çok kuruluş gibi biz de iş ile ilgili iç veya dış iletişimlerde yalnızca onaylı kanalların kullanılmasına izin veriyoruz” dedi.
Dünyanın önde gelen bankaları, kayıt tutma kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle ABD’de son yıllarda 2,8 milyar dolardan fazla ceza ödemek zorunda kaldı. JPMorgan Chase, Wells Fargo, Bank of America ve Citigroup gibi devler, geçmiş mesajların erişilememesi nedeniyle cezalarla karşı karşıya kaldı. Bu gelişmeler, NatWest’in aldığı bu önlemlerin yalnızca yerel değil, küresel bir sorunun parçası olduğunu gösteriyor.
İngiltere’de bankacılık düzenleyici kurumu Finansal Yürütme Otoritesi (FCA), bankaların çalışanlarının mesajlaşma uygulamalarını nasıl kullandığını inceleme niyetinde olduğunu belirtti. FCA’nın bu kararı, enerji düzenleyici Ofgem’in Morgan Stanley’ye özel telefonlardan WhatsApp kullanarak yapılan iş görüşmeleri nedeniyle ceza kesmesinin ardından gündeme geldi.
Banka sektörü dışındaki kamu kurumlarında da çalışanların uygulama kullanımı üzerine soru işaretleri oluştu. Özellikle bakanların WhatsApp üzerinden hükümet işlerini yürütmeleri, kamuda şeffaflık konusunda endişelere yol açtı. İngiltere Covid-19 araştırması, pandemide hükümet yetkilileri ve bakanların WhatsApp mesajlarını sildiklerini ortaya koydu.
Dönemin başbakanı Boris Johnson’un da aralarında bulunduğu üst düzey yetkililer, mesajları kaybolmuş durumda olan isimler arasında. Johnson, soruşturma komisyonuna yaklaşık 5 bin mesajının kaybolduğunu açıklamıştı. Bu, devletin en yüksek kademelerinde bile şeffaflıkla ilgili önemli bir açık olduğunu gösteriyor.